Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     6996 kez okundu.     6 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Y?ce ALLAH'y tanymada, ESMA?'L H?SNA'nyn ?nemi
Halit Özdüzen

  Sayı: 64 - Nisan / Haziran 2009

Her varlık kendi özellik ve nitelikleri ile bilindiği gibi, Yüce Allah da sıfatları ile bilinmektedir. “De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” ayetiyle bileni, bilmeyenden ayırmıştır. Bilmeyenin inancı kültüre bağlı olarak meydana gelirken, bilen tahkiki imana erişip, en güçlü iman olan “yakîne” yönelmektedir! Nebi, veli, sıddık ve şehitlerin imanı olan bu iman, depremde yıkılmayan sağlam binalar gibi, her tür sarsıntıda  ayakta kalabilmektedir!..

Allah'ın (cc) Zatıyla ilgili Kur'an'da birçok ayet bulunmakta olup, bunlardan bazıları mealen şöyledir: “...Allah kendisinden başka İlâh olmayandır. En güzel isimler yalnızca O'na mahsustur.” (Tâha 20/8) “Allah göklerin ve yerin nurudur.” (Nur 24/35) “Allah... O'ndan başka ilah yoktur. O, Hayy ve Kayyumdur. (Al-i İmran 3/2) “Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O her şeye vekildir.” (Zümer 39/62) “De ki O Allah birdir. Allah Samed'dir. O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur; ama her şey ona muhtaçtır. O, doğurmamış ve doğurulmamıştır. Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir.” (İhlâs 112/1-4), “O, Evvel'dir, Ahir'dir, Zahir'dir,  Batın'dır. O, her şeyi bilendir.” (Hadid, 57/3)

Nur Suresi 35. Ayetiyle, Zatının Nur ve varlıkların ana kaynağını da Nur olarak açıklamaktadır. Allah'ın güzel isimlerinden birisi de “en-Nur”dur.  Al-i İmran Suresi 2. Ayette kendisinden başka İlâh olmadığını, her şeyin varlığının kendine bağlı olup, Zatının diri (canlı) olduğunu bildirmektedir. İhlâs Suresinde ise: “De ki, Allah birdir.” ayetiyle, vahdaniyetini, tekliğini ve eşsiz bir olduğunu vurgulamakta; Samed olarak, hiçbir şeye ihtiyaç duymadığı gibi hiçbir kimseye muhtaç olmadığını, yarattığı varlıkların tamamının zatına muhtaç olduğunu belirtmektedir. Kendisini -doğurarak veya başka türlü- hiçbir varlık meydana getirmediği gibi Zatı Akdesi de varlıkları doğurarak meydana getirmemiştir. (Bu ayette hâşâ “İsa Allah'ın oğludur.” diyen Hıristiyanlar'a yalanlama bulunmaktadır.) O, yarattıklarının hiçbirine benzememekte; biri, bir kısmı veya tamamının kendinin misli ve benzeri olmadığını özellikle betimlemektedir. Yüce Allah'ın böyle bilinip, O'na bu özellikleri ile inanmak gerektiğinin bilinmesi için, Peygamber Efendimiz tarafından bu Ayete İhlâs ismi verilmiştir. Hadid Suresinin 57. Ayetinde: Evvel olarak bütün varlıkların evveliyatından çok evvel, yani ezel ezelde var olduğunu, Ahir olarak, bütün sonlardan daha son, ebeden, ebed yani “sonsuz zamanın, olmayan sonu” olduğunu, zahirde (dışta), batında (iç âlem) -“Emir Âleminde”- ne varsa kendisiyle kaim (bağımlı) olup ve kendine dayandığını vurgulamaktadır. Son ayette ise her şeyin kendi ilmi ve bilgisi dâhilinde olduğunu bildirmektedir. Varlığını zikrettiği ayetler bunlarla sınırlı değildir; Mürşid-i Azam olan Yüce Kur'ân'ın her suresinde, Zatı ve güzel sıfatları anlatılmaktadır.

Rabb'i tanıyıp, öğrenerek yakınlaşmanın şartı: Sıfatlarını bilerek ibadet edip, onları tefekkür ederek, Zatını zikredip O'na yakarmaktan geçmektedir. Sıfatlar “O'nun Güzel İsimleri” olarak Kur'ân'la inzal olduğu gibi Buharî, Tirmizî ve İbn-i Mace'nin kitaplarına aldıkları hadislerde de zikredilmiştir. Hadis literatüründe en çok hadis rivayet eden zat olarak bilinen Ebu Hureyre'den nakledilen “Allah'ın doksan dokuz -yüzden bir eksik- adı vardır. Bunları anlayarak, ezberleyip sayan (zikreden) Cennete girer. Allah tektir teki sever.” (Buharî) Tirmizî'nin ise Ebu Hureyre'den naklettiği bir rivayette “Cenab-ı Hakk'ın doksan dokuz ismi vardır, kim onları özümseyerek ezberlerse Cennete girer” şeklindedir.

Hadis ilminin İmamları olarak zikredilen ve aynı asırda ayrı ayrı şehirlerde yaşamış bulunan Tirmizî ve İbni Mace'nin aynı kaynaktan naklettikleri hadisin metinlerinin başlangıç kısmı yaklaşık aynı olmakla beraber, ancak biri birinden değişik 25 Esma içermekte, böylece sayının 99'la sınırlı olmadığı anlaşılmaktadır. Aslında Hadislerin lafzına (sözlerine) bağlanıp kalmak doğru değildir. Aslolan o cümleden Resulullah Efendimizin ne demek istediğinin anlaşılmasıdır. Unutulmaması gereken, Efendimizin sözlerinin bir bölümünün muhatabı, yaklaşık üç-beş yüz kelimeyle konuşabilen bedevilerdi. Hadis uzmanı Prof. Dr. İbrahim Canan'ın bu doğrultudaki düşünceleri konumuza ışık tutmaktadır: “Hadisleri okurken, metnin lügâti (sözlük) mânâsına bağlanıp kalmaktan ziyade, Resulullah Efendimizin (sav) asıl kastını tefekkür etmek, araştırmak daha uygundur. Ancak bunu yaparken, Bâtıniler'in yaptığı gibi işi ifrata götürüp, İslâm'ın umumî prensiplerine ters düşen tevillere kaçmak da doğru değildir. Cenab-ı Hakk'ın ihlâs ve iyi niyet sahiplerini daima doğruya hidayet edeceğine inanabiliriz. Şu halde bize düşen aşkla, samimiyetle Resulü Ekrem'i anlamak için adım atmak, gayret göstermektir. Bu bahçeye giren istediği daldan meyve alamasa da, nasipsiz kalmaz, ulaşacağı dallar bulabilir. Bütün iş, sepeti doldurmak arzusuyla Sünnet bahçesine girmektir. Rahmet-i Rahman kimseyi boş çevirmeyecek kadar zengindir, engindir.” (Hadis Usulü Tarihi, Akçağ Yy.1998/Ank)

Altı Hadis İmamından biri olan Ahmed bin Hanbel'in aldığı Hadis-i Şerifte de, Yüce Allah'ın sıfatlarını Doksan Dokuzla sınırlanamayacağını göstermektedir: “Ya Rabb'i sana, senin isimlerinin hepsiyle niyaz ederim. O isimler ki, sen Zat-ı Bari'ni onların hepsiyle anmışsındır. Kitaplarında inzal buyurmuş yahut bir peygamberine öğretmiş veya ezeli gayb ilminde kendin için seçmişsindir.”

Esmâ'ül Hüsna konusunda kitap ve şerh yazan değerli otoriteler, İbni Mace'nin tespitlerine değinmişlerse de, özellikle Tirmizî Hadisi'ni kaynak alarak şerh etmişlerdir. Hadislerde zikredilen isimlerin Kur'ân'da çoğu açık geçmekte olup, zaten sıhhatine bu nedenle hükmedilmiştir. Halk arasında Esmaü'l Hüsna denildiğinde, bu Hadis anlaşılmakta, o nedenle bazı Müslümanlar, Allah'ın Güzel İsimlerinin 99'la sınırlı olduğunu sanmaktadırlar!..

Tirmizî'nin Sünen'ine aldığı isimler:

Er-Rahman,

Er-Rahîm,

El-Melik,

El-Kuddüs,

Es-Selâm,

El-Mü'min,

El-Müheymin,

El-Aziz,

El-Cebbar,

El-Mütekebbir,

El-Halik,

El-Bari,

El-Musavvir,

El-Gaffar,

El-Kahhar,

El-Vehhab,

Er-Rezzak,

El-Fettah,

El-Alîm,

El-Kâbiz (Kabid),

El-Bâsit,

El-Hâfid,

Er-Râfi,

El-Muizz,

El-Muzill,

Es-Semi,

El-Basîr,

El-Hakem,

El-Adl,

El-Lâtif,

El-Habîr,

El-Halîm,

El-Azîm,

El-Gafur,

Eş-Şekur,

El-Aliy,

El-Kebir,

El-Hafiz,

El-Mukit,

El-Hasip,

El-Celil,

El-Kerim,

Er- Rakib,

El-Mucib,

El-Vâsi,

El-Hakim,

El-Vedud,

El-Mecid,

El-Bâis,

Eş-Şehid,

El-Hakk,

El-Vekil,

El-Kaviy,

El-Metin,

El-Veli,

El-Hamid,

El-Muhsi,

El-Mübdi,

El-Muid,

El-Muhyi,

El-Mümit,

El-Hayy,

El-Kayyum,

El-Vâcid,

El-Mâcid,

El-Vâhid,

El-Ahad,

Es-Samed,

El- Kâdir,

El- Muktedir

El-Mukaddim,

El-Muahhir,

El-Evvel,

El-Âhir,

Ez-Zahir,

El-Batın,

El-Vali,

El-Müteâli,

El-Berr,

Et-Tevvap,

El- Müntakim,

El-Afüvv,

Er-Raûf,

Malikü'l-Mülk, Zü'l Celali ve'l İkram,

El-Muksit,

El-Cami,

El-Gani,

El-Muğni,

El-Mani,

Ed-Darr,

En-Nâfi,

En-Nûr,

El- Hadi,

El-Bedi,

El-Baki,

El-Varis,

Er-Reşid,

Es-Sabur

“O, yaratan, kusursuzca var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nu zikretmektedir. O, Aziz ve Hâkimdir. (Haşr 59/24)

Kur'ân-ı Kerim'de açık-seçik isim ve sıfat olarak geçen ve birçok araştırmacı ve ilim otoritesinin üzerinde ittifak ettiği, Allah'u Teâla'nın bilinen isimlerinden, bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

1-ALLAH. Cc

2-Er-Rahman,

3-Er-Rahim,

3-Er-Rabb,

4-El-Melik /El-Malik,

5-El-Muhit,

6-El- Kadir,

7-El-Alim,

8-El-Hakim,

9-El Allam,

10-Et-Tevvap,

11-El-Bari,

12-El-Gafur,

13-El-Basir /Basar,

14-El-Nâsir,

15-El-Vabi,

16-El-Bedi,

17-Es-Semi,

18-El-Aziz,

19-Er-Rauf,

20-El-Karib,

21-El Habir,

22-El-Hayy,

23-El-Kayyum,

24-El-Ali/Aliy/Âlâ,

25-El-Azim,

26-El-Veli,

27-El-Gani,

27-El-Halim,

29-El-Hamid,

30-El-Vehhab,

31-El-Cami,

32-El-İlâh,

33-El-Malikü'l Mülk,

34-El-Latif,

35-En-Nâsir,

36-El-Vekil,

37-Er-Rakib,

38-El-Hasib,

39-El-Kebir/Ekber,

40-El-Afûv,

41-El-Mukit,

42-El-Vahid,

43-Er-Rezzâk,

44-El-Fâtır,

45-El-Kahir,

46-El-Kâdir,

47-El-Hakk,

48-El-Fâlık,

49-El-Halik/  Hallak/Halık,

50-El-Hakem,

51-El-Mevla,

52-Eş-Şehid/Şahid,

53-El-Hafiz/Hafız,

54-El-Mucib,

56-El-Mecid/Macid,

56-El-Vedud,

57-El-Musteân,

58-El-Galip,

59-El-Kahhar,

60-El-Müteali,

61-El-Vali,

62-El-Şedid,

63-El-Varis,

64-El-Hallak/Halik,

65-El-Berr,

66-El-Muktedir,

67-El-Hafi,

68-El-Hadi,

69-Es-Sadık,

70-El-Mübin,

71-En-Nur,

72-El-Kerim/Ekrem,

73-El-Muhyi,

74-El-Müntakim/ Mümtekim,

75-El-Fettah,

76-Eş-Şekur/Şakir,

77-El-Kâfi,

78-El-Refi,

79-Zu'l Arlş-Reb'ül Arş,

80-El-Kavi/Kaviyy,

81-El-Metin,

82-Zü'l Celali ve'l İkram,

83-El-Evvel,

84-El-Âhir,

85-Ez-Zahir,

86-El-Bâtın,

87-Es-Selâm,

88-El-Ma'kur,

89-El-Müheymin,

90-El-Cebbar,

91-El-Mütekebbir,

92-El-Musavvir,

93-El-Ekrem,

94-El-Ahad,

95-Es-Samed,

96-El-Baki,

97-El-Adil,

98-El-Celil/Celâl,

99-El-Deyyan,

100-El-Hannan,

101-El-Kabiz,

102-El-Basıdu,

103-El-Mütekellim,

104-El-Mani,

105-El-Mennan,

106-El-Mübdi,

107-El-Muğni,

108-El-Muzillu,

109-El-Mu'izz,

110-En-Nafi,

111-Es-Subhan,

112-El-Ebed,

113-El-Ferd,

114-El-Gayyur,

115-El-Mürid,

116-El-Daim,

117-Eş-Şafiy.

Araştırmalarda bazı isimlerin, birkaç ve hattâ onlarca ayette geçtiği gibi, Er-Rahim isminin 114 surede zikredildiği belirlenmiştir. Yukarıda değindiğimiz gibi, Allah'ın İsimleri bu kadarla sınırlı değildir. Kur'ân tefsiri konusunda uzmanlaşmış bazı zatların, 313 isim belirlediklerine dair rivayetler yanında, Allah'u Tealâ'ya sonsuzluk ifadesi olarak “1001 ismi hürmetine” yakarmak, dua literatürümüze de girmiş bulunmaktadır!..

Kur'ân'da, “İsimlerin en güzeli Allah'ındır. Öyleyse O'nu bunlarla zikredin...” (Araf 7/180) “De ki, ister Allah diye zikredin- çağırın, ister Rahman diye çağırın, hangi güzel isimlerle çağırırsanız O'nun-dur...” (İsra 17/110) Zikirle ilgili, “Ayık olunuz, kalp-ler ancak Allah'ın zikri ile itminan bulur. (Rad 13/28)

Allah'a en güzel yakarış, O'nun yüce sıfatları ile yapılanı. Rabb'i anmanın en anlamlısı, O'na Kur'ân'da Peygamberlerin dilinden zikredilen, içerisinde Esmaü'l Hüsna'nın geçtiği özel dualarla sunulandır.

Ya Rabbi, bizleri de bütün güzel sıfatlarını tanıyıp; onlarla seni tefekkür ve zikrederek, amel ve ibadetlerinde sana hiçbir şeyi ortak koşmayan, âşık ve sadıklar zümresine dâhil eyle!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Cemal soner    01.08.2012
Yorum : Ne kadar mükemmel bir araştırma Halit Özdüzen ve yayımcılara teşekkür ederim.Cemal




Ekleyen : Melih Aktürk    13.02.2011
Yorum : Mükemmel bir makale Yazarın gönlüne ve kalemine sağlık. Çok şey öğrendim. Melih




Ekleyen : Yılmaz Başoğlu    11.05.2010
Yorum : Çok, çok güzel on numara....




Ekleyen : Muzaffer Yylmaz    31.08.2009
Yorum : Oldukça etkilendim,çok güzel bir çalışma:paylaşıım çin teşekkür ederim.




Ekleyen : Esin Esmero?lu    18.08.2009
Yorum : Mükemmel bir araştırma !....




Ekleyen : Yal?y Bally    12.05.2009
Yorum : Güzel bir araştırma yazarın eline ve yüreğine sağlık





 
SEL?M SANA YA MUHAMMED MU... - Sayı 67
Y?ce ALLAH'y tanymada, ES... - Sayı 64
Bir Dostun Ardyndan... - Sayı 61
Ya BA? bulamazsa?... - Sayı 60
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Nüfuz plânlaması diye bir şey tutturmuş gidiyorlar.
Ülkedeki kazalar, ihmaller ve terör sebebiyle ölenler hiç hesaba katılmıyor.
İnsanımızda bu ibret almamak, hükümetlerimizde bu beceriksizlik olduğu sürece bırakın planlamayı, nüfusu teşvik etmeleri gerekmez mi?
Yoksa bunca ölüme karşı bu tedbirsizlik, nüfuz planlamacılarının işi mi?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14592993
 Bugün : 3534
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631072
 Bugün : 718
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim