Şiirlerim ve şairliğim Necip Fazıl Sayı:
124 -
 Şairliğim on iki yaşımda başladı.
Bahanesi tuhaftır:
Annem hastahanedeydi. Ziyaretine gitmiştim… Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı, küçük ve eski bir defter… Bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde… Haberi veren annem, bir ân gözlerimin içini tarayıp:
-Senin dedi: şair olmanı ne kadar isterdim!
Annemin dileği bana, içimde besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Varlık hikmetimin ta kendisi… Gözlerim, hastahane odasının penceresinde, savrulan kar ve uluyan rüzgâra karşı, içimden kararımı verdim:
-Şair olacağım!
Ve oldum.
(Çile, 18. Basım, Şubat 1992)
ANNEME MEKTUP
Ben bu gurbet ile düştüm düşeli,
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Her gece, içine mermer döşeli,
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
Geceyi koynuma aldığım zaman,
Gözlerim kapanıp daldığım zaman,
Yeniden yollara düzülmekteyim.
Son günüm yaklaştı görünesiye,
Kalmadı bir adım yol ileriye:
Yüzünü görmeden ölürsem diye,
Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.
(Çile, 1924)
ANNECİĞİM
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!
Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!..
(Çile, 1926)
“- Anne sus, beni öldürebilirsin!..
- Asıl sen, iradeni kaptırdığın büyücü emredecek olsa bana kıyarsın!..
Annenin gözleri dalar gibi oldu:
- Ama annelik bu, yine sana acımaktan başka bir şey elimden gelmez. Sana birkaç kelimelik bir halk masalı anlatayım: Sevgilisi âşığından annesinin ciğerini istemiş: Git anneni öldür ve ciğerini bana getir!.. Çocuk bu işi yapmış… Elinde annesinin ciğeri, koşarken ayağı bir yere takılmış ve düşmüş… Ciğeri haykırmış: Vah evlâdım, acıdı mı bir yerin?..
Naci gözlerine dolan sıcaklığı zapt edebilmek için dişlerini sıktı.
–Ama ben, diye devam etti anne; bu evin hayaleti olmaktan çıkacağım, oğlumu kurtarmak için ne lazımsa yapacağım!
–Ne yapabilirsin anne?.. Elinden ne gelebilir?
–Bir annenin elinden ne gelmez ki?..” (Necip Fazıl; Aynadaki Yalan, 37-38)
…
“–Anne, beynimin patlayıp kül olmasından korkuyorum.
–Allaha bağlan, yalancı dünyadan geç ve korkma!
–Anne çok acı çekiyorum. Her zerremi ayrı ayrı cımbızla koparsalar bu acıya denk olmaz.
–Çektiren, sabır gücünü de verir. Sabret!
–Anne, deli olursam beni hastanelerde bırakmaz, yanında alıkorsun, değil mi?
– Hiç yanından ayrılır mıyım oğlum?
Naci, annesinin dizlerine gömülü başını bir ân için kaldırdı, annesine baktı:
–Allah beni affeder mi anne?
Annenin elleri Naci’nin saçlarında:
–Eder oğlum; umarım ki, anne duasını yerde bırakmaz.” (A.g.e. 46)
|