Ter?r sadece sil?hla my? Turgay Ertem Sayı:
60 - Nisan / Haziran 2008
Terörün sebepleri ve kullandığı araçlar o kadar çok ki insan böyle bir yazıyı yazmakta zorlanıyor.Geçen sayıdaki yazımı okuyanlar hatırlayacaktır. Zulmü tarif ederken; yapılması gerekenin yapılmaması, yapılmaması gerekenin yapılması olarak tarif etmiştim. Terör de bir çeşit zulümdür. Çünkü hiçbir kuralı tanımaz. Gayr-ı meşru bir mücadele tarzıdır. Terör ruhuna sahip olanlar, kendi içindeki insanlara bile acımasızdır. O yüzden İslâm terbiyesi alanlar, terörü meşru bir mücadele tarzı olarak görmezler. Savaş sırasında esir düşenlere bile "Yediğinizden yedirin" ve "Düşmanınızı öldürürken bile zulmetmeyin" diye emreden bir yüce Peygamberin (as) yol göstericiliği, müslümanları terörden uzak tutmuştur. Geçmişte de günümüzde de, ben müslümanım dediği halde masum insanların da zarar görmesine sebep olacak tarzda İslâm düşmanları ile mücadeleye kalkışanlar İslâm'ın ruhuna zarar vermişlerdir.
Terörün en önemli özelliklerinden biri de kuralsızlıktır. Terörist, amacını gerçekleştirme uğruna hiçbir kuralı tanımaz. Tabiî ki bu da zulmü, haksızlığı, anarşiyi doğurur.
Silâhlı Kuvvetlerimiz, PKK denilen gözü dönmüş, dış güçlere satılmış terörist güruha karşı şubat ayı sonlarında bir operasyon düzenledi. Kürt toplumuna yıllardır en acı günleri yaşatan PKK'dır. Silâh zoruyla, tehditle topladığı gençleri, asırlardır birlikte yaşadığı kardeşleri ile çarpıştırmaktadır.Gereken maddî desteği uyuşturucu, akaryakıt ve silâh kaçakçılığı ile sağlamaktadır. Kuzey Irak'ta kendisine destek veren odaklar, kahraman Mehmetçiğimizin fedakârlığı ve disiplini sayesinde kısa sürede imha edildi. Çok şükür ordumuz çok az kayıpla geri döndü. Ama Genel Kurmay Başkanı'nın açıklamalarına rağmen, sırf hükümeti tenkit etmiş olmak için bu harekatın başarısını görmezden geldiler... Bu tip insanlar ne yaparsanız yapın, ne kadar başarılı olursanız olun, tenkit ederler. Bahaneler bulurlar.
Günümüzde terör, her sahada yaşanmaktadır aslında. İhaleler, dürüst ve kuralına göre verilmeyip bir sürü gayri meşru ilişkiler ve şartlar çerçevesinde verilmekte ise bu da bir çeşit terördür. Senelerdir uygulanan din kültürü derslerinin kaldırılmasını istemek, anayasada yapılan düzenlemeyle "hiç kimsenin kıyafetinden dolayı okuma hakkı engellenemez" denildiği halde yönetmeliği veya başka bir yasayı bahane ederek anayasa hükmünü yok saymak da tam bir hukuk terörüdür. Halkın oyları ile seçilmiş temsilcilerinin ve Meclis iradesinin , anayasa ve yasalara uygun şekilde kurduğu hükümetin önüne, zorlama yorum ve ithamlarla çıkarak, cumhuriyeti ve laikliği koruduğunu zannedenler en azından art niyetlidir. Üstelik bunu yapanlar "Yüce Türk Milleti Adına" karar verdiğini iddia etmektedirler. Yüce Türk Milleti bu yetkiyi nasıl verdi? Laikliği, müslümanın inancına ve dinini yaşamasına engel olmak şeklinde yorumlama ve uygulama yetkisini Türk Milleti'ne sorarak mı uyguladılar yıllardır? Türkiye'de anayasaları hazırlayanlar hep atanmış insanlar olmuştur. Anayasalar, ihtilâl yapan ve onlarla birlikte hareket edenlerin isteklerine göre hazırlanmıştır. 82 anayasasına son şeklini beş generalden meydana gelen konsey vermedi mi? Halk oyuna hangi şartlarda sunulduğu hatırlardadır. Ret oyu vermek üzere yazmak, eleştirmek, propaganda yapmak yasaktı...
Milletine ve değerlerine, halkının tercihlerine ve seçilmişlere, inançlara ve hukuka saygısı olmayanlar terörün tetikçisi, aleti, davetçisi, destekçisi olurlar.
|