Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     7921 kez okundu.     8 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Mukaddes beldelere...
Kadir Bayrak

  Sayı: 46 - Ekim / Aralık 2005

Bu yaz, fırsatını bulup da kısa süreli bir tatil yapabilir miyiz diye düşünüp planlar kurarken, bir dostumun kendisine yapılan umreye gitme teklifini -imrenilecek bir heyecanla-, bulunmadığım bir ortamda benim adıma da kabul etmesi, o mübarek beldeleri ziyaret etmemize vesile oldu. Aynı heyecan ve neşveyi oralarda da tattığına bizzat şahit olduğum dostumdan Allah razı olsun, ona, bize ve müslümanlara haccı da nasip etsin inşallah.

UÇAK

Karayolu ile oralara ulaşmanın, yolda yapılacak ziyaretlerle kazanacağı üstünlüğü muhakkak. Ne var ki bugün için malum sebeplerle mukaddes beldelere uçarak gitmekten başka yol da bulunmuyor. Uçakla seyahatin yaygın olmadığı ülkemizde, hac ve umre yolculuğu bu anlamda, aman ayağımız yerden kesilmesin düşüncesine sahip pek çoğumuz için de ilk uçma tecrübesi…

Uçmak, hele bir de böylesine güzel bir vesile ile uçmak, insana aczini fazlasıyla hissettiriyor. Adımlarını yeri delecekmiş gibi adan kibir dolu nefs, yerden bilmem kaç bin metre yükseklikte hiçliğini anlıyordur, herhalde. En azından ben böyle hissettim.

"BİR ŞEY OLMAZ İNŞALLAH"

Suud havayolları ile yaptığımız yolculuk, İslâm dünyası olarak maddeye hakimiyetimiz yönünden fikir vermeye yetti. Uçağın hareketi ile başlayan sefer ve indikten sonra yapılan şükür duaları ne kadar güzelse, Medine havaalanında yaşananlar da bir o kadar traji-komikti. Cidde'ye gitmek üzere bineceğimiz uçakta, bagajda iki adet açık cep telefonunun unutulduğu yer görevlileri ve pilota söylenmesine rağmen verilen cevap, "eşyanın hakikatini bana olduğu gibi göster" anlayışının çok uzağındaydı: "Bir şey olmaz inşallah…"

PEYGAMBER BELDESİ NURLU MEDİNE

Ağustos ayına denk gelen seyahatimizde, bizi en çok sıcak düşündürmüştü. Nitekim akşam namazı vakti indiğimiz Medine'de, merdivenlerine çıktığımda yüzüme vuran sıcağın önce uçağın hâlâ dönmeye devam eden motorundan geldiğini zannetmiştim. Yürüdükçe durum anlaşıldı. Evet, oralar sıcak ama ilginçtir bu sıcak yakmıyor, terletmiyor ve kısa zamanda alışıyorsunuz.

Daha önce hacca gitmiş bir büyüğümün söylediğini, oraya varınca aynıyla hissettim. Sanki size ait bir evde, bir odadan diğerine geçmiş gibi oluyorsunuz, o kadar. Yabancılık duygusu hissettirmiyor, oralar. Buna rağmen misafir olarak en güzel şekilde ağırlanmak isteyen her kim varsa Medine'ye gitsin. Peygamber Beldesi'nde sizi bizzat Peygamberin ağırladığından şüpheniz olmasın… Biraz sonra Mekke için söyleyeceklerimizin tersine, Medine yumuşak yüzlü, insanları da öyle.

Medine'de ilk gece... Mukaddes topraklarda uyumak mesele. Medine'de bunu biraz daha fazla hissediyorsunuz. İnsan kime misafir olduğunu düşününce uykuda bir edep hatasına düşmekten korkuyor. Ama neticede insanız ve uyku bütün direncinizi kırıyor ve sizi hakimiyeti altına alıyor.

Mukaddes topraklarda sabah ezanından yaklaşık bir saat önce bir ezan daha okunuyor. Teheccüd namazı vaktini ihtar eden ezan bu ve Medine'de bir başka okunuyor. Bu ezanla birlikte kalkıp mescide gitmemek mümkün değil. Sabah namazını müteakip, ilk ziyaret... Üzerimizdeki selâmlar sahibine arz ediliyor. Ve orada şunu öğreniyoruz; arz edilen selâmlar ismen alınıyor. Ne büyük lütûf...

Medine... Medenî kelimesinin kaynağı mübarek belde. Peygamber mescidi etrafında geçirdiğimiz zaman dilimi içinde gökyüzü dikkatimizi çekiyor. Akşamın koyu mavisi, gecenin laciverdi ve karanlığı, sabahın aydınlığı katışıksız bir renk ahengi arz ediyor.

Peygamber mescidi... Suud yönetimi tarafından yapılan son genişletmeden sonra açık alanları dahil aynı anda 400 bin kişinin namaz kılabileceği muazzam bir cami. Bu büyük mescid, Türk mühendislerce yapılan bir sistemle soğutuluyor. Medine'nin 6-7 kilometre dışında soğutulan su, borularla mescidin altına getirilmiş. Mescidin içinde bulunan yüzlerce beton direğin hemen diz hizasında bulunan deliklerinden soğutulan bu hava içeriye üfleniyor.

Mescid-i Nebevî'nin hemen yanıbaşında, Cennet-i Bakiy mezarlığı bulunuyor. Koynunda Hz. Osman (r.a), peygamber hanımları, kızları ve akrabaları dahil onbinden fazla sahabeyi (r.a) misafir eden bu mübarek toprak parçası, Osmanlı'dan sonra hakimiyeti ele geçirenlerce dümdüz edilmiş. Şimdi insan kafası büyüklüğünde taşlar mezar yerlerini işaret ediyor, baş ucunda bulunduğunuz kabrin kime ait olduğunu ise ancak işi bilen rehberlerden öğreniyorsunuz. Bize çok garip geldi ama bir kabrin başında uzun uzadıya dua etmek, hele el açıp dua etmek yasak. Böyle bir durumda görevliler yanınızda bitiveriyor ve sizi ikaz ediyorlar. Zaten daha girişte devasa bir tabelaya bütün müslüman milletlerin dilinde mezardakilerden fayda umulamayacağı, bir şey istenecekse Allah'dan istenmesi gerektiği, insana giran gelen bir şekilde ifade edilmiş.

Ziyaret edene bir umre sevabı verileceği müjdelenmiş Kuba Mescidi, Hz. Hamza'nın (r.a) da medfun bulunduğu Uhut Şehitliği, İki Kıbleli Mescid ve Hendek Savaşı'nın vuku bulduğu yer olan Yedi Mescidler Medine'de peygamber kokusu taşıyan diğer yerler.

CELÂLLİ MEKKE

Bu noktadan ileriye müslüman olmayanlar giremez yazılı tabelalar, Mekke'ye yaklaştığımızı ihtar ediyor. Müslümanların hangi ruh hali içinde girebileceği de bu kadar kesin bir dille anlatılabilse, keşke...

"Lebbeyk" nidalarının hedefi Mekke... Kâbe'yi ilk gördüğünüzde yapılacak duaların kabul edileceğine dair müjde sebebiyle başımız önde, Kâbe'yi görebileceğimiz ilk noktaya kadar ilerliyoruz. Ve ilk göz teması ile başlayan dua... Bu anın her insanda farklı bir tecellisinin olduğu muhakkak. O an içimi saran haşyet ve korku, Mekke'den ayrılana dek beni bırakmadı.

İhramlı geldiğimiz Mekke'de, ilk tavaf, ilk sa'y ve otele dönüp saçlarımızı kestirmekle tamamlanan ilk umremiz.

O ana kadar akması için zorladığım gözyaşlarımı, "Gözyaşı Vadisi" Mekke'de tutamadım. Zeminin ayaklarımın altından kaydığı hissini veren mukaddes belde, haşmetli, celalli; teşbihte hata olmasın manevî bir röntgen cihazı veya turnosol kağıdı... Kimin ne zaafı varsa hemen su yüzüne çıkıveriyor, burada. İnsan şunu hemen idrak ediyor; sabır, Mekke'de her zamankinden daha fazla lâzım... Burada yapılacak duanın kabulü ne kadar kolaysa, kırılacak bir kalbin, yapılacak bir hatanın telafisi de o kadar güç...

Yanmış ama kül olmamış, henüz kor halindeyken soğumuş izlenimi veren binlerce dağ, tepe, kayalarla çevrili, ağaçtan ve yeşilden yoksun Mekke'nin ortasında Mescid-î Haram, onun da ortasında Kâbe... Namaz vakitleri hariç, günün her anı tavaf edilen; tavaf ve namaz haricinde, kendisini seyretmenin bile sevap olduğu sır noktası. Mekke'de bulunma şerefine erişip de, vaktini Mescid-î Haram dışında geçirenlere acımaktan başka ne yapılabilir ki... Özellikle alışveriş hususunda diğer milletlere nazaran abartılı davranmamız buna sebep oluyor, maalesef. Mübaret beldelerde hemen bütün dükkan sahibi ve sokak esnafının alışveriş esnasında anlaşabilecek kadar Türkçe konuşması bunun bariz delili...

Resmî ve kendilerine has kıyafetleriyle yüzlerce görevlinin bulunmasına rağmen, bir otorite olarak devleti hissetmiyorsunuz. İbadet alanlarının, abdest alma yerleriyle tuvaletlerin temizliği, tavaf ve namaz vakitlerinde düzeni sağlama ve özellikle zemzemin teminindeki kolaylıklar yönünden mevcut yönetimin organizasyonu olabilecek en güzel seviyede. Ne var ki, teorik olarak müslüman olmayanların giremediği mübarek topraklar, başta oteller olmak üzere pek çok yabancı şirketin istalasına uğramış. Ata yadigarı Ecyad Kalesi'nin yerinde ise insanın başını döndürecek yükseklikte binalar yapılıyor.

ZEMZEM VE DUA...

Çok içmenin iman alameti olduğu zemzemin ilk yudumunu alma- dan önce, yüzünüz Kâbe'ye dönük yapılan aşk dolu, yakıcı dualar Mekke'ye dair güzel ha- tıralar olarak insan zihninde yer ediyor. Mescide girerken, çıkarken, tavafa başlama- dan ve bittikten sonra her fırsatta içilen ve vücuttan sadece ter olarak atılan zemzemin şifa olduğunu bizzat tecrübe ettik.

Emrin ifası olan hac dışında, ziyaretlerin en üstünü olan umrenin en az faydası, bu yazı dahil, mübarek beldeleri hatırlatan küçük bir izin bile sizi alıp yine oralara götürmesi. Meşakkat olduğu hadis ile sabit hac ibadetine, özellikle biz Türkleri, hazırlaması da cabası...

Dört yıldızlı otellerde konaklama, açık büfe tabir edilen sabah kahvaltısı ve akşam yemeği, uçakla yolculuk masrafları ve oralarda sunulan rehberlik hizmetleri dahil ancak bir tatilde harcanan paralarla yapılabilen umre ziyareti, sağladığı faydaların yanında ucuz olması ile de kolay. Bu noktada, daha alt seviyede hizmetlerin sunulduğu hac organizasyonun niye bu kadar pahalı olduğu insanın aklını kurcalıyor.

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : merve    05.03.2008
Yorum : DAHA FAZLA BİLGİ OLSAYDI DAHA İYİ OLURDU.




Ekleyen : FATMA    18.02.2008
Yorum : peygamberin beldesi medine mezarı prda ve oson peygamberdir SVEGİLİ PEYGAMBERİMİZZZZZZZZZZZZZZZZ...




Ekleyen : islam d?nyasyna innanan muharrem    17.02.2008
Yorum : herkese tavsiye ederim herkes okusun okuyanın aklındaki sorular çözülüyor herkes okusun pek de uzun değil be canım




Ekleyen : sultan    13.02.2008
Yorum : zemzemsuyunun vücuttan ter ile atılmasının kaynağını(kitap adı)belirtebilebilirmisniz.. şimdiden teşekkürler......




Ekleyen : gizem    26.01.2008
Yorum : çok güzel çok beğendim.ödevim. çok teşekkürler.




Ekleyen : mihriban    11.12.2007
Yorum : daha fazla bilgi




Ekleyen : furkan    11.12.2007
Yorum : peygamber meclisi:hz muhammedin medinr hicret ettiği zaman medine yapılmıştır...




Ekleyen :     17.07.2007
Yorum : çok güzel miş





 
Fars irfanı var mıdır?... - Sayı 122
Hesaplaşma zamanı... - Sayı 120
Vah benim halime!... - Sayı 119
Devletimiz daim olsun!... - Sayı 118
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Çaresizlik yoktur, umutsuzluk vardır. Engellerin yıkılması umut etmeyi umut etmekle başlayacaktır.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi
Tevhid yoksa huzur da yok
İranın neye ihtiyacı var?
Gülerek günah işleyen ağlayarak cehennem


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14509359
 Bugün : 293
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 629096
 Bugün : 7
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 168
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim