Allah Ahmet Mahir Pekşen Sayı:
112 -
Rabbim kelimeler ver, seni yazabilecek,
Gönlüm bir evren olsun, beynim semaya mercek,
Zerrenin sözlerini duyabilsin kulağım.
Mânevî âlemlerden, boş dönmesin ulağım.
Işıktan harfler göster hecelere can veren,
İlham perisi gelsin bana heyecan veren.
Vesveseyi, şüpheyi öteye atayım ben,
Kibri, efelenmeyi, şeytana satayım ben.
Güneşten ışık alıp çekeyim kalemime,
Süreyya’dan nur doğsun karanlık âlemime.
Aklım aciz, gönlümün yanında şimdi yamak.
Ne zor iş hep düşünmek ve hiç kavrayamamak
Hikmetini göreyim ne olur yardım et de.
Akrebin yavrusuna duyduğu merhamette.
Kedinin tüylerinde, gözünün irisinde,
Kanaviçe işlenmiş bir yılan derisinde,
Gönlüm kendine gelsin, gel bir daha ruh üfle,
Açıklanamaz feza, kuru bir tesadüfle.
Sırları çözmek için, yardım Allah’ım yardım.
Annem doğmadan önce, hangi diyarda vardım?
Beynim bir et parçası, ona akıl yüklenmiş.
Bir avuç toprak insan, balçığa ruh eklenmiş.
Beyin, akıl, kalp, gönül, bir yerde birleşiyor,
Gaybın sır odasında, dört bir yanı deşiyor.
Doğdum doğalı zihnim, seni bulmak peşinde,
Yazında baharında, ayında, güneşinde.
Örümcek nerden almış, bu ipliği, bu tığı?
Güneş nasıl eritir, doğunca karanlığı.
Esiriyim beynimin, fatihiyim çözümün.
Şu karanlık sandığım cilvesi mi gözümün?
Göremem, cinler şu an, etse de önümde dans.
Sır, seste, görüntüde farklı olan frekans.
Merak, insanoğlunun kamçısı olan huyu.
Beş değil de otuz beş olsaydı bizde duyu,
Kim bilir ne sırları, çözerdik bu merakla.
Ne payeler verirdik ruhu kavrayan akla?
Dün düşünmekti işim, bugün ve yarın da o,
Sadece günün değil, ayın, yılların da o.
Gölge varlıklar ile doluyken solum sağım.
Bedenimle, ruhumla seni arayacağım.
Bulamamak verecek tanınmamış bir acı,
Ruh sana dönene dek, yaşarım saklambacı.
Taşı keser de kılıç, kesemez bir boğazı.
Renk körüne anlatmak ne zordur türkuazı?
Anlatamam kimseye deniz yaran asayı.
Kulun görmediğini gören bir yarasayı.
Hayır, hayır bu iş hoş, gamım da yok tasam da.
Seni aramak güzel, bir ömür bulmasam da.
Çözerdik kâinatı, çözseydik ne var kumda?
Güneşte gezinirim hiç yanmadan uykumda!
Uykum ki akıl almaz, rüyaların annesi,
Peki, şu yaşadığım, gerçek hayatın nesi?
Ne çok soru var Rabbim? Ne çok soru çözümsüz?
Rüyada duymak, görmek, kulağımsız, gözümsüz.
Uyku küçük ölümse ve bu kadar tatlıysa,
Düşler şimşek adımlı, kelebek kanatlıysa,
Neye yarardı neye, hüznüm olmasa neşem?
Hiçbir şey yarım değil, her şey tam ve muhteşem.
Yaram dikkat alarmı, düştüm kızıl kanadı.
Okumayı bilene destan sinek kanadı.
Yılanın zehri ibret, belki su ve bal kadar,
Siyah da bilen için güzel sarı, al kadar.
Doğumda aslana denk, kedinin meşakkati.
Kim demiş insandan az, yılanların şefkati.
|