Gazzeli çocuğa Ahmet Çelebi Sayı:
121 -
-1-
Beyaz ve kırgın bir bahar, gökyüzünden
Utanç ve günah yağıyor yanarak
Şaşkınım kudretlim hayretteyim
Kanatsız sessizlik, gelip konmuş
Vatan mülkünün sultanlarına
Elveda sözünü anneler yutmuş
Vakitsiz gelen ayrılık mevsiminde
Üstünü örtün gölgelerle toprak üşütmesin
Kar yağıyor ruhlar ikliminde
Kırmızı bir gecede iken...
Sultanım senden yana yıkıldı duvarım
Kaldıracak birisi
Biliyorum hem de bilmediğim bir sabah
Matemli bir dudakta bir dua ile
Titrek dizleriyle taşıyacak kaf dağına doğru
Ölüm denen şey o ölünce ölecek
Dünya hasadı geldiği demler
Korkun, cesaret zamanının efendileri
Uzamış sonsuzluk tohumu ölüm toprağında
Niçinden nasıla doğru
Bir son ki ondaki sevda
Sonsuzluktan daha kutsal daha uzun
Ölümlü, şerefli ve onurlu
Her damlada denizler vurur kıyıya
Mazlum gözlerden
Ne olur, ne olur bir ömür arası gülümse
Senin sayfanda yer alsın
Şeref busesiyle karşıla, gelen ölümse
-2-
Birisi gelecek kaf dağını yıkarak
Kısaltacak zaman denen kutsalı
O geldiğinde.
Kim bilir belki ben gitmiş olacağım
Ve şimdikinden daha sahipsiz olacaksın
Ve daha bensiz
Karanlık iman caddelerinde
Küfrün parıltıları gözlerini kör edecek
Ama sen sana kör kalacaksın
Ey semaya meydan okuyan
Ve ey merhametsizlerden
Merhamet dilenen
Bakma gözlerime gözleri kanlı kanlı
Senin gözlerin kara onunki yeşil
Burada bitmez bu masal
Böyle olmamalı
-3-
Ey özlemeyi unutan çocuk!
Ağlamayı ibadet sayan çocuk
Acıların toplamında
Annesini babasına bölen çocuk
Ve gülleri elinde ölen çocuk
Bu cebir böyle hesaplanmadı oysa
Haman’ın kuleleri ingin kaldı
Bu çağın Firavun füzelerinden
Ashab-ı uhdut böyle ateşler görmedi.
Eritmedi buzdan günah dağlarını
Gözümden yaşlar akıyor
Bakma gözümdeki yaşa
Gözüme küllerin kaçtı...
|