Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1048 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Etle tırnak...
Kadir Bayrak

  Sayı: 108 -

O’nun (sav) anıldığı bütün sözler, konuşmalar, yazılar, şiirler, insanoğlunun bütün fikir verimleri diğerlerinden daha üstün, daha akılda kalıcı. Çünkü O’nunla insan arasında, O’nunla bütün yaratılmışlar arasında, kâinat arasında bir bağ var. Etle tırnak, anahtarla kilit, ağaçla toprak gibi birbirinden ayrılmaz, birbirine kenetlenen her ne varsa hepsinin üstünde ve kuvvetli bir bağ…

Âlemleri O’nun yüzü suyu hürmetine yaratan Allah, varlığın merkezine O’nu koydu. Her şey ama her şey farkında olsun veya olmasın O’nun etrafında halkalandı, halkalanıyor. Böyle de devam edecek.

O’nun, bizim anladığımız mânâda zamana sığan hayatı, aslında O’na kadar geçen ve O’ndan sonra gelecek bütün zamanların tohumu, çekirdeği. İlk yaratılandan sonuncusuna, her insanla her insan, her varlıkla her varlık arasındaki bağ, O’nun hayatında mündemiç. Hayat atomu, O var olduğu için patladı ve bütün zaman ve mekânı kuşattı.

O’nu yaratan Allah, O’nun her halini bütün varlığa örnek kılarken, O’nu örnek alması gereken insanlığı, varlığı da bu örnekliği almaya, hayatına uygulamaya uygun kıldı.

O ve bütün insanlık, O ve bütün varlık âlemi, O ve bütün bir kâinat… Işığını güneşten alan ay gibi gezegenler gibi. O, bir güneş, bütün âlem O’nun etrafında halkalanan ve ışığını O’ndan alan gezegenler, uydular.

Hani bittiği halde bitmeyen, son yazısından sonra siyah zemin üzerinde oyuncuların isimleri akarken sizin hayal dünyanızda başlayan filmler vardır. Teşbihte hata olmasın, O’nun hayatı da böyle. Her daim taze, her daim diri ve canlı.

Sünnet… O’nun sünnetini nasıl anlayacağız, fert planında, cemiyet planında hayatımıza nasıl tatbik edeceğiz? Cevabı basit, yüzünü güneşe dön, ayçiçeğinin her daim güneşi takip etmesi gibi… Temizlik, ilim, nezaket, terbiye, şifa, hayata dair neyin en doğrusunu arıyorsan O’na dön. İçindeki alıcıların frekansını O’na ayarla yeter.

O’nun yetiştirdiği kadro… Tarihin görüp göreceği en üstün insan kadrosu; sahabe… İnsanlık ehramının en üstündekiler, gökteki yıldızlar. Her biri yön gösteren, istikamet tayin eden kutup yıldızları. Onlar sünneti nasıl anladı, hayatlarında nasıl uyguladı…

Sahabe deyince akla gelen iki söz, iki hal, iki duruş… Her şeyin en doğrusunu Allah bilir, yoksa sünnet karşısında takınılacak tavır bu iki cümlede mi gizli? Bu cümleleri nasıl anlamalıyız? İlki; “Anam, babam sana feda olsun, ey Allahın Resulü!” İkincisi; “Allah ve Resulü daha iyi bilirler.”

Allah Resulünün “beni ne kadar çok seviyorsun?” sorusuna muhatap kalınca, adaletin ismiyle anıldığı Hz. Ömer’in (r.a) cevabı, “Seni canımdan başka her şeyden çok seviyorum!” oldu. “Canından da çok sevmedikçe tam iman etmiş olamazsın, ya Ömer.” buyurulunca, peygamberini nasıl sevmesi gerektiğini öğrenen Hz. Ömer, bütün sahabelerin ve kıyamete kadar gelecek bütün müminlerin sözcüsü olarak “Seni, canımdan da çok seviyorum.” deyince, Allah Resulünün “Şimdi oldu, ya Ömer!” müjdesine nail oldu. Candan da kıymetli anne ve babayı, O’nun yoluna feda edecek kadar sevmek… Sahabe ölçüsü.

O’nu başlarında bir kuş varmış da göz kırpsalar uçacakmış dikkati ile dinleyen, Allahın âyetlerini söylemeye memur dudaklardan dökülenlerin damlasını bile ziyan etmeden sindiren kadronun, bir soru karşısındaki edep tavırları; “Allah ve Resulü daha iyi bilirler.”  Bir savaş öncesi, fikrini beyan eden Peygamberine, “Ey Allahın Resulü, bu söylediğiniz vahiy mi, sizin fikriniz mi?” diye soran, vahiy olmadığını öğrenince reyini beyan eden ve fikri kabul gören sahabe edebi…

Sünnet karşısında takınılacak tavır, sahabeyi anlamak, mümkün olmuyorsa anlamaya çalışmak. Her birinin hayatı ayrı bir âlem; geleceğin romancısına, tiyatrocusuna, sinemacısına onların hayatlarını ısmarlayarak sadece birini, belki de ismi en az bilinenlerden birini, bu yazı vesilesiyle anmayı arzu ettim.

Geçen sene Ramazan ayında, ailecek büyük bir heyecanla takip ettiğimiz Bekir Develi ile Muhammed Emin Yıldırım Hoca’nın “Herkes için Siyer” programının Hudeybiye’yi konu edinen 22. bölümünde ismini duyduğum bir sahabe; Sinan (ra)…

Hudeybiye’de, Mekke’ye elçi olarak gönderilen Hz. Osman’ın (r.a) dönüşünün gecikmesi ve müşriklerce öldürüldüğü iddiaları üzerine, Allah Resulünün sahabe efendilerimizden biat isteyip elini uzatması üzerine, mübarek elin üstüne ilk elini koyan delikanlı çağındaki sahabe; Sinan (r.a)

Neye biat edeceği sorulduğunda, “bilmiyorum ama ey Allahın Resulü, senin gönlünden geçen neyse ona biat ediyorum!” diyen Sinan’ın (ra) teslimiyeti…

Allah’ım! Bize merhamet et, bize O’nun ve en yüce kadrosunun sevgini nasip et… Bizi, onların sevgisiyle rızıklandır…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Fars irfanı var mıdır?... - Sayı 122
Hesaplaşma zamanı... - Sayı 120
Vah benim halime!... - Sayı 119
Devletimiz daim olsun!... - Sayı 118
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Bayramlar da insan ilişkilerinin koparılması için bir vesile haline getirildi. Yakında bayramlar da “bayram tatili”ne çıkarsa hiç şaşmayın!...
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Yalnız ve başıboş değiliz
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi
Tevhid yoksa huzur da yok
İranın neye ihtiyacı var?
Gülerek günah işleyen ağlayarak cehennem


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14509350
 Bugün : 284
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 629096
 Bugün : 7
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 168
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim