Seni düşünürüm Cemal Karsavan Sayı:
121 -
seni düşünürüm
sarkar göz ucumda zaman
elim şakağımda dururum
kaybolur bakışlarım
an kendime kaldığımdır
gölgem düşer ayak altıma
suda kırılır güneş akşam üzeri
yele gider hasretler
unuturum zamanı
uzanır ellerim boşluğa
tuttum tutuyorum derken
konarsın kas ucuma
ölüm kadar yakınsındır bana
seni düşünürüm
kimsin nesin nerden çıktın karşıma
kaybolurum karanlıklarda
düşlerime düşersin
uykularımın en tatlı yerinde
kadife semada yıldızlar ayı öperken
güneş sabırsızlıkla sabahı beklerken
ben yalnız sabahları beklerim
sana şiir yazıp hasretimi gideririm
seni düşünürüm
cadı kazanı beynim karmakarışığım
dalgınlığım derin kuyu
bir var oluyorsun bir yok
özlem özlem göz ucumda
şu an gözlerim dolu dolu
sevda aşığıyım kendi kendime
ha boşaldı ha boşalacak
yağmur yüklü bulutum
ve gidiyorum iste yol uzun
sarmaşık misali sarılmışsın her yanıma
sevda bu kadar zor mu usta
kanar göz ucumda
seni düşünürüm
kuzu otlatır dere boyunda çocuklar
ve el sallarlar tayyare’lere
kızlar tesik eğirir bacalarda
yumak yumak düşleri
bir çocuk uçurtmasını yele kaptırmış
pamuk topluyor Çukurova
peştamallı kızlar fındıkta
tütün kırar çıt kırıldım yüreklerde
fıs fıs ineğin memesinde
çoban kavalındaki ezgide
öbek öbek çoğalırsın
Dumanlı dağlarda
seni düşünürüm
göçerdir sevdam
göçmen kuşun kanadında
ha geldin ha geleceksin
lastik olur uzar uzaklıklar
kışın ayazında yalınayak
ve bahar yağmurlarıyla
temmuzun on beşinde yansam da
hazan olsam da sonbaharda
seni düşünürüm
aşk olsan da yakıp dağlasan da
parça parça yapsan da yüreğimi
tabipler derman bulamasa da
amansız hastalık olsan da
sararmış sayfalı kitabın sayfaları arasında
kurumuş gül yaprağıdır
hatıralar
elden ele geçen kitapta
seni düşünürüm
sahne arkası ışıkları yansır
ben karşında sen perde arkasında
başını kaldırıp baksan derim
gözlerin gözlerime değer utanırım...
ressamın fırçasında
kanarsın damla damla
bulutlar takılırsın şairin şiirlerinde...
seni düşünürüm
ırgatta gün dönümde gölgede
Ayşe kızın bebesinin gözünde
sinekler oğul verirken
kuru katık geçişen yemek saatlerinde
deli poyrazla savrulan saçlarımın telinde
nefes nefes sigaramın dumanında
iş çıkışı fabrika önünde
köşe başı bekleyişlerimde
ekmeğim olur düşersin usuma
tan atışıyla ayak sesimde
besmelesiz sabahlarımda
aynada kırılırım
seni düşünürüm
bahar olursun her çiçekte
ayrı bir kokuyla yürek ferahlatan
esen alır getirir beni sana
iğde çiçeği kokularıyla
ceninin doğuşudur senle dogan sabah
hastane kapısında saatlerce
dokuz doğururken
sevincin sığmazken kendine
seni düşünürüm
koca bir şehir canlanır gözlerimde
kimse bilmez merak etmez
öksüz bir çocuk gibi ağlarım
kalabalıklar içinde
çakır keyif akşamlarımda
düşüp kaldığım merdiven önlerinde
sefilliğim parçalanmışlığımla
seni düşünürüm
sen olursun ben olurum
can olur candan olursun
geniş zaman kipinde
ah bir seviyorum diyebilsen
bir tebessüm edip gülebilsen
ben ben olurum işte o zaman
|