FYKYRSYZLYK Necip Fazıl Kısakürek Sayı:
49 - Temmuz / Eylül 2005
Fikirsiziz efendiler, fikirsiziz! Ne yola, ne madene, ne buğdaya, ne silâha muhtacız! İhtiyacımız sade fikre. Ondan da mahrumuz! Fikir olunca hepsi olur, o olmayınca da hiçbiri olmaz; bunu bile anlamıyoruz!
Bugüne kadar başımıza gelen her felâket, şahidi olduğumuz her kepazelik, sadece fikirsizliğimizden ileri gelmiştir. Bu yüzden büyüklüğümüz bize küçüklük; hiyanetler, kahramanlık; suikastler, kurtarıcılık, gibi gösterilmiştir. Bizse bütün bunları yutup hazmetmiş bulunuyoruz.
Efendiler! Bizde, boşlukta mekân işgal etme hassasına mâlik, hacim ve ölçü sahibi fikir adamı yetişmiyor. Yetişmemesi için de herşey yapılıyor.
Efendiler! İdeolocya adına, ahçı kitaplarındaki pastırmalı yumurta izahından daha âdi ve umumî, daha kolay ve kaba ve her dayanaktan mahrum, parti programlarından başka bir şey bilmiyoruz!
Efendiler! Dünya çapında tecrit ve teşhis cehdi, bize, delinin pösteki sayması gibi mânâsız ve faydasız bir iş görünüyor! O kadar ki, bu satırlar için de “amma deli saçması!” diyecekler bulunabilir.
Efendiler! C.H.P. nin altı okunun ucunda duran altı kelimeyi ve hepsi altı formalık tekerlemelerini bir inkılâp ideolocyası diye kabul edebilmek için, milletçe kafalarımızı, işkembeci dükkânlarındaki kuzu başlarıyla değiştirmemiz lâzımdır!
Efendiler! Üniversitemiz esersiz profesörlerle, iktidar makamlarımız, iş ve hareket salâhiyetini hangi çileye borçlu olduğu meçhul kabadayılarla doludur!
Efendiler! Ne sağ derken sağı, ne sol derken solu tanıyoruz; ne severken niçin sevdiğimizi, ne de tiksinirken neden tiksindiğimizi biliyoruz!
Efendiler! Tam yüz senedir, demokrasya, hürriyet, millet, medeniyet, inkılâp ve daha nice (izm,izm, izm) lâhikalariyle bandrollü, içimize giren aşağılık (Erzats), garp ithal mallarını, büyük Türk tefekkür tehasıslar kadrosundan mahrumuz!..
Efendiler! Hattâ bütün tarihimizi dol-duran büyük asker,büyük şâir, büyük mimar, büyük musikî şinas ve büyük kopyacı âlim bolluğu içinde, büyük ve şahsiyetli dünya görüşümüzü iklimlendirecek büyük mütefekkirden mahrumuz. Bu eksikliğe acaba hangi ferdi veya ictimaî saik sebep oluyor? Bu suali nefsimize sormaktan bil âciz bulunuyoruz?
Fikirsizliğimizi idrâk ettiğimiz gün, her şeyi idâk ve her çareyi elde etmek imkânına ereceğiz amma, bunun yolunu ve tedavisini gösterecek olanları yaşatmamak için de her şeyi yapıyoruz!
Ve bu yüzden, yüz küsur yıldan beri kendi öz memleketimizde, kendi öz memleketimizin muhaciri gibi yaşıyor, son devreler içinde de, olanca millî hakikat ve mukaddesatımızın bir paspas üstünde ve meydan ortasında resmen ve alenen ırzına geçilmesine karşı, içi boş gözler ve zekâsız suratlarla, cansız cansız bakınıyoruz. Bütün felaketimiz bu noktada…
Fikir, fikir… En büyük ibadet onunla…
(İdeolocya Örgüsü)
|