Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2847 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Oyun içinde oyun
Av. Mustafa Büyükgüner

  Sayı: 81 - Temmuz / Eylül 2014

İsrail’in Gazze’ye saldırması ile Ortadoğu’daki tüm oyuncular sahaya inmiş oldu… Bu saldırıya 3 İsrail vatandaşı çocuğun kaybolduktan sonra şüpheli bir şekilde ölümü bahane edildi…

Ortadoğu; zaten uluslararası kamuoyunun “Arap Baharı” bizimse “Arap Kıyamı” dediğimiz, 2010 yılının sonu ile 2011 yılının başında başlayan Arap halklarının haklı taleplerini dile getirmelerinden itibaren kaynıyordu. Bu hareket, batının önceleri şaşkınlığıyla biraz mesafe kat etmiş ancak daha sonra batının kontrolü ele almasıyla kontrollü olarak heyecanını kaybetmişti. Arap Kıyamı, en çok Tunus’ta istenilen sonuca ulaşmayı başardı, ancak burada dahi seçilmiş parlamento pek çok müdahale ile karşılaştı ve pasif müdahaleler ile hareket engellendi. “Müslüman Kardeşler”in Mısır’da elde ettiği zafer ise, üzerinden bir yıl geçmeden ters yüz oldu… Kıyam’da en büyük talihsizliği yaşayan Suriye halkı, Ortadoğu’nun Akdeniz’e açılan bu koridorunda, büyük devletlerin güç mücadelesine sahne oldu ve Suriye toprakları adeta bir ameliyat masasına döndü…

Suriye’deki iç savaş tüm hızıyla devam ederken, Suriye’de rahatça hareket eden bir takım silâhlı örgütler üzerinden batı bloğu ve kimi bölge ülkeleri, Ortadoğu’ya yeniden şekil vermeye çalışıyorlar. Bunun en bariz örneği IŞİD denilen, ne olduğu ve kime hizmet ettiği pek de belli olmayan silâhlı grup… Bu grubun ortada hiçbir şey yokken, birden ateşlenmesi ve Suriye topraklarından çıkarak Irak içlerine kadar girmesi ve özellikle de Sünnî bölgeleri ele geçirmesi, bu esnada da Musul’daki konsolosluğumuza saldırıp buradaki vatandaşlarımızı rehin alması zamanın ruhuna uygun bir hareket oldu…

Şu bir gerçek ki, Ortadoğu’da İngiltere’nin haberi ve bilgisi olmadan kimse bu tür operasyonel bir hareket yapamaz. İngiltere şimdiye kadar öne Amerika’yı sunarak perde gerisinden bu tür operasyonları yapmakta ve Ortadoğu’yu müttefikleri ile birlikte kendi istediği gibi kurgulamaktaydı… Türkiye ile Kuzey Irak’ta bulunan bölgesel Kürt yönetiminin son yıllarda geliştirmiş oldukları stratejik ortaklıklar, Kuzey Irak petrollerinin merkezî yönetimin ve dolayısıyla da İngiltere ve müttefiklerinin denetiminden kopuk bir şekilde Türkiye üzerinden satışa arz edilmesi, bu ticarette aracı olarak 17 Aralık’ta üzerinde operasyon yapılan Halkbank’ın kullanılması Ortadoğu’da sürpriz bir şekilde Türkiye’yi öne çıkartan bir etken oldu… Plânlı veya plânsız olarak Türkiye’nin çözüm süreci adı altında sırtındaki kamburlardan birinden kurtulma girişimleri de bu işe tuz biber ekti…

Kim ne derse desin, bizim de sık sık eleştiriye tuttuğumuz Ankara, şu anda Ortadoğu’da kendine has bir politika ve strateji geliştirerek uluslararası dengeleri kendi lehine bozmuş görünüyor... Rusya ile Batı arasındaki bloklaşmada ne Rusya’ya yakın olan ne de Batının boyunduruğuna giren Türkiye, böylelikle Ortadoğu’da aktif bir oyuncu haline geldi… Bu bakımdan son gelişmeler ışığında Bölgesel Kürt Yönetimi Dış İşleri Bakanının “Biz Türkiye ile görüşmeden tam bağımsızlık konusunda harekete geçmeyiz” mealindeki sözleri çok anlamlı…

Ortadoğu coğrafyası uluslararası güç dengelerinin oyan tahtası olduğu kadar, yerel unsurların da birbiri ile çekiştiği ve güç mücadelesi güttüğü bir kavgaya sahne olmakta… Birkaç yıl öncesine kadar Suudî Arabistan başta olmak üzere, zengin körfez ülkeleri ile ittifak eden Türkiye, Müslüman Kardeşler’in Mısır’ının da bu ittifaka katılması ile birlikte kuzey Afrika’nın neredeyse tamamında etki alanını arttırmıştı. Ancak Suudlar’ın ve diğer Körfez ülkelerinin anlamsız ve belki de Türkiye’nin bu kadar güçlenmesine karşı bir hamle olarak Mursî’ye karşı Sisi’yi desteklemeleri ile bu ittifak bozulmuş görünüyor… Müdahale ettiği her yere önce “El Cezire” isimli televizyonu ile büro açan ve neticesinde medyayı operasyonel güç olarak kullanarak burada iç karışıklığa sebep olan Katar’ın bu taktikleri batıdan aldığı ve âdetâ Batıya hizmet ettiği aşikâr… Katar’ın önderliğinde İran’a karşı bir Sünnî blok oluşturmak isteyen Batı, İran’a çevreleme harekâtında Türkiye de elzem olduğu için, Erdoğan’ın Ortadoğu’da bu kadar etkili olmasına ses etmeyerek, Ankara’nın yolundaki taşları da temizlemekteydi… Mısır bir dönüm noktası oldu… Daha önce İran ve nükleer faaliyetleri konusunda Batı ile ters düşen ve bunu da dert edinmeyen Erdoğan Mısır konusunda da ortak vicdanın sözcüsü olunca, IŞİD marifetiyle sesi kesilmek istendi… Gittiği her yere felâketten başka bir şey götürmeyen sözde Sünnî özde Vahhabî gelenekten gelen ve utanmadan bir de “Âlemlere RAHMET olarak gönderilen” Kâinatın Efendisi'nin mührünü bayraklarına koyan bu grup, gidip Musul’daki konsolosluk çalışanlarımızı kaçırdı… Bunun Türkiye’yi savaşa davet etmek olduğu ve Ortadoğu bataklığına fiilen çekilmemiz için yapıldığı meydanda… Üstelik mecburen Kuzey Irak topraklarında konuşlanan bu örgüt ile çarpışırken bölgesel Kürt Yönetimini rahatsız etme ihtimali yüksek… Böylelikle bir taşla kimbilir kaç kuş vurulacaktı…

Her şeye rağmen bölgede bir denge unsuru olan ve bütün gruplarla diyaloğu kesmeyen Erdoğan’a karşı yapılan bu eylemin neye hizmet ettiği de İsrail’in Gazze’ye yaptığı operosyon ile ortaya çıktı… Konsolosluk çalışanlarını hâlâ kurtaramayarak bölgedeki karizmasına çizik yiyen Erdoğan, yerel seçimlerden zaferle çıkıp şimdi de 2023 hedeflerine ulaşmak için en büyük viraj olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini firesiz atlatma derdindeyken bu riski göz önüne alamadı ve Gazzeye karşı göstereceği tepki de böylece pasifleştirilmiş oldu…

Yeniden IŞİD geneline dönersek, Orta ve Kuzey Suriye’de gücünü arttıran bu grup bir yandan Irak’ın göbeğindeki sünnî bölgeye zehirli bir hançer gibi saplanıp, diğer yandan da Lübnan içlerine ulaşarak bir yay çizmekte böylece Ortadoğu’yu hem kuzey-güney hattından ikiye bölmekte hem de İran-Suriye koridorundaki şiî ittifakı engellemekte. Şu bir gerçek ki, Ortadoğu’da Lübnan veya Suriye nezle olduğunda İran bronşit olur… IŞİD böylelikle bir yandan Erdoğan’a baş eğdirme görevini üstlenirken bir yandan İran’ı müttefiklerinden ayırma işlevi görmekte diğer yandan ise Irak’ı fiilen üç parçaya ayırmakta… İran’ın son zamanlardaki “Irak’ın bütünlüğü konusunda Türkiye ile aynı konumdayız” ve “Irak’ın bütünlüğünün korunmasını destekliyoruz” mealindeki açıklamalarında bu oyunu çözdüklerini çıkartabiliriz.

Heyhat, Irak’ta tavşan bayırı aşmış görünüyor… İran’ın Irak bütünlüğünü korumak amacıyla Batı’ya yani İngiltere’ye ne tavizler vereceğini ve Irak toprak bütünlüğünün korunmasının kendisine nelere mal olacağını orta vadede görürüz… Ümit edelim ki bu taviz Suriye olsun ve hem Suriye’deki iç savaş nihayete ersin, hem de en uzun sınırımızda bir az olsun rahata kavuşalım…

Pek çok küçük grubun cirit attığı, kan dökülmesinin ve sivil ölümlerinin artık hayatın bir parçası olduğu, bölge ülkelerinin kendi iktidarları için buna göz yumduğu ve uluslararası güçlerin de bu durumu kendi güçlerini pekiştirmek için kullandığı Ortadoğu’da oyun içinde oyun oynamıyor… Bize düşen; bu oyunları çözmek ve öncelikle kendimiz için sonrasında da tüm bölge için milli bir aksiyonu hayata geçirmek olmalı…

Yiğit düştüğü yerden kalkar…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Necip Fazıl’ı anlatmak... - Sayı 120
Ehl-i kubur ... - Sayı 118
Heybemden... - Sayı 118
Heybemden... - Sayı 117
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (122):
Tarih boyunca izlediği politikalar, güncel meselelerde takındığı tavır çerçevesinde, doğu medeniyetinin aslî unsurlarından İran'a bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


Çaresizlik yoktur, umutsuzluk vardır. Engellerin yıkılması umut etmeyi umut etmekle başlayacaktır.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Bizim olmayan gemide kaptan olmak
Malazgirtin aslanları
Anlam peşinde
Sıradan bir filme bu alâka niçin?
Yapamıyorsan hayal et!


Ali Erdal - Anonim eserlerin kıy...
Ali Erdal - Sıradan bir filme bu...
Ali Erdal - Kırk gün bir ölüyü b...
Ali Erdal - Kırk
Necip Fazıl Kısakürek - Kıraat kitabı
Ekrem Yılmaz - Derinlik
Ekrem Yılmaz - Yapamıyorsan hayal e...
Ekrem Yılmaz - Kürtlerin PKK ile im...
Dergi Editörü - Çare
Site Editörü - Anlam peşinde
Necdet Uçak - Niye döktün gözyaşım...
Necdet Uçak - Olacak
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Malazgirtin aslanlar...
M. Nihat Malkoç - Anadolu Türk masalla...
Ayhan Aslan - Yamyam
Mehmet Balcı - Şimdi
Mehmet Balcı - Dönemem
Ahmet Çelebi - Gazzeli çocuğa
Halis Arlıoğlu - Parlamenter sistem v...
Halis Arlıoğlu - İçimde bir yara var
Murat Yaramaz - Artık yeter
Murat Yaramaz - Masal
Mevlüt Yavuz - Sanma ha!
Cemal Karsavan - Seni düşünürüm
Heybet Akdoğan - Gülsema
Emine Öztürk - Hapis
Zekeriya Yılmaz - Bıraktın
Mehmet Ali Metin - Doğu ve Batı’nın hik...
Yaşar Akyay - Bizim olmayan gemide...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14113736
 Bugün : 35
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 620934
 Bugün : 2
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 72
 121. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim