KYM DUR DYYECEK? Kadir Bayrak Sayı:
59 - Ocak / Mart 2008
İnsanın sonu gelmez isteklerine dinden başka kim dur diyebilir ki...
Batı, inandığını zannettiği hak dini tahrif edip bütün zaman ve mekânın dinine de iman etmeyince nefs’in önündeki bütün engelleri bir kılıfına uydurup yıktı. Maddeye hâkim olanın diğerlerini ezdiği kapitalizmin de yolu açıldı böylece...
Şeytanın Avukatı... Ruh tahlili yapan ender Hollywood filmlerinden... Hakkı bertaraf etmek pahasına başarılı olmak isteyen hırslı bir avukatın hikâyesini anlatır. Bu uğurda en yakınlarını bile feda etmekten kaçınmayan, final sahnesinde iş ruhunu şeytana satıp satmamak noktasına gelince ne yaptığının farkına varıp canına kıyan bir avukatın hikâyesi... Canına kıymasına rağmen gözlerini açtığında hırsına mağlup olup kötülüklere yol verdiği ilk karar anına geri dönen, eski hatasından vazgeçip haktan yana tavır alan ama bu kez de ters yönden, yaptığı iyiliğin kibri altında kalıp yine şeytanın kazdığı çukura düşen bir avukat.
Bu filmdeki şeytan karakterine biçilen rolde Hristiyanlık öğretisi ne kadar etkili olmuştur bilemem ama bize göre karakter ne kadar şeytansa, ondan daha fazla nefstir.
İşte kapitalizmin hedef aldığı, olmayan öğretisini üzerine inşa ettiği de bu nefstir...
Kapitalizm, sonu -izm’le biten diğer anlayışlardan farklı bir tez getirdi. Onun için ömrü diğerlerinden uzun oldu ve görünen olmaya da devam edecek. Diğerleri bireyi değil cemiyeti esas aldılar ve işe cemiyeti nizamlayarak başladılar. Beslendikleri kaynak hak olmayınca bu iş bir veya birkaç insan ömrüyle sınırlı kaldı. Oysa kapitalizm insanı, insanın içindeki heva ve hevesleri baz aldı. Bu sayede hem ömrü uzun oldu hem de birbirine taban tabana zıt pek çok iklimde hayat buldu. Komünist Çin’in kapitalizmin beşiği Batı’yı bile kendi silâhıyla dize getirmesi başka nasıl izah edilebilir ki?
İnsanın zayıf noktalarını da kapitalizm keşfetti; nefse açılan kapı olan gözü; ne kadar doldursanız daha fazlasını isteyecek mideyi ve cinselliği... Zatıyla günahsız bu organlar nefsin emrine girip peşine düşünce yıkılmaz nice duvarlar yerle bir oldu ve kapitalizm pek çok kaleyi fethetti.
Peki "bırakınız yapsınlar, bırakınız yıksınlar", "büyük balık küçük balığı yer", "düşene bir tekme de sen vur" diyene, "amaca ulaşmak için her yol mübâhtır" icazetini verene kim dur diyecek?
Yazımızın ilk cümlesinde cevabı vermiştik. Kapitalizmin engel tanımayan bu yürüyüşü daha ne kadar sürer onu bilemeyiz. Ama maddesinin ve nefsinin dolup taştığı insan bir gün bir yerde "peki ya ruhum ne olacak?" derse, bilin ki o gün kapitalizmin de suyu ısınmıştır.
|