Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4243 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Ylk Oru? Tuttu?um G?n
Ahmet Mahir Pekşen

  Sayı: 46 - Ekim / Aralık 2005

Çocukluk bir başkadır... O günlerden kalma hatıralarsa daha başka... Teravih, sahur, iftar hatıraları ise bambaşka... Siz hiç, daha çok küçük olduğunuz için, kıyamadıklarından dolayı oruç tutmanıza izin vermeyen büyüklerinize küsüp, bir köşeye çekilip sessiz sessiz ağladınız mı?.. Bu küskünlüğünüz, büyüklerinizin merhamet duygularını galeyana getirip, “Hadi kerata bu gün de oruç tut bakalım” dediğinde, dünya kupasında yarı finale kalan bir ülkenin, son dakikada mağlubiyet golü atışında, fanatik sporseverlerin tavana fırlamalarından beş kat daha fazla sevindiniz mi?... Oruç tuttuğunuz için Hanifi Amcanız, pos bıyıklarını, -yüzünüz acımasın diye- değdirmekten çekinerek yanaklarınızdan öptü mü?... Sizinde pehlivan gibi Tahir Dayınız var mıydı... Yere eğilip, iki koltuk altından tutup, “Vay benim aslan yeğenim büyümüş de oruç tutmuş” diyerek, tavana kadar fırlatıp, küçük bir uçma provasından sonra dönüşünüzde tutarak sarıldı mı?.. Sahi, sizin Bakkal Veysel dedeniz var mıydı?.. Hani o pamuk gibi sakallı, hep gülen gözleri olan dedeniz... “Senin benzin solmuş... Anlaşılan oruçsun... Al şu kırmızı lokumlar benden sana iftarlık... Yiyince yine yanakların al al olur” diyen o hep güzel kokular sürülmüş, gül kokan dedeniz?.. Ya Zarife yengeniz... Avucunuza, kendi el yapımı pestili tutuşturup, bir iki de ceviz bırakan, “Cevizle pestil iftardan sonra iyi gider” diyen, sol yanağı benli Zarife yengeniz... O hep, kandil günlerinde, bayramlarda buruşuk ama yumuşak elini öptüğünüz Cahide ninenizi hatırlıyor musunuz?... Hani siz elini öptükten sonra, fistanın cebine belki bir gün önceden hazırladığı para cüzdanını çıkarıp, fermuarını titreyen elleriyle açıp size metal yirmibeş kuruşlar, bir liralar veren nineniz?.. Size sırf oruçlu olduğunuz için kaymaklı kadayıf yapan Nahide ablanız, kuşlu pantolonu bayrama yetiştirmeye çabalayan Nadire Ablanız ve eline her geçeni, canı istediği halde kendisi yemeyip size veren Fatma ablanız var mıydı?.. Mahalle camiinizin minaresinden, Müezzin Fahri Amca, size el sallayıp, “Bak işte minareye çıktım... Topa beş dakika var” müjdesini verir miydi?.. Kapınızın önünden boz eşeğine binip giderken duran, “Topu böyle sabırsızlıkla beklediğine göre, sen oruç olmalısın... Eşekler oruçlu olanları taşımaktan zevk alır” diyen yüzyirmi kiloluk Mahmut Amcanız, kendi eşekten inip de sizi bindirdi mi?.. Ve hissettiniz mi sizin mutluluğunuza ortak olduğunu... Ve yine orada öğrendiniz mi ortak olunan mutlulukların çoğaldığını, Iğımbat dağı gibi büyüdüğünü... Hüseyin Amcanız yanınıza gelip, “Bizim için dua et... Oruçlu çocukların bütün duası kabul olur...” diye sizden yardım istedi mi?.. O zaman Allah’ın gönlünüzde sığdığını, size çok yakın olduğunu, sizi çok sevdiğini hissettiniz mi?.. İçinizden “Bende seni seviyorum Güzel Allah’ım” diyerek haykırmak geçti mi?.. Karşıda ki kaleden top atılır atılmaz müezzinin “Allahü ekber” demesini bile beklemeden eve doğru koşarken ayağınız bir taşa takılıp, dizinizi acıttınız mı?.. Bütün bir aile başınıza birikip, acıyan yerinizi öptüler mi?.. Bütün suçu sizi görmemek olan, ayağınıza takılan taşa olmadık hakaretleri yağdırdılar mı?.. Siz sevilmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu yaşamanın, bir gün boyu suya hasretken ona kavuşmaktan bile güzel olduğunu öğrendiniz mi?.. Sevgi tohumu içinize bire milyon verecek berekette ekildi mi?.. Bütün bir aile bekleyip, önce senin orucunu açmanı seyretti mi?.. Ekmeğin ne kadar güzel koktuğunu, zeytinin ne kadar lezzetli geldiğini, suyun ne kadar cezbedici olduğunu farkettiniz mi?.. Ve bir an hüzünlenip, sofrasında bol nimet bulamayanları düşünüp, boğazınızda lokmalar düğümlenirken; niçin durgunlaştığını soran annenize; "Aliler’in sofrasında bunlardan, yok" dediğinizde "Var yavrum... Aynısından onlara da gönderdik" cevabını aldınız mı?.. Sevinçten uçacak gibi olup, merhametini yalnız size verip tüketmeyen, yoksulları da gözeten annenizin boynuna sarıldınız mı?.. Ve siz hiç, çocukken oruç tutmanın zevkini tattınız mı?.. Mutlaka tatmışsınızdır... Ve hepinizin de buna benzer, belki bunlardan daha ilginç, daha farklı güzellikleri olmuştur... Benim çocukluğumun ilk orucu o kadar güzeldi ki?.. Ben yine çocuk olmak istiyorum... Tahir Dayımın yaptırdığı uçuş provalarını çok özledim... Ben ilk orucumu istiyorum...

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : hasan    
Yorum : şimdi düşünüyorn da gerçekten küçükken oruçlu olmak çok heyecan vericiydi bazen bunun nedenini düşünüyorum.Akşam teravih ten sonra şekerlerin tadı bir başka oluyordu,hele eli bastonlu dedelerin cami avlusunda anlattıkları ramazan hiyayelerini çok özlüyorum.şimdi ise oların anlattıklarının çoğunu biz unuttuk ve ne yazıkki şimdiki çocuklara anlatamıyoruz.Ama yine de ramazan boyunca köy yerlerinde bu faliyetlerin sürdürüldüğünü biliyorum ve seviniyorum.Keşke hep çocuk kalsaydıkkkkk




Ekleyen : secil    
Yorum : ben cok begendim.dogrusunu söylemek gerekirse sizi çok kıskandım.cünkü ben böyle güzel oructmadım.basarınızın devamını dilerim.hoscakalın.





 
Şiirimde Necip Fazıl etki... - Sayı 120
Kelebeğin Cesedi... - Sayı 117
Apartman Hayatı... - Sayı 115
Allah... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16341603
 Bugün : 5329
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 694722
 Bugün : 79
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 203
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim