91.Sayı Medya Sepeti Bahadır Kaya Sayı:
91 - Ocak / Mart 2017
(ulukanal.com; 30.09.2016):
“Kalem kılıçtan keskindir
Fransa'daki karikatüristlerin ölümünden sonra dünyanın gösterdiği tepki, akla Filistinli çizer Naci El Ali'yi getirdi. El Ali, Londra'da 27 yıl önce İsrail ajanları tarafından sessiz sedasız bir şekilde öldürülmüştü.
El Ali'nin tek amacı, işgal altındaki topraklarında yaşanan İsrail zulmünü kalemiyle dünyaya anlatmaktı. Bunun için dünyaca tanınan Hanzala karakterini üretmişti. Naci El Ali, İsrail işgali sebebiyle ailesiyle beraber küçük yaşta Filistin'den göç etmek zorunda kaldı. Bir süre Lübnan'daki mülteci kamplarında yaşadı. Sabra ve Şatilla Katliamı'na bizzat tanıklık etti.
Küçük yaşta yaşadıkları kendisini derinden etkiledi, gençlik döneminde Arap milliyetçilik hareketlerine katıldı. 1960 yılında Lübnan Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun oldu. Özellikle Filistin davasına vurgu yapan karikatürleri ilgi gördü. Hanzala'yı, insanlığın Filistin'de yaşananlara sessiz kalmasından ötürü bir küskünlüğün ifadesi olarak sürekli sırtı dönük halde resmetmişti. 40 binin üzerinde karikatür çizdi. Hanzala, Filistin'in verdiği özgürlük mücadelesinin sembollerinden biri oldu.
22 Temmuz 1987'de Londra'da Mossad tarafından öldürüldü. Hiçbir ülkeden bir tepki gelmedi.”
“Rıza Tevfik BÖLÜKBAŞI (1869-1949)
Sultan Hamid’in Ruhaniyetinden İstimdat
Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör............ bak günâhına.
Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca Sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî Padişâhına.
'Pâdişah hem zâlim, hem deli' dedik,
İhtilâle kıyam etmeli dedik;
Şeytan ne dediyse, biz 'beli' dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına.
Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına.
Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
Bir sürü türedi, girdi meydana.
Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
Yuh olsun bunların ham ervâhına!
Bunlar halkı didik didik ettiler,
Katliâma kadar sürüp gittiler.
Saçak öpmeyenler, secde ettiler.
.................. pis külâhına.
Haddi yok, açlıkla derde girenin,
Sehpâ-yı kazâya boyun verenin.
Lânetle anılan cebâbirenin
Bu, rahmet okuttu en küstâhına.
Çok kişiye şimdi vatan mezardır,
Herkesin belâdan nasîbi vardır,
Selâmetle eren pek bahtiyardır,
Harab büldânın şen sabahına.
Milliyet dâvâsı fıska büründü,
Ridâ-yı diyânet yerde süründü,
Türkün ruhu zorla âsi göründü,
Hem Peygamberine, hem Allâh'ına.
Lâkin sen sultânım gavs-ı ekbersin
Âhiretten bile himmet eylersin,
Çok çekti şu millet murada ersin
Şefâat kıl şâhım mededhâhına.”
“Süleyman Nazif (1870-1927)
Padişahım gelmemişken ya da biz,
İşte geldik senden istimdada biz,
Öldürürler başlasak feryada biz,
Hasret olduk eski istibdada biz...”
|