Kardelen var, Kardelen’den içeri! Ali Erdal Sayı:
85 - Temmuz / Eylül 2015
Kardelen, 25 sene önce (Temmuz 1990) “Yıl:1, Sayı: 1” dedi. Ama Kardelen’in basılı dergi olarak bu zuhurundan önce, göz ardı edilmemesi gereken “hazırlık” denebilecek bir dönemi var: Okul duvar gazetesi ve devamı fotokopi dergiler…
*
Bilecik Anadolu Lisesi birinci sınıf talebelerinin, sınıfça “duvar gazetesi çıkarmak” şevklerini görmeliydiniz… Bu samimi gençlik heyecanları, daha işin başında ortaya çıkacak yayının nasıl olacağını ve olmayacağını gösteriyordu…
Oradan buradan kopya edilmiş yazılar ve gazetelerden kesilmiş resimlerden meydana gelmeyecek…
Duvarda sararıp solan tek sayıdan ibaret olmayacak…
Her şey bir sistem dâhilinde yerleştirilecek ve sayılar birbirinden kopuk olmayacak.
Gözlerindeki pırıltılara bakacak olursanız, duvar gazetesi değil; finansmanı hazır, yazarları yetişmiş, dünyanın her yerinden haber alacak ve dünyaya hitap edecek bir yayın organı için hazırlık yapıyorlar, dersiniz… Gazetelerinin ismini müzakere ederken gösterdikleri ciddiyet ve olgunlukları görülmeye değerdi. İsim tespit edilince, bir takım sayısındaki gençten patlayan alkış, diğer sınıflardan duyulmuş, ne oluyor diye gelenler olmuştu… Ve sınıftan birinin hemen yazıverdiği beyit, gelenlerin şaşkın ve takdir edici bakışları altında, alkışlarla kabul edildi:
“Önümüzde duramaz, gökle birleşse deniz;
Fikirsizlik kışında açan azimli Kardelen’iz!..”
Tesiri yıllar sürecek bir kongre yapılmıştı. Fikirsizlik kışına rağmen tohumda ümit vardı…
Her birinin dilinden kısa cümleler halinde dökülse de, hepsinin hararetli tasvipleri ile zamanla bir araya gelip yerlerine oturan cümlelerle, beyitteki fikre ek olarak, bir prensipler manzumesi bile ortaya kondu:
“Amelin, az olsa da devamlı olanı makbuldür. Gazete, kararlaştırılan süreye uygun olarak aksamadan çıkmalı.”
“Tenekeden yap, sen yap!”
“Bizden adam olmaz dayatmalarına inanmıyoruz, kültür ve medeniyetimizin değerinin farkındayız.”
“Toplu iğne bile yapmaya gücü yetmeyen maymunlar değil, her şeyin en iyisini yapacak değerleriz!”
“Kaliteli iş, bâtılın en koyusundaki kişiden bile çıksa, hakka doğru bir adımdır.”
“Hakkın hâkim olmadığı bir cemiyette çok şey tenkide müstahaktır.”
“Yazmak, sistemli düşünmektir.”
Bu prensipler; zaman içinde yeni prensipleri, kararları ve hamleleri mümkün kıldı; bu pırlanta gençler gibi nice değerleri kazandırdı.
*
Kardelen basılı dergi olarak meydan yerine çıkınca, her yaştan aynı yolun yolcularından katılanlar oldu. Onlar sayesinde maddî problemler çözüldü. Onların fedakârlığı ile zamanla müessese haline gelen toplantılar başladı, devam etmekte... 16 siyah beyaz sayfa ile başlayan Kardelen, şimdi renkli kapak 48 sayfa… Kendi bünyelerinden internet sitesi doğdu: “kardelelendergisi.com”… Yayın kurulu… Kardelen İstişare Meclisi ve internet vasıtasıyla yan yana gibi istişareler… İsmine uygun haberleşme ve irtibat: kardelen@kardelendergisi.com...Güneş etrafındaki gezeğenler gibi faaliyetler: edebaliyurdu.com… Fikir Damlası, Fikir Damlaları… Derken, şirketlerin halka açılması gibi, hızla gelişen teknik imkânlarla Türkiye çapındaki eli kalem tutan değerler kazanıldı. Böylece dergi ve site, yurt içinde ve dışında kabul gördü. Doğu Türkistan’dan, Azerbaycan’dan, Rusya’dan, Almanya’dan eserler gelmekte. Yazıların toplanmasından derginin dağıtımına kadar yapılan faaliyetlerle ilgili kurumlar muntazam çalışmakta… Şahsiyetli karar verme tarzları geliştirildi. Saat gibi tıkır tıkır işleyen bir sistem…
Kardelen; gönüldaşları ile birlikte büyüdü, onların hayatta yükselmeleri ile yükseldi. Zamanla bunlar da yazılacak...
*
Malâyanilik revaçta… İdealistlik enayilik… Fikir rağbet görmüyor… Böyle bir cemiyette Kardelen!.. Allah’ın lütfu ve yazarlarından okuyucularına gönüldaşlarının fedakârlıkları ile… Üstelik çeyrek yüzyıldır…
“Bilmeyen ne bilsin bizi;
Bilenlere selâm olsun!
Bizim için hayr dua
Kılanlara selâm olsun!..” (Yunus)
|