Quo vadis! Dergi Editörü Sayı:
78 - Ekim / Aralık 2013
“Başta Suriye olmak üzere, dünyada pek çok yer kan gölü halinde... Ama zulüm gören müslümanlar olunca dünyanın umurunda değil... Mısır'da seçilmiş cumhurbaşkanına karşı darbe yapıldı, şiddete başvurmamayı yol olarak seçmiş müslümanlar ekin gibi biçildi ve 'terörist' iddiasıyla tutuklandı... Derken Suriye rejimi, kimyasal silâhı, bu sefer, ben istediğimi istediğim gibi yaparım cüretiyle kullanınca; şaşkınlık ve panik içindeki Batı, Esat'ın kulağını çekme cakasına girdi... Olaylar kendi tabiî seyri içinde mi cereyan ediyor, birileri dünyayı istediği yöne mi götürüyor? Dünya nereye gidiyor veya götürülüyor?..”
Bu satırlarla duyurduk elinizdeki sayının konusunu.
Mücadelenin fikir plânında olduğunu anlamadıktan sonra zalimi ve mazlumu değişmeyecek bir kısırdöngü, bu… “Güneşi ceketinin astarında kaybeden” koca bir dünya, olan bitenleri anlamsız gözlerle izliyor. Zalimin vurmaktan, yıkmaktan, öldürmekten çok kamuoyunu kazanmak için mücadele verdiğini ve asıl savaşın kamuoyu nezdinde kazanıldığını göremiyoruz maalesef… Belki de görmek istemiyoruz.
“Suriye cephesinde fikir eksik olduğu için netice alınamıyor.
Mısır, bu sayede silâhlardan güçlü!..
Firavunları başlarına diken ve destekleyen Batı'nın zafer işareti yerine, kendi dünyalarından zafer işareti icat edecek kadar şahsiyetli Mısır hareketi; Müslümanların dualarıyla zafere ulaşacak inşallah…
Gözyaşlarımızla…
Şehitlere rahmet…
Zafer için dua…”
İnternet sitemizi tıkladığınızda sizi karşılayan ekranda yer alan cümleler bunlar da. Haklı mücadelesini anlatabileceği yayın organları lâzım şimdi Suriye'ye, Mısır'a… Bütün dünya dillerinde, olamıyorsa en çok kullanılan dillerde basılan bir gazete, dergi. Sık sık güncellenen, günün teknik şartlarına göre dizayn edilmiş bir internet sitesi. Buralarda bıkmadan usanmadan mücadelenin fikir yanı anlatılsa, zalim yine bu kadar rahat hareket edebilir mi… Kaldı ki birilerinin izlememize izin verdiği kadar önümüze servis edilen görüntülerle orada yaşananlar hakkında fikir edinmekten ve bunların üzerimizde meydana getirdiği ümitsizlik, yılgınlık, korku gibi psikolojik ve sosyolojik etkilerden kurtulmanın da yolu açılır böylece.
Editörü olduğum, yazılarım da sayfalarında yer bulduğu için değil, hep birlikte bütün bu olanları okumaya, yazmaya, düşünmeye, fikretmeye zemin olduğundan, Kardelen ve benzerlerinin mevcudiyeti ve bu topraklarda yeşermesi gelecek için ümit veriyor. Ümidimiz ve duamız benzerlerinin zulüm altında inleyen bütün coğrafyalarda yeşermesi.
İlk ikisinin haberini geçen sayılarımızda verdiğimiz toplantılarımızın üçüncüsünü Kasım ayı içinde Bilecik'te yapmayı plânlıyoruz. Bu toplantıdan çıkacak güzel haberleri bir sonraki sayımızda vermek ümidiyle bütün gönüldaşlara selâmlar sunuyorum.
İyi okumalar…
|