Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1613 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

(-ins)den bugüne…
Kübra Bozan

  Sayı: 88 - Nisan / Haziran 2016

İnsan…

Tarih denen hayat arabasına her şeyden bîhaber bir şekilde ve henüz yazılmaya bile başlanmamış geleceğiyle bir başına yüklenmiş bir varlık emaresi. Bir yanda devasa bir evrenin içersinde belirsiz kimliğiyle, yazarın adını yazmayı unuttuğu talihsiz kahraman misali, bir acı bilinmezlik tortusu, bir yanda da bu bilinmezliğin insanın içine apansız verdiği o tarifsiz boşluk hissi. Evet, o hoyrat mı hoyrat boşluk hissi… İşte tam da bu noktada başlıyor insanın o kadim tarihçesi. Önceleri tek çabası yalnızca içinde bulunduğu o bilgiden, duygudan yoksun küçücük dünyasına isim vermekten ibaretken, bu daha sonraları onun için uykuyu gözlere haram kılan bir merak haline geldi. Bir şeyleri anlamlandırma çabası insan ruhu için epey meşakatli bir çaba. Çünkü yazarın da deyimiyle “insanın ruhu vücudunun en bitkin parçası… Ne zaman öleceğimizi bilmediğimiz için hayat sonu olmayan bir yol gibi geliyor insana.”

Sonra gülümsedi insan. Çünkü yoruyordu onu anlam veremediği cümlelerin peşinden koşmak. Tarihini, geleceğini, hislerini ve tüm evreni bir kenara atarak gülümsedi insan asırlar sonra doğaya. Her şey bir gülümseme ile başlamıştı, bir sabah ışığıyla yüzüne inen rahmet tomurcuklarıyla... Sonra, büyüyordu insan. Büyüyordu günbegün. Doğa ilk çığlıklarını savuruyordu artık arşa. Çünkü ilk meyveyi koparıyordu asi dokunuşlarla insan… Yaptığından utanç duymadan ve bir o kadar da masumane bakışlarla. Sonra doğa sustu ve insan sonsuz bir inzivaya çekildi dünyaya. Sonra bir ev yaptı insan ve doğa ebedi bir suskunluğa gömüldü.

Artık geçmişini bırakıp geleceğine yönelme vaktiydi insan için. Çünkü uzağı, geçmişi düşünmeyen üzüntüye yakındır diyordu büyük filozof Confucius. Evet, artık gerçekten uzağı düşünme vaktiydi. Bir kararsızlığın verdiği garip bir ruh haliyle bocalıyordu önceleri sadece, ama daha sonra yine gülümsedi insan doğaya. Çünkü geleceği yalnızca doğadaydı. Arzuları, istekleri öylece duruyordu karşısında. Artık anlamlarına yetişemediği cümlelerin peşinden koşmayı bırakıp geleceğe yöneldi, hayallerine ve onu yaradanın ona hazırladığı birbirinden değerli hediyelere koşmaya. Bazen yoruldu, hattâ pes eder gibi de oldu ama vazgeçmedi. Ve bir gün doğa da gülümsedi apansız ona. Artık seher yelleri onun da yüzüne vurur oldu…

Vee şimdi asırlık tarihiyle insan, yanılmacalar içersinde, bir o tarafa bir bu tarafa anlamsız koşuşturmacaların peşinde koşarken anımsıyor artık sadece o tarihten de eski kadîm tarihçesini. Sevginin, sadakatin ve saygının yani insanı insan insan yapan en değerli duyguların yerini almak için dört koldan mücadele veren teknolojik zımbırtıların-akıllı telefonlar, bilgisayarlar, televizyonlar- arasında, her şeyden bîhaber düştüğü anlamsız savaşların ortasında yine ve yine yalnız kalmış bir varlık emaresi. Zaten hep yalnız değil miydi insan? Asırlık toprak kavgalarının arasında, bitmez tükenmez insanî kavgaların arasında, ona dayatılan zor koşulların arasında? Ve zaten unutulmaktan gelmiyor muydu (ins)?

Kökü bile unutulmaktan gelen bir varlığın bunca cevapsız sorunun arasında geleceğini konuşmak ne kadar akıl kârıydı ki? Yine de çırpındı, gülümsedi. Tarih ananın yorgun kollarının arasında uyuyakalmış bir garip varlık emaresiydi insan. Savaşların, yıkımların arasında bir başına bırakılmış bir küçük yetim bebek şimdilerde insan. Ve hâlâ cevap bulamadığı sorularıyla, anlamlandıramadığı her şeyiyle bir ihtiyar çınar aynı zamanda…

Geleceği ise toprağında zengin bir damarın bulunduğundan habersiz bir ahmak çiftçi misali muamma…

Vee her şeye alışabilen tek varlıktır aslında insan. Tıpkı ölümün varlığına alıştığı, tıpkı geleceğinin bir bilinmezlikten ibaret olduğunu kabullenişi gibi.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
(-ins)den bugüne…... - Sayı 88
Kırgın uyku tanesi... - Sayı 87
Ne demeli şimdi?... - Sayı 86
Gecenin tiz çığlıkları... - Sayı 85
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Batılı düşünürler-Tolstoy ve niceleri gibi-mutlak olan bir şeyin olması gerektiğini gayet tabi bir şekilde fark edebiliyorlar. Ama bizim aydınımız (bulundukları yere nasıl geldikleri malum); bırakınız ülkenin dünya üzerindeki sorumluluğunu fark etmeyi, düşünmesi gereken bir beyinlerinin olduğunun bile farkında değiller. Ülkemizde, he sahada yaşanan boşluğu daha başka nasıl açıklayabiliriz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16346074
 Bugün : 2144
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 694890
 Bugün : 68
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 179
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim