Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2903 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

RAHATIM, RAHATSIN, RAHAT!..
Altan Atan

  Sayı: 44 - Nisan / Haziran 2004

Geçmiş önemli, gelecek de merak konusu ama bugün daha önemli. Çünkü bugünde geçmiş ile gelecek birleşiyor ve her zaman için dünyada ilginç olaylar oluyor. Geçmişte dünya büyüktü insanlar için. Bilinmeyen, ulaşılmayan yerler ve insanlar vardı. Bugün için küçük. Bilinmeyen, ulaşılmayan yer ve insan kalmadı. Gelecekte ne olur bilinmez ama bilinir, ulaşılır olmak geçmişteki korunmuşluğu yok etti. Gerek çevre, gerek insan hakları konusunda önemli kayıplar verildi.

Artık insanların genel bir arzusu var. Rahat olmak ve rahat kalmak.

Dünyanın bu karmaşık halinde bu rahatlığı tanımlamak da zor. Soğuk bir gününün rahatlığı sıcak bir mekânda oturmak. Kavurucu yaz sıcaklarında rahatlık serin bir ortamda bulunmak elbet. Tartışılmasına gerek olmayan fizikî rahatlığı bir yana bırakalım.

İlkinde belirli standartları yakalamak isteği diğerinde can sınırını da geçebilen şiddet sonrası duygular var. Horlanan, ezilen, mahrum edilen bir insanın “beni rahat bırakın” diyen bakışları bambaşka bir rahatlık arzusu. Bu arzuda, artık kaybedilecek her şeyin kaybedilmiş olması, belki de can pazarı var.

“Doğal hayat” denince akla vahşî hayat da denen hayvanlar, bitkiler âlemi gelirdi. “Doğal hayat” belgesellerinde Afrika’nın balta girmemiş ormanlarını veya dünyanın diğer bakir bölgelerindeki hayatı seyrederdik. Yani insanın olmadığı bir hayata doğal hayat diyoruz biz. Çünkü o hayata insan eli değmemiş ve “doğal hayat” onlar için en tabiî bir hak. Ancak, doğal hayatın içindekiler bu haklarını her geçen gün kaybettiler. Hayvanlar, bitkiler, ağaçlar, ormanlar, denizler, akarsular kısaca çevremiz dile gelse hep aynı feryadı duyacağız: “BİZİ RAHAT BIRAKIN!”

“Doğal hata” ve “Doğallık” kavramları çevre kelimesinin anlamıyla birlikte genişleyerek insanları da içine aldı. Bu demektir ki, bitki ve hayvanlar âleminin içinde artık insanlar da var. İnsanlar zamanla, kendiliğinden veya zorla bu sınıfa dâhil oldu. Bu tabirleri kullanan insanlar durumun vahameti karşısında kendilerini kurtarıcı ölçü olarak “doğal-vahşi hayatı” temel aldı. Yılana sarılanlar kaybolan insanlıklarını kaybettikleri noktada değil, çok daha düşük seviyelerde aradılar.

Maruz kalınan durumun insanca değil, insafsızca olması onları en yakın oldukları yere yöneltti. Kendilerine özgün bir rahatlık içinde yaşayan insan sayısının az olması bu yüzden şaşırtıcı olmamalı.

Hayvanın doğallığına müdahale edince neler yapacağı aşağı yukarı belli. Bir noktaya kadar direnç, karşı koyma, ardından uyuşturulma, sirk veya hayvanat bahçesi. Bazen de eğlence veya tatmin olma uğruna, doğrudan yok olma. Ya tabiat!.. Ne yapabilir ki? Kesilen ağaçlar, yok edilen ormanlar, kirlenen denizler, akarsular, kirlenen hava… Onlar kolaylıkla yok edilirler ama yoklukları oldukça pahalıya gelir. Her durumda doğallığın bozulmasının bedelini insan öder ve insanların rahatı kaçar.

Rahat olmak ve rahat bırakılmak isteği aslında rahatsız edenin rahatı içindir.

Hele “rahat bırakın beni” feryadı adeta son uyarıdır. Olması muhtemel olan sağduyuya yapılan son ikazdır. Bu durumdaki bir canlının intikam kabilinden yapacağı bir şey yoktur. Kesilmekte olan bir ağaç o anda ne yapabilir? Ancak intikam denen şey de doğal olarak ardından gelir. Bu nokta bir bitiş ve başlangıç noktasıdır.

Geçmiş bu yüzden önemli, gelecek de öyle ama bugün daha önemli. Çünkü bugün, geleceğin alt yapısı olan geçmiş demektir. Bugün yapılacaklar geleceği oluşturacak olanlardır. An bu andır ve bugün kısaca gelecek demektir. Anın gereğini yapmayanlar sonra olacakların sorumlusudur.

Hayvanlar, bitkiler, dağlar, taşlar sulardan sonra insanların da artık önemli ve kuvvetli bir arzusu var. Rahat olmak, rahat bırakılmak…

Gerçek niyetlerin duruma uygun söz ve senaryolarla gizlenerek, doğal hayatın bozulduğu, katledildiği günümüzde bir hayvan veya bir bitki gibi mi davranmak gerekir acaba?


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Yakarsa Dünyayı...... - Sayı 114
Mizah Ciddî Bir İştir!... - Sayı 113
Mezarımı Taştan Oyun... - Sayı 112
Müjde... - Sayı 108
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


*Eskiden Allah için verilen selam, artık “rüşvet deyü” veriliyor.
*İnsanlığın ölçüsü olan selamlaşmak, kaybolalı beri, çevrede insan görmek zorlaştı.
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16340726
 Bugün : 4452
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 694698
 Bugün : 55
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 203
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim