Malazgirtin aslanları M. Nihat Malkoç Sayı:
121 -
Yıllardan bin yetmiş bir, aylardan ağustostu
Malazgirt Ovası’nda düşmanlar nefret kustu
Bizans’ın üzerine hücum emri verildi
O gün kanlı ovada ne hesaplar görüldü
Haykırdı koca yiğit, inledi yerler gökler
Kılıç şakırtısını dinledi yerler gökler
Serdengeçti yiğitler atıldı dört bir koldan
Menzile yürüdüler ceddin geçtiği yoldan
Göz gözü görmez oldu meydandaki dumandan
Zafer narası attı soylu yiğit, kumandan
Yaktılar her ne varsa, savurdular külleri
Karşılarında durdu karakter heykelleri
Alparslan’ın ordusu atıldı seller gibi
Yalınkılıç koştular kasırga, yeller gibi
Arkasına bakmadan yürüdü alperenler
Küçük dilini yuttu, yiğitleri görenler
Giydiği elbiseler şehide kefen oldu
Ruhlar semaya vardı, arda kalan ten oldu
Malazgirt Ovası’nda dillendi dağlar taşlar
Bizans ordularında öne eğildi başlar
Dualı ağızlardan eksik olmadı tekbir
Birlikte haykırdılar: Hakikat bir, Allah bir
Bizans’ın askerleri önümüzde diz çöktü
Karanlığın ardından beklenen şafak söktü
Geceyi böldü şimşek, parladı gözün feri
Cenab-ı Hak Türklere nasip etti zaferi
Ruhlarını İslâm’ın harcında yoğurdular
Oymakla yola çıkıp bir millet doğurdular
Karanlığın ardından bir mübarek tan oldu
Şehitlerin kanıyla coğrafya vatan oldu
Coşkun bir sel gibiydi Malazgirt’te atlılar
Mesafeyi yok saydı, rüzgârdan kanatlılar
Canını siper etti yiğit subayı, eri...
Açılmamak üzere, kapattık bu defteri
Peygamberin övdüğü bu milletti, bu millet
Bize göre değildi onursuzluk ve zillet
O gün Anadolu’nun kapıları açıldı
Şehitlerin üstüne ne rahmetler saçıldı
Malazgirt deyip geçme, zaferlerin hasıdır
Esaret kor ateştir, sinelerin pasıdır
Bu zaferin ardından tarihe mühür vurduk
Bu kutlu topraklarda nice devletler kurduk
Kabımıza sığmayız, bize dardır Malazgirt!...
Anadolu’yu açan anahtardır Malazgirt!...
|