Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1230 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Hayatı tefekkür
Kadir Bayrak

  Sayı: 109 -

Hz. Ali’nin (kv), sadece Fâtiha sûresinin tefsiri için kırk deve yükü (bazı kaynaklarda yetmiş) kitap yazabileceğini buyurduğu söylenir. İslâm ansiklopedisinin internetten de ulaşabilen maddesinde bir deve yükünün 179,6 ile 256,5 kilogram arasında olduğu kayıtlı. Bu, dehşetli bir rakam; sadece maddesinin ağırlığı kırk veya yetmiş çarpı (ortalama) 200 kilo gelecek kitaplardan kurulu bir kütüphane hayal edin… Fâtiha kütüphanesi… 

Evet, haklısınız, O, Hz. Ali’dir… Hadisle sabit, “ilim beldesinin kapısıdır”. İlk iman edenlerden ve çocuk yaşta iman eden ilklerin ilklerindendir, Allah’ın arslanıdır, Âlemlerin Fahri’nin (sav) en sevgili evlâdının kocasıdır, Hz. Fatıma (ra) ile kıyamete kadar devam edecek Nur Nesli’nin kaynağıdır, ehl-i beyttendir. Bütün üstün vasıflar O’nun (kv) değerini anlatmakta kifayetsiz kalır. 

Ama bu tespitten şöyle bir netice çıkmaz; yedi âyetten müteşekkil bir sûre için koca bir kütüphane dolusu ilim ve tefekkür ortaya koyan Hz. Ali’yi sevenlerin artık bu hususlarda tefekkür etmesine gerek yoktur… “Allahım! Bana eşyanın hakikatini olduğu gibi göster!” diye dua eden Peygamber’in (sav) ümmeti tefekkürden geri duramaz, durmamalıdır... İlme ve tefekküre dair onca âyet, hadis, sahabe uygulaması ortadayken bunun aksini düşünmek bile eşyanın hakikatine terstir ve maalesef bugünkü dünya, özellikle bugünkü İslâm âlemi ters tarafından bu hakikatin ispatıdır, delilidir. 

Kardelen, “Salgın hastalığın gözler önüne serdiği dünya buhranı... Korona virüsü etrafında fert ve cemiyet tefekkürü...” cümleleriyle 109. Sayısının konusunu ilân edince, bu hususları düşünmeden edemedim. 

Salgın hastalık sebebiyle etrafımda, yakın çevremde şöyle bir kanaat hâsıl oldu; salgın hastalık vesilesiyle ölümü daha fazla düşünür olduk... Doğrudur, buna ölüm tefekkürü değil de ölüm korkusu dense belki daha doğru olur ama bu haliyle de evet, ölüm tefekkürümüzde nicelik ve nitelik yönünden bir artış oldu. “Kalpleri yumuşatan ölümü çokça hatırlayınız!” Peygamber (sav) ölçüsü gereği bunu hastalığın olmadığı zamanlarda da zaten yapmalıydık, bugün sıkça aldığımız cenaze haberleri bizi buna mecbur etti. 

Her halimize sonsuz hamd ve şükür… Benim de en yakınlarım hastalığı ağır atlattı, hattâ hanımım devletin verdiği bütün ilâçlara rağmen iyileşemedi ve tavsiye edilen bütün alternatif tedavi yöntemlerine cevap vermedi, veremedi... Öngörülen sürede şifa bulamayınca, elimle bindirdiğim ambulansla hastaneye giderken aklımdan geçenler kolay anlatılır cinsten değil... Zor bir süreçti, çekilen çileleri Allah hayra tebdil etsin, affımıza vesile kılsın... Bu hastalık sebebiyle ölenlere ve bütün Müslümanlara rahmet etsin... 

Bugün şunu anlıyorum ki biz, modern zamanların her yönüyle eksik Müslümanları, ne ölümü ne de hayatı hakkıyla tefekkür etmişiz, edebilmişiz. Allah Resulünün “Vehn” hadisinde buyurduğu, denizin üstündeki köpük, akan suyun üzerindeki çer çöp gibiyiz. Biz mi kâinata adaleti, sulhu getireceğiz, bu halimizle mi haksızlıklara dur diyeceğiz… Sahip olduğumuz hangi güç, hangi strateji, hangi ilim yolumuzu açacak. Hayatı tefekkür etmemişiz ki ölüm tefekkürümüzden bir fayda umalım. 

Oysaki yeni bir dünya doğuyor, küfür, bütün şubeleriyle yeni bir hayat inşa etme derdinde. Başta korona virüs ve gelecekte çıkartılacak yeni salgınlarla, aşılarla, genetiği oynanan gıdalarla, para tezgâhı tedavi yöntemleriyle mevcudunu azaltmayı planladığı insanları ve insanlığı kendine köle yapmayı planlıyor. Devletlerle, milletler arası teşkilatlarla, kedinin fareyle oynadığı gibi oynayan bir el var. Bu elin önündeki tek engel ise, İslâm. 

Bize şer gözüken olaylarda, Allah, bizim için hayır murad etmiş olabilir. Doğan yenidünyada, bizim için “Anadolu steplerini sulama vazifesi” öngörenleri hayal kırıklığına uğratabiliriz, uğratmalıyız. Bu nasıl olur, bilemem. Ama ölüm tefekkürüyle kıymetlenmiş bir hayat tefekkürünün başlangıç noktası olacağını söyleyebilirim. Görelim Mevlâm neyler…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Mukaddes beldelere-2... - Sayı 126
Çocuk toprak gibidir... - Sayı 125
Anneme...... - Sayı 124
Nerelisin... - Sayı 123
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


ACI-YORUM nedir?
Bugün toplumumuzda, özellikle düşünce alanında aksayan yönler ve anlamsızlıklar var.
ACIYORUM, bu aksaklıkları ve anlamsızlıkları, sadece fikirle en can alıcı yerinden, en vurucu sözlerle, yanlışlıkların mantıksızlıklarını yakalamayı usul bilerek, en doğru yargıları, hiç itiraza yer vermeyecek şekilde ifade etmeyi ve daha sonra düzeltmeyi yapacak olanlar için fikri çözüm yolları açmak düşüncesinin ifadeye dökülmüş şeklidir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16324920
 Bugün : 6105
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 694351
 Bugün : 262
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 165
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim