Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1265 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Hesaba Çekilmeden
Ali Erdal

  Sayı: 112 -

Ehemmiyetsiz gibi görünen öyle ölçüler var ki, değeri ancak riayet edilmediğinde zuhur eden felâketlerden sonra anlaşılabilir. Son yüzyılda bunun örnekleri pek çok...

Bir eserde görmüştüm… Seçme bir askerî birliğe komutan tayin edilecek… Adaylara imtihanda soruluyor: “Savaşta nefer ve komutan en çok neye dikkat etmeli? Görevlerin aksaması halinde kimler nasıl zarar görür?”

Şu cevabı veren, seçme birliğe komutan olmak şerefi kazanıyor:

“Nefer yakın çevresini iyi görmeli, komutan ise bütünü… Nefer etrafını iyi görmezse kendisini öldürtür; komutan da geneli görmezse, askerlerini öldürtür. Lâzım olan, bütünü iyi gören komutan emrinde, detayları iyi gören askerler…” İkisini şöyle birleştirebiliriz: İşini en iyi yapanlar, sorumluluğunu tam bilenler ve ona göre hareket edenler… Liyakatli kişiler.

Bu, sadece seçme birliklerin değil, her sahadaki sıradan kişi ve kurumların bile vasfı... Hattâ hayatta her şeyin… İşte o zaman sağlam nizam kurulmuş olur. Ağaçta tek gövdeye bağlı dallar ve dallardan sarkan meyvalar… Güneş etrafında gezeğenler ve aksamayan sistem misali yaşanabilir dünya… Arı beyi etrafında işçi ve asker arılar ve bu nizamın ürünü bal… Milletin seçtiği sivil otorite… Bu otorite yönetiminde alanını ve haddini bilen kurumlar… Böyle olursa, analar evlâtlarını güven içinde askere gönderebilir, gençler arkadaşlarını “en büyük asker, bizim asker” diye kükreyerek uğurlayabilir. Beşikteki çocuk babasını mışıl mışıl uyuyarak bekleyebilir…

“Peygamber Efendimiz, sahâbîleriyle konuşurken bir bedevî sorar:

–Kıyâmet ne zaman kopacak?

Efendimiz sözlerini kesmeden devam buyururlar. Konuşmalarını bitirince:

–Kıyâmet hakkında soru soran nerede?

–Buradayım, ya Rasûlâllah!

–Emanet zâyî edildiği zaman kıyâmeti bekle!

–Emanet nasıl zâyî olacak?

–Emanet ehil olmayana verildiği zaman kıyâmeti bekle!” (Buhârî)

Başımıza ne geldiyse, bu idrakten mahrum olmamız yüzünden geldi ve gelmekte… Bu yüzden hakkını ve haddini bilmeyen kurumlar birbirini yedi (ve yemekte)… Gücünü milletten aldığı halde, paşaların karşısında hazan yaprağı gibi titreyen siyasîler, yumruğunu beyin zanneden komutanlar, terazisini silâh gibi kullanmak isteyen hukukçular yüzünden… Höt denilince, süt dökmüş kedi gibi el pençe divan duran fikirsiz ve korkak siyasîlerle; bir sağdan bir soldan adam asmayı adalet zannedecek, üstelik bunu övünerek anlatacak kadar idrak ve irfan yoksunu komutanlar yüzünden… Düşmanın “ipeğine” tamah eden hainler ve Batıcı, sözüm ona aydınlar yüzünden… Milletin seçtiği bir başbakana, “sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” diyecek kadar hakkı, adaleti hiçe sayan, üstelik şahsiyetsizliğini ilân edecek kadar utanmaz hukukçular yüzünden… Onların yüzünden devlet adamları ve gencecik fidanlar asıldı… Milletin, taşı sıksa suyunu çıkaracak evlâtları, birbirine kırdırıldı… Millet kamplara bölündü… Kardeş kardeşe işkence yaptı…

Zulme bakın… Darbe ortamı meydana gelsin diye, omuz omuza vermesi gereken gençler karşı karşıya getirildi… Üstelik bu yaptıklarına “iti ite kırdırmak” diyerek, kendilerini strateji dehası gördüler ve gösterdiler… Görevini; sorumluluğuna göre değil, yurt dışına bağlı çetelerden aldığı emirlere göre yapanlar yüzünden devletin dişlileri birbirini kırıyor. Bunların içinde –er veya komutan–hain olanlar da var, sorumluluğunu bilmeyen gafiller de… Ortak noktaları, bulundukları yerlere lâyık olmamak... Liyakatsizlikte –hem kişi, hem ölçü bakımından– hangi seviyedeyiz, muhalefetin bir cumhurbaşkanı adayı bulamayışından, buna rağmen “erken seçim” yaygarası koparabilmesinden anlayın.

Dünyanın her yerinde kıyametler kopuyor. Ülkemizde kıyametler kopuyor… Evimizde kıyametler kopuyor… Kendimizde kıyametler kopuyor… Liyakatsizlik, gafletin, başarısızlığın hattâ hainliğe zemini, tarlası…

“Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.” (Mümin, 19). Ve ona göre hesaba çeker… Ne mutlu “hesaba çekilmeden kendini hesaba çekenlere”… İşte liyakat ölçüsü budur…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Nereye kadar?... - Sayı 126
Yolculuk... - Sayı 125
Büyük depremin öncüleri... - Sayı 125
Kardelen’in 35. toplantıs... - Sayı 124
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Batılı düşünürler-Tolstoy ve niceleri gibi-mutlak olan bir şeyin olması gerektiğini gayet tabi bir şekilde fark edebiliyorlar. Ama bizim aydınımız (bulundukları yere nasıl geldikleri malum); bırakınız ülkenin dünya üzerindeki sorumluluğunu fark etmeyi, düşünmesi gereken bir beyinlerinin olduğunun bile farkında değiller. Ülkemizde, he sahada yaşanan boşluğu daha başka nasıl açıklayabiliriz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16354949
 Bugün : 1846
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 696298
 Bugün : 705
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 587
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim