Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     305 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Göbeklitepe’de Hz. İbrahim silueti
Hasan Tülüceoğlu

  Sayı: 124 -

Bilimsellik adına batının bir öğretisi olarak hepimize daha ilkokulda iken fenbilgisi kitaplarında insanın başlangıçta ilkel olduğu, konuşamadığı, birbirleriyle işaretle anlaştığı, giysilerinin olmadığı, mağaralarda ve ağaç kovuklarında yaşadığı, uzun bir süreç sonrası tedrici tekamülle insanın yavaş yavaş ilkellikten çıktığı okutuldu; okutuluyor da. Batı bilimi insanlığın eski taş devri, (paleolitik çağ) cilalı taş devri (neolitik çağ) gibi süreçler yaşadığını söyler. Diğer ifadeyle avcı-toplayıcılık, göçebelikten yerleşik tarıma geçtiklerini öngörür. Avcı-toplayıcılıkta insanların bilgileri de akılları da kıttır.

Göbeklitepe’yi, bilim dünyasının yarı ilkel insan olarak öngördüğü avcı-toplayıcılıktan yerleşik tarım toplumuna geçiş aşamasında insanların inşaa ettiğini yine bilim dünyası bilimsel buluntularla açıklıyor. Bu, batı bilim dünyasının öngürülerini temelden sarsacak büyük ve gerçek tarihi veri. 

Oysa Kur’ân-ı Kerîm’de ilk insan Adem’in akıllı, gören, duyan, düşünen, konuşan ve öğrenen olarak yaratıldığı anlatılır.

Gerçek şu ki biz insanı çamurdan, süzülmüş bir özden yarattık.(Mü’minûn sûresi12. âyet)

“Hani Rabbin meleklere demişti ki: “Ben çamurdan bir insan yaratacağım. (Sâd sûresi 71.âyet)

“Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin” dedi.(Bakara sûresi 31.âyet)

Melekler, 'Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin” dediler.(Bakara sûresi 32.âyet)

Allah, şöyle dedi: “Ey Âdem! Onlara bunların isimlerini söyle.” Âdem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, “Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?” dedi.(Bakara sûresi 33.âyet)

Bu âyetlerde ifade edildiği üzere insan akıllı, gören, duyan, düşünen, konuşan ve öğrenen olarak yaratılmıştır. Ve bu yaratılan insan daha tarihinin başlangıcına yakın Göbeklitepe gibi modern insanı şaşkınlığa bırakan yapıları inşa etmiştir.

Göbeklitepe’deki modern insanın anlamakta güçlük çektiği bu yapının bir tapınak olduğu kesindir. İnsanlar yaratılıştan kısa süre sonra öngörünün aksine ilkelliği yaşamak yerine kendi yaratıcılarını unutup kendi uydurdukları ve adlarına anıtlar diktikleri putlar inşaa etmişlerdir. Bir anlamda inançta cehalet ve ilkellik yaşamışlardır.

Şanlıurfa’daki bu yapıları gördüğümde doğal olarak hatırıma gelen olgu Hz. İbrahim ve onun putları kırmasıydı. Hz. İbrahim, diğer dinler, yazılı ve sözlü aktarımın öngördüğü insanlık tarihinin başlangıcına yakın peygamberlerdendir. Hattâ Kur’ân’da Hz İbrahim’in Tevrat ve İncil’den çok önce gönderildiği ifade edilir. “Ey Ehl-i kitap! İbrâhim hakkında niçin tartışırsınız? Oysa Tevrat da İncil de kesinlikle ondan sonra indirildi. Hiç düşünmüyor musunuz?(Âl-i İmrân sûresi 65.âyet)

Yerin Şanlıurfa’da olması, Hz. İbrahim ve ateşe atılmasıyla ilgili güçlü anlatılar dikkate alındığında Göbeklitepe’ye Hz. İbrahim silüeti düşer. Hz. İbrahim bu tapınağın yapılmasından belki de bir zaman sonrasında inançta ilkelliğe düşen devamı topluma peygamber olarak gönderilmişti. Öncelikle babasına şöyle diyecekti: “Hani İbrahim, babası Âzer’e, “Sen putları ilâh mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum” (En’âm sûresi 74. âyet).  Âyette geçen (اَصْنَامًا) ‘esnamen’ putlar demektir ki bir arada bulunan birçok putları çağrışım yapıyor. Kelimenin tekili ‘saneme’ tapınılan heykel, put demektir. Göbeklitepe’de dairesel olarak yapılmış grup putları bütün olarak hatırlatıyor adeta bu ‘esnamen’ ifadesi.

Yine Hz. İbrahim, bir diğer âyette bu defa hem kavmine hem babasına “O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti.(Enbiyâ sûresi 52. âyet) Bu âyette esnamen yerine (التَّمَاث۪يلُ) ettemasilu ifadesi kullanılır. Bu kelime de genel mânâsıyla putlar, heykeller, tasvirler, sûretler, şekiller, timsallar anlamındadır. Ancak ifadenin kelime anlamı, birbirine benzemek, eşit olmak, benzeşmek mânâsındadır. Bir diğer kelime anlamı dikilmek, ayağa kalkmak, birbirine denk durmaktır. Hz. İbrahim’in, birbirine benzer, birbirinin dengi, birbirine karşılık ayakta duran “temasülü” ifadesi Göbeklitepe’deki bu put yapılarını birebir ifade ediyor.

Âyetin devamında putlar için kullanılan (عَاكِفُونَ) âkifûn, bir şeye saygıyla yönelip ona bağlanmak anlamındadır. Putların önünde belirli ritüellerle durup onlara tapınmaktır.

 (التَّمَاث۪يلُ) ‘Ettemasilu’ ile (عَاكِفُونَ) ‘akifun’ ifadeleri Göbeklitepe’deki bu yapıları hatıra getiriyor. Hz İbrahim’in âyetteki bu ifadesi Göbeklitepe’deki bu heykelleri adeta tasvir ediyor.

Hanif olan, gerçek ve tek olan Allah’a inanan Hz. İbrahim, tek başına, babası dahil inançta yanlış yola girmiş toplumuna tek yaratıcının, tek otoritenin Allah olduğunu cesaretle anlatmış, adeta haykırmıştır.

Bu yapıları gördüğümde, burada, Hz. İbrahim’in, babası ve toplumunu Allah’ı bırakıp elleriyle yaptıkları bu devasa yapıya tapınma yanlışından döndürme gayretini hayal edip yaşadım.

Putları (ettemasilu) kırarak, tek başına, inançta ilkelliğe düşerek gerçek yaratıcıyı örten, gizleyen bu topluma bir ve tek olan Allah’ı akıllarına vurarak anlatmıştır Hz. İbrahim.

“Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın, ey İbrâhim?” diye sordular.(Enbiya sûresi 62. âyet)

“İbrâhim, “Hayır” dedi, “Bu işi şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa onlara sorun!” (Enbiya sûresi 63. âyet)

“Sonra kendi kendilerine dönüp, “Asıl haktan ayrılanlar sizlersiniz!” dediler.(Enbiya sûresi 64. âyet)

“Sonra yine başlarını öne eğerek “Bunların konuşamayacağını pekâlâ biliyorsun” dediler.(Enbiya sûresi 65. âyet)

İbrâhim, “öyleyse Allah’ı bırakıp da size ne fayda ne de zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Size de Allah’ı bırakıp taptığınız bu şeylere de yuf olsun! Siz aklınızı kullanmaz mısınız?” dedi.(Enbiya sûresi 66-67. âyetler)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Göbeklitepe’de Hz. İbrahi... - Sayı 124
İslâmcıların kültürelsizl... - Sayı 89
Batılılaşmada mündemiç di... - Sayı 88
Babel'de doğuya bakış... - Sayı 87
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


“Yeni Dünya Düzeni” diye bir şey attılar ortaya… Ondan sonra ne ses çıktı, ne soluk… “Yeni Dünya Düzeni” dedikleri, boşluğun sessizliğini dinlemek gibi bir şey mi acaba?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16347833
 Bugün : 3904
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 694995
 Bugün : 173
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 179
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim