Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1029 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Hayatı tefekkür
Kadir Bayrak

  Sayı: 109 -

Hz. Ali’nin (kv), sadece Fâtiha sûresinin tefsiri için kırk deve yükü (bazı kaynaklarda yetmiş) kitap yazabileceğini buyurduğu söylenir. İslâm ansiklopedisinin internetten de ulaşabilen maddesinde bir deve yükünün 179,6 ile 256,5 kilogram arasında olduğu kayıtlı. Bu, dehşetli bir rakam; sadece maddesinin ağırlığı kırk veya yetmiş çarpı (ortalama) 200 kilo gelecek kitaplardan kurulu bir kütüphane hayal edin… Fâtiha kütüphanesi… 

Evet, haklısınız, O, Hz. Ali’dir… Hadisle sabit, “ilim beldesinin kapısıdır”. İlk iman edenlerden ve çocuk yaşta iman eden ilklerin ilklerindendir, Allah’ın arslanıdır, Âlemlerin Fahri’nin (sav) en sevgili evlâdının kocasıdır, Hz. Fatıma (ra) ile kıyamete kadar devam edecek Nur Nesli’nin kaynağıdır, ehl-i beyttendir. Bütün üstün vasıflar O’nun (kv) değerini anlatmakta kifayetsiz kalır. 

Ama bu tespitten şöyle bir netice çıkmaz; yedi âyetten müteşekkil bir sûre için koca bir kütüphane dolusu ilim ve tefekkür ortaya koyan Hz. Ali’yi sevenlerin artık bu hususlarda tefekkür etmesine gerek yoktur… “Allahım! Bana eşyanın hakikatini olduğu gibi göster!” diye dua eden Peygamber’in (sav) ümmeti tefekkürden geri duramaz, durmamalıdır... İlme ve tefekküre dair onca âyet, hadis, sahabe uygulaması ortadayken bunun aksini düşünmek bile eşyanın hakikatine terstir ve maalesef bugünkü dünya, özellikle bugünkü İslâm âlemi ters tarafından bu hakikatin ispatıdır, delilidir. 

Kardelen, “Salgın hastalığın gözler önüne serdiği dünya buhranı... Korona virüsü etrafında fert ve cemiyet tefekkürü...” cümleleriyle 109. Sayısının konusunu ilân edince, bu hususları düşünmeden edemedim. 

Salgın hastalık sebebiyle etrafımda, yakın çevremde şöyle bir kanaat hâsıl oldu; salgın hastalık vesilesiyle ölümü daha fazla düşünür olduk... Doğrudur, buna ölüm tefekkürü değil de ölüm korkusu dense belki daha doğru olur ama bu haliyle de evet, ölüm tefekkürümüzde nicelik ve nitelik yönünden bir artış oldu. “Kalpleri yumuşatan ölümü çokça hatırlayınız!” Peygamber (sav) ölçüsü gereği bunu hastalığın olmadığı zamanlarda da zaten yapmalıydık, bugün sıkça aldığımız cenaze haberleri bizi buna mecbur etti. 

Her halimize sonsuz hamd ve şükür… Benim de en yakınlarım hastalığı ağır atlattı, hattâ hanımım devletin verdiği bütün ilâçlara rağmen iyileşemedi ve tavsiye edilen bütün alternatif tedavi yöntemlerine cevap vermedi, veremedi... Öngörülen sürede şifa bulamayınca, elimle bindirdiğim ambulansla hastaneye giderken aklımdan geçenler kolay anlatılır cinsten değil... Zor bir süreçti, çekilen çileleri Allah hayra tebdil etsin, affımıza vesile kılsın... Bu hastalık sebebiyle ölenlere ve bütün Müslümanlara rahmet etsin... 

Bugün şunu anlıyorum ki biz, modern zamanların her yönüyle eksik Müslümanları, ne ölümü ne de hayatı hakkıyla tefekkür etmişiz, edebilmişiz. Allah Resulünün “Vehn” hadisinde buyurduğu, denizin üstündeki köpük, akan suyun üzerindeki çer çöp gibiyiz. Biz mi kâinata adaleti, sulhu getireceğiz, bu halimizle mi haksızlıklara dur diyeceğiz… Sahip olduğumuz hangi güç, hangi strateji, hangi ilim yolumuzu açacak. Hayatı tefekkür etmemişiz ki ölüm tefekkürümüzden bir fayda umalım. 

Oysaki yeni bir dünya doğuyor, küfür, bütün şubeleriyle yeni bir hayat inşa etme derdinde. Başta korona virüs ve gelecekte çıkartılacak yeni salgınlarla, aşılarla, genetiği oynanan gıdalarla, para tezgâhı tedavi yöntemleriyle mevcudunu azaltmayı planladığı insanları ve insanlığı kendine köle yapmayı planlıyor. Devletlerle, milletler arası teşkilatlarla, kedinin fareyle oynadığı gibi oynayan bir el var. Bu elin önündeki tek engel ise, İslâm. 

Bize şer gözüken olaylarda, Allah, bizim için hayır murad etmiş olabilir. Doğan yenidünyada, bizim için “Anadolu steplerini sulama vazifesi” öngörenleri hayal kırıklığına uğratabiliriz, uğratmalıyız. Bu nasıl olur, bilemem. Ama ölüm tefekkürüyle kıymetlenmiş bir hayat tefekkürünün başlangıç noktası olacağını söyleyebilirim. Görelim Mevlâm neyler…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Fars irfanı var mıdır?... - Sayı 122
Hesaplaşma zamanı... - Sayı 120
Vah benim halime!... - Sayı 119
Devletimiz daim olsun!... - Sayı 118
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Cinayet, hırsızlık, fuhuş, içki, kumar ve uyuşturucu karışımından ibaret düzeni ambalajlayıp medeniyetin ta kendisi diye yutturmak isteyen “tek dişi kalmış canavar”a karşı hani, “iman dolu göğsümüz” vardı?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi
Tevhid yoksa huzur da yok
İranın neye ihtiyacı var?
Gülerek günah işleyen ağlayarak cehennem


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14509368
 Bugün : 302
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 629096
 Bugün : 7
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 168
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim