Bir tespit ve bir haber... Dergi Editörü Sayı:
76 - Nisan / Haziran 2013
Rönesans’tan sonra ele geçirdiği madde hâkimiyetiyle saldıran, sindiren, sınırlar çizen; ekonomik anlamda üreten, sömüren; sosyolojik anlamda diz çöktüren, ezen, hakir gören ve son iki yüzyıldır da dünyaya yön veren, onu idare eden Hıristiyan dünyasının ruhanî lideri, papası görevinden istifa ediyor.
Her ne kadar aralarında bir seçime tabi tutulsalar da nihaî anlamda ilahî bir tercih neticesinde görev başına getirildiğine inanılan bir insan nasıl olur da görevinden istifa edebilir. Bunda, bırakın her zaman ve mekânın doğrusunu, kendi inanç sistemleri açısından bile bir abes yok muydu, yok mudur!.. İlahî iradenin tercihiyle göreve getirildiğine inanılan birisi kendi iradesiyle istifa edip ayrılıyor. Bu, en alt seviyeden meseleyi ele alsak bile (onların zaviyesinden baktığım için hâşâ demiyorum) senin tercihin hatalıydı demek değil midir, Allah aşkına…
Zannettik ki bu mevzuu çok su götürür. Yazılır, çizilir, gündemde kalır. Ama tahmin ettiğimiz gibi olmadı. Bir şeyi unuttuk, ihmal ettik. Topluluklara yön veren, bilinçleri tutsak eden, istedikleri kadar bilmemize, öğrenmemize izin veren küresel kamuoyu, küresel medya onların elinde. İşin magazin boyutuna, papalığı sevimli gösteren haberlere evet. Bu hususlarda dilediğiniz kadar canlı yayın yapabilir, o küçük bacadan siyah mı beyaz mı dumanın çıktığını takip edebilirsiniz. Tarihte kadın papa olmuş mu, bir daha olmaması için nasıl bir yöntem izlenir, daha neler neler. Ama iş esasa gelince orada duracak, sınırlarını bileceksin. Hazır yeni papa da seçilmiş, artık eskiyi anmanın ne anlamı var…
Çözüm süreci, yeni anayasa çalışmaları, İsrail’in özrü, ülke ve dünya gündemini meşgul eden diğer meseleler… Her biri Kardelen’in elinizdeki sayısı için konu olarak tercih edilebilirdi. Ne var ki Roma nizamı, Yunan aklı ve Hıristiyan ahlâkından müteşekkil Batı medeniyetinin sac ayakları çatırdıyor, bir medeniyet yıkılıyor ve olan biten gözümüzün önünde cereyan ediyordu. Mademki cemiyetimize söyleyecek sözümüz var bu meseleye de kayıtsız kalamazdık.
Maddesindeki bütün haşmete, en ince ayrıntıyı bile nizamlamaktaki becerisine ve her türlü iletişim vasıtasıyla verdiği güçlüyüm, ayaktayım algısına rağmen Batı, bütün kurum ve kavramlarıyla yıkılıyor dedik. “Papa’nın istifası sebebiyle çatırdayan Batı medeniyetine bakış….” cümlesiyle konumuzu ilân ederken, söz konusu istifanın, Batı medeniyetinin yıkılmasının sebeplerinden biri değil olsa olsa neticelerinden biri olduğunun da anlaşılmasını arzu ettik.
Elinizdeki sayı, takdiri okuyucularımıza ait olmak üzere iddialarımızı ne denli ispat ettiğimizin delili. Yazarlarımız meseleye kendi zaviyelerinden baktılar, ilgi alanlarına göre farklı noktalara temas ettiler. Ama temelde şu hususta ittifak edildiğine şahidim; bütün doğruları, güzellikleri toplayan, barındıran hak bir sistem varsa ki vardır adı da İslâm’dır, baki olan ancak O’dur. Ona dayanmayan maddeye ne kadar hâkim olursa olsun bir gün yıkılıp gider…
Mayıs ayı daha pek çok hususiyetiyle birlikte, Kardelen’in önünde diz çöküp içmeye ve içirmeye gayret ettiği kaynak olan Büyük Doğu fikriyatının sahibi, rahmetle andığımız Üstad Necip Fazıl’ın doğum ve vefat tarihlerini içinde barındıran ay… İlk günden beri, O’nu hakkıyla anlamayı ve anlatmayı arzu ettik. 21 yıllık yayın tecrübemiz ve 76 sayılık arşivimiz, bu arzumuzun bir ifadesidir. Neyi ne kadar başardık, onu Allah’a ve siz değerli okuyucularımızın takdirine bırakıyoruz.
Bu vesileyle bir güzel haberi, bir müjdeyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Sahibinin eserinin gayesini “Onu tanımak ve tanıtmak iddiasında değilim, onun hakkında düşünmek ve düşündürmek gayretindeyim.” cümlesiyle özetleyiverdiği yeni bir kitap haberi, bu… Dergimizin sahibi Ali Erdal Hocamızın, rahmetli Üstad hakkında düşünmek ve düşündürmek üzere kaleme aldığı eseri, inşallah bir iki ay içinde çıkacak. Bir sonraki sayımızda daha kapsamlı ele almak gayretinde olduğumuz eserin şimdiden hayırlara vesile olmasını temenni ediyoruz.
Kardelen’den selâmlar…
|