TİNERCİ Ahmet Mahir Pekşen Sayı:
66 - Ekim / Aralık 2010
Kürsüde ses değişti, sizler artık susunuz,
Açın pencereleri, konuşan kâbusunuz.
Denizinde boğulun döktüğüm kanlı terin,
Yılan dişlemiş gibi korkunç korkunç ürperin.
Siz yazdınız derime bu romanı jiletle,
Ben sizi nasıl anmam hem kin hem de nefretle.
Adımı siz çaldınız, yeni bir ad koydunuz,
Tinerci yaftasını yüreğime oydunuz.
Sonra saydınız bana; “Şu, şu” diye hakların,
Başrol oyuncusuydum ahlâksız sokakların.
Madem uygun gördünüz, oynarım ben bu rolü,
Ben korkunun gölgesi, ben vahşetin sembolü.
Nur topu çocuk gibi bağrımda kin saklarım,
Geçtiğiniz yollarda huzuru yasaklarım.
Yüreğiniz kopacak az geç kalsa kızınız,
Hiç eksik olmayacak bundan sonra sızınız.
Ekmediğiniz sevgi biçtiğiniz kin olur,
Tavrınız hoş değildi, öcüm de çirkin olur.
Loş sokaklar çınlarsa peşinizde ses benim.
Katil, ayyaş, esrarkeş, kem olan herkes benim.
Sizi benden korumaz canavar itleriniz.
Tatlı uyku vaat etmez sağlam kilitleriniz.
Kahkaham yükselecek bütün yön ve yanlardan,
Korkunuz, kaybedecek şeyi olmayanlardan.
Madem genç yaşta solmuş, mavim, alım ve sarım
Kara olur her gece camınızı sarsarım.
Naralar çınlıyorsa gecede uzun uzun,
Çığlığı ben olurum bölünen uykunuzun.
Belâ olur çökerim sokak sokak bu şehre,
Ben olurum şimşekler çakınca çıkan çehre.
Yüzünüzü süslerken şavkı kare asının,
Tokadını yersiniz mazlum bedduasının.
Boğazınızı sıkar her köşede ellerim,
Öç için yemin ettim sönerken hayallerim.
Benim adım “Tinerci” dişim kırık, gözüm mor,
Kahkaha ve hıçkırık yan yana şık durmuyor.
Ya ben de güleceğim, ya siz susacaksınız.
Yediğiniz tinerci hakkı, kusacaksınız.
Kapınız işgalimde, umun siz huzur umun,
Benim cezası benim, merhametsiz toplumun.
Ben hasta toplumların bünyesindeki urum,
Her nefes alışında acı olur vururum.
Sevgisizlik anası büyüyen bu hıncımın, Sizi hep ürkütecek gölgesi kılıncımın.
|