Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1470 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

(-ins)den bugüne…
Kübra Bozan

  Sayı: 88 - Nisan / Haziran 2016

İnsan…

Tarih denen hayat arabasına her şeyden bîhaber bir şekilde ve henüz yazılmaya bile başlanmamış geleceğiyle bir başına yüklenmiş bir varlık emaresi. Bir yanda devasa bir evrenin içersinde belirsiz kimliğiyle, yazarın adını yazmayı unuttuğu talihsiz kahraman misali, bir acı bilinmezlik tortusu, bir yanda da bu bilinmezliğin insanın içine apansız verdiği o tarifsiz boşluk hissi. Evet, o hoyrat mı hoyrat boşluk hissi… İşte tam da bu noktada başlıyor insanın o kadim tarihçesi. Önceleri tek çabası yalnızca içinde bulunduğu o bilgiden, duygudan yoksun küçücük dünyasına isim vermekten ibaretken, bu daha sonraları onun için uykuyu gözlere haram kılan bir merak haline geldi. Bir şeyleri anlamlandırma çabası insan ruhu için epey meşakatli bir çaba. Çünkü yazarın da deyimiyle “insanın ruhu vücudunun en bitkin parçası… Ne zaman öleceğimizi bilmediğimiz için hayat sonu olmayan bir yol gibi geliyor insana.”

Sonra gülümsedi insan. Çünkü yoruyordu onu anlam veremediği cümlelerin peşinden koşmak. Tarihini, geleceğini, hislerini ve tüm evreni bir kenara atarak gülümsedi insan asırlar sonra doğaya. Her şey bir gülümseme ile başlamıştı, bir sabah ışığıyla yüzüne inen rahmet tomurcuklarıyla... Sonra, büyüyordu insan. Büyüyordu günbegün. Doğa ilk çığlıklarını savuruyordu artık arşa. Çünkü ilk meyveyi koparıyordu asi dokunuşlarla insan… Yaptığından utanç duymadan ve bir o kadar da masumane bakışlarla. Sonra doğa sustu ve insan sonsuz bir inzivaya çekildi dünyaya. Sonra bir ev yaptı insan ve doğa ebedi bir suskunluğa gömüldü.

Artık geçmişini bırakıp geleceğine yönelme vaktiydi insan için. Çünkü uzağı, geçmişi düşünmeyen üzüntüye yakındır diyordu büyük filozof Confucius. Evet, artık gerçekten uzağı düşünme vaktiydi. Bir kararsızlığın verdiği garip bir ruh haliyle bocalıyordu önceleri sadece, ama daha sonra yine gülümsedi insan doğaya. Çünkü geleceği yalnızca doğadaydı. Arzuları, istekleri öylece duruyordu karşısında. Artık anlamlarına yetişemediği cümlelerin peşinden koşmayı bırakıp geleceğe yöneldi, hayallerine ve onu yaradanın ona hazırladığı birbirinden değerli hediyelere koşmaya. Bazen yoruldu, hattâ pes eder gibi de oldu ama vazgeçmedi. Ve bir gün doğa da gülümsedi apansız ona. Artık seher yelleri onun da yüzüne vurur oldu…

Vee şimdi asırlık tarihiyle insan, yanılmacalar içersinde, bir o tarafa bir bu tarafa anlamsız koşuşturmacaların peşinde koşarken anımsıyor artık sadece o tarihten de eski kadîm tarihçesini. Sevginin, sadakatin ve saygının yani insanı insan insan yapan en değerli duyguların yerini almak için dört koldan mücadele veren teknolojik zımbırtıların-akıllı telefonlar, bilgisayarlar, televizyonlar- arasında, her şeyden bîhaber düştüğü anlamsız savaşların ortasında yine ve yine yalnız kalmış bir varlık emaresi. Zaten hep yalnız değil miydi insan? Asırlık toprak kavgalarının arasında, bitmez tükenmez insanî kavgaların arasında, ona dayatılan zor koşulların arasında? Ve zaten unutulmaktan gelmiyor muydu (ins)?

Kökü bile unutulmaktan gelen bir varlığın bunca cevapsız sorunun arasında geleceğini konuşmak ne kadar akıl kârıydı ki? Yine de çırpındı, gülümsedi. Tarih ananın yorgun kollarının arasında uyuyakalmış bir garip varlık emaresiydi insan. Savaşların, yıkımların arasında bir başına bırakılmış bir küçük yetim bebek şimdilerde insan. Ve hâlâ cevap bulamadığı sorularıyla, anlamlandıramadığı her şeyiyle bir ihtiyar çınar aynı zamanda…

Geleceği ise toprağında zengin bir damarın bulunduğundan habersiz bir ahmak çiftçi misali muamma…

Vee her şeye alışabilen tek varlıktır aslında insan. Tıpkı ölümün varlığına alıştığı, tıpkı geleceğinin bir bilinmezlikten ibaret olduğunu kabullenişi gibi.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
(-ins)den bugüne…... - Sayı 88
Kırgın uyku tanesi... - Sayı 87
Ne demeli şimdi?... - Sayı 86
Gecenin tiz çığlıkları... - Sayı 85
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Emanet gazete isteyen, “bakabilir miyim?” diyor; “okuyabilir miyim” değil… Demek okunması gereken gazeteler, bakılır duruma düşmüş; yani albüm olmuş… Hem de (görmeyen gözlere yazıklar olsun) “fuhş albümü”…
Ortada bir basın olmadığına göre, neyin krizinden söz ediyorlar?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14590945
 Bugün : 1486
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630427
 Bugün : 74
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim