Karde? ?ocuklarynyn ?yk?s? Yakup Kiraz Sayı:
61 - Ekim / Aralık 2009
İki kardeş iki yandan ve iki koldan
Dağlardan, derelerden, ovalardan geçtiler
Acılarını katık yapıp yıkık umutlarına
Gecelerden gündüzleri çalarak yürüdüler
Açtılar, açıktılar, perişandılar.
Yanlarında hayvanları, kadınları, çocukları
Nakış nakış örülmüş kıl çadırları vardı.
Günlerce yürüdüler gölgeleri üstünde
Güneşe en yakın oldukları bir anda
Gözleri parladı önce gidenin.
İşte! Dedi. Burası bizim haydin ekelim
Burası yurt olsun burada ölelim.
Diğer kardeş de geldi bir zaman sonra
Başlangıcıydı vakit sabrın ve çilenin
Büyüdüler, çoğaldılar başak taneleri gibi
Hoyrat rüzgârlara direndiler dökülmeden
Un ufak oldular karıştılar zerresine kadar
Kardeşlik gemisiyle zamanları aştılar
Öyle bir zaman geldi ki şaşırdılar
Fesatlığa, haksızlığa, kavgaya başladılar
Bir bilen çıkmadı, bir yol gösteren olmadı
Hepsi suçu karşısındakinde aradı
Haklı haksıza karıştı, artık herkes haklıydı.
Anaların gözyaşı kan oldu aktı.
Geceler uykusuz, gözler yolda, el tetikteydi artık
Mermi sesi, tank sesi, top sesi tüm sesleri bastırdı
Sanki herkes sersem, herkes kör, herkes sağırdı
Anaların gözyaşı kan oldu aktı.
Biri Mehmet'im diye koştu sarıldı
Biri Memo dedi sana nasıl kıydılar
İkisi de aynı yanıklıkta ağladılar
İkisinin de ciğeri aynı ateşle yandı
Ama çocukları onları duyamadı
Yazık oldu evlenip çoluk çocuğa karışacaktılar
Yaşasaydılar!
|