Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3980 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Afrasiyab?'nyn sarayy
Altan Atan

  Sayı: 46 - Ekim / Aralık 2005

İnsanımız nereden nereye geldi. Ortaokulda iken, heyecanla yazdığım giriş-gelişme ve sonuç bölümlerinden meydana gelen yazılar da müthiş bir giriş, nefis bir gelişme ve harika sonuçlar çıkarırdım…

Ama şimdi çıkmıyor…

Ne giriş var, ne gelişme ne de sonuç… Heyecan da kalmadı…

İyi huylarımız, üstün özelliklerimiz vardı, kahramanlıklar vardı, yardımlaşmalar… İnsaflı yabancıların bile gıpta ettiği, diğerlerinin kıskançlıktan gelişen öfkeleri, kinleri vardı…

Hiç unutmam, boş geçen bir dersimize gelen bir hocamız (o zaman hoca sadece camide değildi!.) bir soru sormuştu: Bize yapılan düşmanlıkların sebebi acaba neydi? Bir ders boyu söz aldı sınıf, herkes bir şeyler söyledi. Beklenen cevap bir türlü gelmiyor, benimse söylemediğim kalmamıştı. Cevap içimde bir yerlerde ama kim bilir nerdeydi… Meğer biraz derinlerdeymiş. Zil çalınca sanki uyandım, sessizce ayağa kalkarak: Acaba kıskançlık olmasın diyebildim. Yıllardır aranan bir şey bulunmuş gibi, hocamız "Hah işte bu!" diye bağırdı.

Otur Atan oturrr!..

Kıskançlık neyin sebebi değil ki…

Bize anlatılanları dinledik, onurlandık, gururlandık… Şanlı tarihimiz, kurtarışlarımız, kurtuluşlarımız, Çanakkalemiz… Neler vardı neler. Bunları bilen bir çocuk geç de olsa cevabı bulmalıydı, buldu da… Ne hikmetse, biraz geç buldu hattâ söyleyemedi. Çünkü biz, bize yapılanların sebebini -bile- söyleyemeyecek kadar güzel bir kültüre sahibiz. Bundan utanırız, yapan utanmaz ama mağdur olarak biz utanırız. İşte böylesine güzel bir kültürümüz var(dı).

Daha ayağına diken batmadan bas bas bağıran insanlar mı? Ortada bir şey yokken olay çıkaranlar mı? Menfaatlerinin tehlikeye girdiğini anladıktan sonra teknesinde çamur karmaya başlayan, bir elinde mala; bir elinde kazma-kürekle gezen insanlar mı? Zeytinyağı gibi hep üstte duranlar mı?

Heyecan kalmadı… Artık müthiş girişler, nefis gelişmeler ve harika sonuçlar çıkmıyor. Kelimelerimiz, duygularımız, davranışlarımız ba- yağılaştı. Büyük dert sahipleri, bencilliklerinden çıldıracak hale gelmiş olanlarımız. Böylesine büyük dertliler ekranlara milyonları topluyor, hani keller yağırlar birbirini ağırlar misali. Sanılır ki memleket büyük bir hastane… Kızını-oğlunu ilâhlara kurban eden ana-babalar; beraberliklerde yapılan mühendislik hesapları; egosu tavan yapmış insanlar ve etrafa verdikleri eziyetler…

Kim bunlar? Masonlar mı? Yahudiler mi? Haçlılar mı? Dış güçler mi? Rodos şövalyelerimi? Sırplar mı? Yoksa Osman Büyükbulut (!) mu ? (Osman Büyükbulut- bilenler bilir- eski filmlerimizden birindeki şamar oğlanı).

Bir dağ başında bir çobanla söyleştik. Ne yahudisi abi, ne masonu! Her kim ise dedikleri, onlar olsa bile bu kadarını yapmazlar diye haykırdı. Eşkıya bunlar, gangaster bunlar!..

Bunlar, ürünler… fabrikalarda yapılan üretimden sonra mamul hale gelmiş ve piyasaya sürülmüş ürünler… Fabrikanın suyu kanalizasyondan geliyor. Böyle bir kültür işte.

Sözün özü her şey içimizde, aramızda yaşanıyor ve hayat alanı giderek daralıyor. Rahat, huzurlu ve sağlıklı nefes almak zorlaşıyor.

Nerde evladına "kınalı kuzum" diyen analar… Nerde babayiğit, mert atalar, babalar… Nerde vefalı arkadaşlıklar, paha biçilmez dostluklar, komşuluklar…Nerde, unuttuğumuz ve bir türlü hatırlayamadığımız "Pazar eylemek götürü"

Nereden nereye geldik. Fi tarihinden beri yükselerek gelen bencil kültürün kötü örnekleri olduk. Ağzımıza yüzümüze bulaştırdık onu… Yemesini bilemedik çünkü görmedik, "görmemişin oğluyuz" biz…

Biz böyle şeyler görmedik, böyle şeylere alışmadık. Şükürler olsun ki, yaşananları halen sorgulayan insanlarımız var. Komşusu aç iken tok yatamayan, bir arkadaşı, bir akrabası ihtiyaçlı iken (bir sene taksit ödemeyi göze alıp da) tatile gitmeyen(!), çok da gerekli olmayan ihtiyaçlarını erteleyen insanlarımız var... Daha derin güzelliklerden bahsetmek biraz zor ama hiç olmazsa diyorum, bunları yapan, düşünen insanlarımız var.

Fatih, Fetihten sonra Ayasofya'nın kubbesine çıkıp şehri etraflıca ilk kez seyrederken, irticalen:

"Perdedârî mîkunet der Kasr-ı Kayser ankebut

Bûm nevbe mîzened ber kubbe-i Efrâsiyâb"

Deyiverir.

Kayser'in kasrında örümcek perdedârlık ediyor.

Afrasyab'ın sarayında baykuş nöbet tutuyor, hüküm sürüyor.

Hey koca Fatih!.. An gibi sesin geliyor halen


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : bilal akg?l    
Yorum : kardeşim senin gibiler olduğu müddetçe bu edebiyatın yüzü gülmeye devam edecektir.





 
Yakarsa Dünyayı...... - Sayı 114
Mizah Ciddî Bir İştir!... - Sayı 113
Mezarımı Taştan Oyun... - Sayı 112
Müjde... - Sayı 108
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


Batı; kaybettiği noktanın idrâkinde ve kazanacağı noktanın gafili olduğunu -yalnız kendine- ihtar ederek bugünkü buhranını yaşıyor. Biz; tüm taklitçiliğimize rağmen hem birincisinin, hem ikincisinin gafletindeyiz.
Eğer batı gibi kaybettiğimiz noktanın idrakinde olabilseydik, elimizden kaçırdığımız bunca zamandan ötürü eyvahlar eder; kazanacağımız noktanın gafletinden de sıyrılabilirdik…
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Temmuzda yaşamak zemheriyi
Çocuk, sevginin ürünü...
Filistindeki çocuklar
Çocuk olmak
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
Bin Karınca Duası


Ali Erdal - Büyük depremin öncül...
Ali Erdal - Yolculuk
Kadir Bayrak - Çocuk toprak gibidir
Necip Fazıl Kısakürek - Necip Fazıl’dan çocu...
Ekrem Yılmaz - İçimizdeki çocuk ölm...
Ekrem Yılmaz - Çocuk
Ekrem Yılmaz - Sınırlar ötesinde
Dergi Editörü - Annesi gül koklasa a...
Site Editörü - Çocuklar bizim gelec...
Necdet Uçak - Ahlâk bozuldu
Necdet Uçak - Ali ile Barbaros
Kardelen Dergisi - Kardelen’den haberle...
Kardelen Dergisi - Hâlâ ve her şeye rağ...
M. Nihat Malkoç - Filistindeki çocukla...
M. Nihat Malkoç - Çocuk olmak
Hızır İrfan Önder - Gurbetin ocağı harlı...
Zaimoğlu - Vasıtasız erdirici
Halit Özdüzen - Yozlaşan toplumlar
Mehmet Balcı - Yardımseverlik
Mehmet Balcı - Sitem
Ahmet Çelebi - Anladım
Kubilay Ertekin - Senirkent Faciası ha...
Halis Arlıoğlu - CHP’nin bu millete y...
Ahmet Değirmenci - Yangından artakalan
Ahmet Değirmenci - Özür
Ahmet Değirmenci - Otuz yıl
Murat Yaramaz - Özür
Murat Yaramaz - Kirli
Gözlemci - Hadiselere bakış
Cahit Ay - Muhasebe
Cahit Ay - Anlaşma teklifi
Cemal Karsavan - Ve çamaşır ipinde sa...
Heybet Akdoğan - Sekülerizm ve İslâm
Osman Akçay - Çocuklar oynasın
Bekir Oğuzbaşaran - Nev gazel
Yaşar Akyay - Çocuk, sevginin ürün...
İbrahim Durmaz - Çocuk ve kuş
İbrahim Durmaz - Çocuğum
Saltuk Buğra Bıçak - Temmuzda yaşamak zem...
Mustafa Kozlu - Gül kokusu
Esra Çakan - Zaman diriyken kıyme...
Uğur Utkan - Satuk Buğra Han efsa...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15897220
 Bugün : 147
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 669379
 Bugün : 5
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 121
 125. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim