Dikiz Aynası Av. Mustafa Büyükgüner Sayı:
70 - Ekim / Aralık 2011
Plevne Müdafaası ve Gazi Osman Paşa
1877 yılında Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında başlayan savaşta Rus ordusu Tuna nehrini geçerek Balkanlar'ı işgale başlamıştı. Bu durum karşısında Gazi Osmanpaşa Kumandasındaki Osmanlı Birlikleri Plevne'yi savunma mevzisi olarak kabul edip, burada savunma hattı kurdular. Rus ordusunu Plevne'yi kuşatması ile savaş cephe savaşından çıkarak kale savaşına dönmüştür. Gazi Osman Paşa yaklaşık 1'e 5 oranındaki Osmanlı Ordusu'na karşı Plevne'yi kahramanca savunmuş ancak gerekli asker takviyesi yapılmaması ve Rus ordusunun tüm mühimmat ve tahliye yollarını tutması sebebiyle kuşatmayı yarmak amacıyla son bir hücum emri vermiştir. Bu hücumda başarılı olamayan Türk ordusu yeniden Plevne'ye dönmek zorunda kalınca ertesi gün Gazi Osman Paşa kaleyi Ruslar'a teslim etmek zorunda kalmıştır. Osman Paşa'nın bu şanlı müdafaası Ruslar tarafından da takdir edilmiş ve Gazi Paşa hak ettiği itibarı görmüştür.
Akif ve İstiklâl Marşı
1873 yılında doğan Mehmet Akif Ersoy eğitim yıllarından beri edebiyata meraklıydı. Arapça ve Farsça'ya da hakim olan Ersoy, İkinci Meşrutiyet yıllarından beri çeşitli dergi ve gazetelerde yöneticilik yapmış aynı zamanda da şiirlerini neşretmiştir.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Milli Mücadele yıllarında Ankara'ya giderek Milli Mücadeleye hizmet etmiştir. Bu dönem İstanbul'da çıkarmakta olduğu Sebill'ür Reşad Dergisi'ni Milli Mücadeleye hizmet amacıyla Anadolu'da çıkarmaya devam etti.
1920-1923 yılları arasında Burdur Milletvekilliği'ni de yürüten Ersoy arkadaşlarınca İstiklâl Marşı'nı yazmaya ikna edildi. Yazmış olduğu şiir Mecliste okunurken bütün milletvekilleri ayakta dinlediler ve neticesinde İstiklâl Marşı olarak kabul ettiler. Mehmet Akif konulan 500 liralık ödülü Kızılay Cemiyeti'ne bağışlamıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra dönem dönem Türkiye ve Mısır'da yaşayan Mehmet Akif 27 Aralık 1936'da İstanbul'da vefat etti.
3Mehmet Akif 7 kitaptan oluşan şiirlerini Safahat ismi altında toplamış ve “Milletimin kalbine gömdüm” dediği İstiklâl Marşı'nı bu kitap içerisine almamıştır.
Hammamizade Dede Efendi
1777 yılında İstanbul'da doğdu. Babasının bir dönem hamam işletmeciliği yapması sebebiyle kendisine de Hammamizade denilmiştir. Mahalle mektebindeyken sesinin güzelliği ve müzik yeteneği anlaşılınca Uncuzade Mehmet Efendi'den ders almaya başladı. Yenikapı Mevlevihane'sinde “çile”sini tamamlayarak “Dede” oldu. İlk bestesi “Zülfündedir benim baht-ı siyahım” Padişah III. Selim tarafından da beğenilmiş ve bundan sonra Saray'da da eserlerini icra etmiştir. 1846 yılında birkaç öğrencisi ile birlikte Hacca gitmiş ve bu mübarek topraklarda hastalanarak vefat etmiştir. Bilinen en meşhur bestesi “Yine bir gülnihal aldı bu gönlümü” isimli şarkısıdır.
“Zülfündedir benim bah-ı siyahım
Sende kaldı gece gündüz nigahım
İncitirmiş meğer ki seni âhım Seni sevdim odur benim günahım”
|