Şu adliyeler olmasa... Av. Mustafa Büyükgüner Sayı:
72 - Nisan / Haziran 2012
Adalet işlerinin daha hızlı yürümesi amacıyla hükümet tarafından hazırlanan torba yasa komisyonda görüşülmeye başlandı. Adalet Bakanının ve Hükümet Sözcüsünün ifadesine göre yasa, Adalet Sisteminin daha hızlı çalışması amacıyla çeşitli kanunlarda yapılacak değişikliklerle ilgili. Bunlardan en önemlisi İcra ve İflâs Kanununda yapılacak olan değişiklikler. Tasarıda bir de ceza hukuku ile ilgili değişiklik var. Eğer tasarı yasalaşırsa rüşvet vermek, suç olmaktan çıkacak. Yani yasallaşmış olacak.
Rüşvet almak ve rüşvet vermek suçu her şeyden önce her toplumda bir ahlâk kuralıdır. Çünkü rüşvet işin içine girdi mi, o toplumu idare eden sistemin çalışmadığı aşikâr bir şekilde ortaya çıkar. Vatandaş devlet dairelerinde işini yaptırabilmek için rüşvet vermek zorunda kaldı mı, artık bu sistemdeki bütün arızalar ortaya çıkmış demektir. Ülkemizin en büyük sorunlarından biri de bu.
Rüşvet vermeyi suç olmaktan çıkartmak demek, açık seçik ben kendi memurumun hakkından gelemiyorum. Cezasına rağmen rüşvet almasını engelleyemiyorum. Vatandaşın da çaresi yok bari rüşvet vermeyi suç olmaktan çıkartayım da vatandaşımı kollayayım demek değil mi?
Eğer böyleyse vah bizim halimize
…
Bir devlet kendi memurunun rüşvet almasını engelleyemiyorsa, rüşvet vereni cezalandırmaktan vaz geçmesi arızanın büyüklüğüne işaret etmez mi? Rüşvet almak en basit bir ifadeyle ve her türlü inançtan ve yasadan ayrı olarak bir ahlâk meselesi değil midir? Demek devlet ahlâklı memurlar yetiştiremiyor. Rüşvet vermeyi suç olmaktan çıkartıp peşinen benim memuruma rüşvet vermeden işinizi göremezsiniz demiyor mu?
Sistemin bir arızası var… Sorunları yok farz ederek adalete bu sorunları ademe mahkum ederek konuşulmasını toplum hafızasından silinmesini sağlayarak çözdüğünü zannediyor.
Bunun için cezaevleri dolduğu zaman, kısmî aflarla ve yasal düzenlemelerle cezaevlerini boşaltıyor.
Yargıtay'da dosyalar çok biriktiğinde bazı dosyaları temyiz dışı tutarak Yargıtay'ın yükünü azaltıyor.
Suçların önüne geçemeyince, eylemi suç olmaktan çıkartıyor.
Ev hacizlerindeki suistimalleri ve kötü davranışları engelleyemeyince hacizleri yasaklıyor…
Örnekler uzayıp gider…
Sadece hukukta mı? Nereye baksanız devletin şikâyetler üzerine yaptığı hangi düzenleme ve icraata baksanız bu durumu görürsünüz.
Yok farz etmek, çözmekten daha kolay…
Çünkü bir sorunu çözmek için temel bir disiplininizin, bir politikanızın olması şarttır.
Bundan yaklaşık bir asır önce zamanın maarif vekilinin “Şu okullar olmasa maarifi ne güzel idare ederdim” demesi ile günümüzde sorunlara sırtını dönerek çözdüğünü zanneden devlet anlayışı aynı değil mi?
|