TOPRAK Ahmet Mahir Pekşen Sayı:
62 - Ocak / Mart 2010
“Senin hayatında mevsimler dönüm
Bahar canlanıştır sonbahar ölüm
Bazen saksındaki kırmızı gülün
Bazen de bir karaçalısın toprak”...
Sende kokuların en güzeli; gül
Baharda bir yeşil halısın toprak
Örter üzerini rengârenk bir tül
O zaman dünyanın şalısın toprak
Demir dövülmezse gelir mi tava?
Seninle paklanır pis su pis hava
Kadrini anlamak en mühim dava
Dünyanın en halis malısın toprak
Sende bitmez hasret, bozulmaz ahenk
Mutluluk kucakla aşk hevenk hevenk
Senden doğmadı mı dünyada her renk
Bazen bir karanfil alısın toprak.
Bir mevsimlik hayat var kelebeğe
Ömür bir demirse zaman bir eğe,
Yalnız sen vakıfsın şaşmaz gerçeğe
Sanma ki bir yıldız falısın toprak.
Kula sevdalısın yoktur ikilik,
Sensin damarda kan, kemikte ilik,
Seninle mümkündür fani dirilik,
Hayatın yeşeren dalısın toprak.
Gideriz, istersen “Gitmem” de, dayat,
Gün gelir de olur her taze bayat,
İnsan sana döner bitince hayat.
Sır vermez âlemin lalısın toprak.
Görmezsin yoksulu, düşkünü hakir,
Ancak sende eşit zenginle fakir,
Bazen som altınsın bazen de bakır,
Bazen de bir kır at nalısın toprak.
Her yerde sen varsın veya senden iz,
Senden kaçsak bile hep seninleyiz,
Anladım, anladım hayat bir deniz,
Sen onu süsleyen yalısın toprak.
Üstümde giyecek, tasımda aşsın,
Hayata hem bir son hem de bir başsın,
Saatler durunca son arkadaşsın,
İnsanın tabutu, salısın toprak.
Bir dostum var diye ararsın bir gün,
Şefkatli kolunla sararsın bir gün,
Aslına kavuşan olur mu üzgün? Binlerce çiçeğin balısın toprak.
|