Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4468 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Geceye Geçmez Hükmüm
Ziya Paşa Akyürek

  Sayı: 65 - Temmuz / Eylül 2010

Geceye hükmüm geçmez, sözüm sadece sabah özleminin dillenmesidir. Yalnız yürekler sızısını anlatamamanın hicabını bir ömür yaşarmış meğer. Yürek yangınlarını gelin eyleyen görülmemiş şimdiye kadar. Ve içerde yürek yangınları kaynayınca, artık taşacak kıvama gelince, dolu testinin suları gibi kendiliğinden dökülürmüş meğer... Sızı, Rahman'ın "Allah hüzünlü kalbi sever" ifadesince bir hediyesidir. İfadelerin yer altındakini çıkaramayan madenci çaresizliğinde sükûna uğradığı dertler vardır ki onları ne gecenin zifiri karanlıkları anlar ne de o gelmeyen tanlar.

"Sîne hâhem şerha şerha ez firâk

Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk"

"İştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acılarıyle

şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim."

Diyenin yalnızlığı bir ofla diğer sinelerde yer bulur. Bir başın çaresiz öne eğilmesi kalbi titretecek kadar anlam yüklüdür.

Sözün sonuna nokta diye gözyaşı koyanlarla, derdi gecenin bir yarısında boğazında hıçkırık hıçkırık düğümlenenler aynı kaderi paylaşanlardır. Dertliyi anlayan dertlilerdir ancak.

Mevlâna koyu karanlıklara medet kapılarını kapatan, sadece sırdaş olduğunu haykıran bir nidayı kopartır ta ciğerlerinden. Ayrılık derdinden parça parça olmuş sinelerin ancak anlayacağı bir durumdan bahseder durur. Makamına göre yalnızlık çekmiş büyükler. Bu yalnızlık gariplik adıyla ulaşmış bugünlere kadar. "Garip anası babası olmayan değildir; garip anlaşılamayandır" diyen, anlaşılmamanın garipliğin tek derdi olduğunu anlatmıştır. En azından garibim sözüyle anlaşılmayı beklemiştir belki de.

Hazırla çantamı düşeyim yola

Görelim gurbet denilen neymiş

Ne hasret ne gurbet koymaz adama

Ama anlaşılmamak zor meseleymiş,

Demekten kendini alamaz insan bazen. Peki, anlayacak kim.

Kim bilebilir âşıkların ne derdi var, ne söylerler geceleri, ne ister o yangın yeri yürekleri. Başkalarına anlatamadıklarını kime derler içten âminlerinde, dualarına eşlik eden gözyaşları neyin tercümanıdır acaba. Sızının sahibi olmalı onları anlayan, göze gözyaşını koyan olmalı gözyaşını akıtan, içe yanma adabını fısıldayan olmalı sineleri kor eyleyen...

Yusuf'u bilen kuyuyu da bilir hesabı, Mısır'ı bilen sultanlığı da yaratır diye hani... Başka kapıların sonuna kadar sürmeli olduğunu haykırırken kâinat kompozisyonu, boş kapıyı bekletmeyen yine O'nun kamalât adına içimize saldığı o duygulardır. Ne diyelim var derdini Allah'a dök var Onun huzurunda çök, ser abanı yere koy yüzünü abanı koyduğun yere, ayak bastığın yerde alnı çıplak koymanın aşkıyla er erilmeze biiznillâh.

Allah'ın yeryüzüne bakıp da "Yok mu af isteyen affedeyim" sözüne gözyaşlarıyla, içten yakarışlarıyla, her dem hakkaniyet kokan o arayışlarıyla ben varım Ya Rab diyen o nedamet kahramanları dünya yalnızlığı çekseler de ahiret yalnızlığı çekmezler imiş. Yananlar yanmaz ki diye anlatılır halleri. Eyüp'ten misallerle Yakub'dan menkıbelerle gösterilir dertlerinin dermanı... Rabbim zarar bana dokundu Sen Rahman Ve Rahimsin ızdırarı sarar onların yalnızlıklarını ve o sarış öyle atmosferlere gebedir ki onların semtine girenler atmosferde eriyen gök taşları gibi erir de onlara sadece mukaddes hüznün o anlatılamaz tadı kalır.

Ey dide ağladığın, ağlanacak yar değil

Ağladığın yıl sürse, yâri bulsan kar değil

Ağlanacak yâri bulsan, bunun sonu ar değil

Yar değil, kar değil, ar değil halin senin...

Deyip de uğruna ağlanılacak yâri bulanlar kaybetmezler. Kaybedilecek en büyük sermaye gönül olsa gerek. İnsan gönlüyle makamların canına okur menzile erer ve derilecek en güzel gülü hakkıyla derer. Ve yine en büyük makama derece derece yükselir bazen de o gönülle dereke dereke iner aşağıların en aşağısına.

Hali ötede nar değil de yar olanlar olmak zor mesele olsa anlaşılan.  Allahın derdiyle dertlenene Allah başka dert çektirmezmiş. Her hali Allah'a çıkan kurbiyet kahramanları derdin hasıyla dertlenenlerdir. Yani boşa kürek sallamayanlardır.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Darfur'da ne var ne yok..... - Sayı 75
Darbe'ye... - Sayı 74
Bir Adam Arıyorum... - Sayı 68
Öğrencime mektup... - Sayı 68
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14592643
 Bugün : 3184
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631030
 Bugün : 676
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim