Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3250 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Ahyr zamanyn DOYMAK BYLMEYEN insanlary
Ziya Paşa Akyürek

  Sayı: 59 - Ocak / Mart 2008

Okumak üzerine söylenenler içimizde yeni heyecanlar uyandırır hep. Hepimiz aslında bol okumak isteriz. Okumadan söz edilince hayalimizdeki “biz” zihnimizde canlanır. Kâinatı okumak, zamanı okumak da okumanın onlarca türündendir.

Zamanı okumak ise tüm okumaların üzerinde bir kuşatıcılığa sahiptir. Mekânı anlamak, kendi içini dinlemek, bilme yolunda bir adım atabilirim demek, istenmesi gerekeni hakkıyla istemek bu şümullü okumanın alt kümeleridir.

Ahir zaman denince de durup düşünmek gerekir. Nedir bu dillerde sürekli dillendirilen, nedir bu güzel işine bin yankı aksedilen, mütedahil dairelerin en küçük dairesine (en büyük mesele halledilen en küçük dairesine) yakin addedilen?

Zor bir zaman da dense hata olmaz, kutlu bir zaman da dense yanlış söylenmiş olmaz zannımca. En güzel asır asırların yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Fahr-i Kâinat'ın (sav) asrı ise, sonraki en güzel zamanlar da ondan sonraki sıralamayla devam edenler ise demek zamanın sonu denilen bu Ahirzaman bu yönüyle garip, ama gariplere müjdeler olsun hakkaniyetiyle müthiş bir kurbiyete sahiptir. Üzerinde durulması gereken en önemli meselelerden birisi neden bu asra bu kadar büyük bir mükâfat yüklenmiş ve neden bu asırda din-i mübin-i İslamı yüceltmeye çalışanlara kardeşim denmiş ve neden o kardeş olunan Gül-i Rana (sav)'in bir yaptığını yapmaya yüz adet şehit sevabı verilmiş. Birer nasihatçi hükmünde verilen bahşiş diye de söylense veya ulûfe diye anlatılsa (bilmem ki hata olur mu) yerinde olacak bu teşvikler zamanın zor bir zaman olduğunu anlatıyor.

Zor işlerde her zaman tutunulacak dalların fazlalığı ayrı bir öneme sahiptir. Zamanın hükmü gereği başa gelecekler vardır. Yılmamanın, yorulmamanın; dayanmak var, darılmak yok demenin ve hedefe alabildiğine çalımla yürümenin kalbin tatminkâr-ı sevda ile olmasına bağlıdır aşk-ı şevk içinde.

Musa'nın dilinden düşünce Nur-u Rahman ile hemhal olma arzusu kendisine iman ile ilgili şüphesi sorulunca yolumuza ışık olacak bir söz söylendi Musa (as) tarafından: Ya Rab! Senden şüphem yok ama kalbim tatmin olsun diyedir bu arzum.

Sonrasında dayanamasa bir nurun bir dağı eritmesine yine de kalben mutmain olmuştur.

Şimdi daimi yalnızlık çeken ve arayışta olanla, imanını haykıran teslimiyet kahramanları bu garip asırda hep aradığını bulmuştur. Zira bire binler yazılır, yeter ki yolcu yolunda daim ve kaim olsun.

Sözlerin altında yatan derin manaları anlamak için ihtiyacı hissederek okumak ve dinlemek gerekir.

Zaman ağır ağır geçiyor. Tüm kuşatıcılığı ile dört bir yandan kuşatıyor. Örümceğin ağını ördüğü gibi örüyor bizi, içimize ters düşürmek isteyen yığın yığın uzaklık virüsleri.

Her dem ayrı inliyoruz ve özlemlerimizden bahsediyoruz. Bu zamanın yüzümüze çarptığı hakikatleri unutursak şikâyetlerimiz artacak, tereddütlerimiz birbirini takip edecektir. İç yabancılaşmalarımız, yakınlaşmalarımıza engel olacaktır. Hâlbuki bize denen en ufak ile en büyük mükâfat arasında bize sesleneni duymamız ve kendimizi burada bulmamızdır.

Bir sünnete bin şehit sevabı verilen ve kazandıkça kazanan sensin. İnanıyorsan ve seviyorsan, en azından bunları diyorsan duy duyabildiğin kadar ve uy uyabildiğin kadar.

İyi anlaşılan, vakti geçmeden farkına varılan hiçbir zaman pişmanlık getirmeyecektir. Zor zamanların çelikten insanları, ayrı duruşları enfes yorumlayışları, hakkınca anlayışlarıyla karanlıkların en koyusuna ışık olacak kadar cesur, özlemlerin vuslatını hicrandan çekip olacak kadar yürekli ve bunca zor şartlarda hep yar diyenleri, canan özlemi çekenleri de beraberinde götürecek kadar hasbi ruhlu da olmak zorundadırlar.

Dünyanın tüm servetini, ahir zamanın bir fırsatına değişmemek gerekir. Bunca iltifatın sebebini düşünmek bu iltifatın şükrü olur, dua dua yükselir, rahmet rahmet bulutlaşır; damla damla mükâfat olur, hayat olur, olur da âşıklar maşukuna yol bulur.

Sahibini arayanlar,  gözlerini yummuş olan kâinatın zikrini duyar ve dışa dönük canlılıktaki içli âminlere serzakir oluverirler.
Yolculukta menziller farklılık arz edebilir. Bir terzi elbisesini istediği kadar biçebilir. Her şeyin sahibinde tüm varlığı görenler mecaza takılıp kalmaz ve eşyanın hakikatinde yudumlarlar iç yangınlarını söndürecek vuslat meylerini.

Gül benizli hayata sımsıkı sarılan ey. Bir alıp bin almasa hemencecik darılan ey, diye anlatılan kırılgan kalplerin şükürsüz solukları elde olanı da yiyip bitirir.

İnsan durduğu konumu da unutmaya görsün elde olan ve olacak olanı da yitirir.

Zaman Ahirzaman… Unutma yaşaman kadar önemli zamanı okuman…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Darfur'da ne var ne yok..... - Sayı 75
Darbe'ye... - Sayı 74
Bir Adam Arıyorum... - Sayı 68
Öğrencime mektup... - Sayı 68
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Cinayet, hırsızlık, fuhuş, içki, kumar ve uyuşturucu karışımından ibaret düzeni ambalajlayıp medeniyetin ta kendisi diye yutturmak isteyen “tek dişi kalmış canavar”a karşı hani, “iman dolu göğsümüz” vardı?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16353092
 Bugün : 4931
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 695589
 Bugün : 583
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 184
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim