92.Sayı Medya Sepeti Bahadır Kaya Sayı:
92 -
Ahmet Necip Fazıl KISAKÜREK
Muzaffer DELİGÖZ
(...)BÜYÜK DOĞU'nun fikir ve manevi muhtevası bir ekol halini aldı. Necip Fazıl Onlara "Büyük Doğu Gençliği" demiştir. Bunlardan bir kısmı Necip Fazıl'ın dar çevresinde, onun fikirleri ve anlatımları ile beslenmiş, hakiki bir Büyük Doğu Gençliği oluşturmuşlar; diğer bir kısmı ise, şehirlerde, köylerde, diğer ülkelerde N.Fazıl'ı okuyarak, konferanslarını ve bantlarını dinleyerek O'nu sevmişler, O'ndan beslenmişlerdir.
(...) İkinci grupta yer alanların nerede ise tamamı bir başka Üstada, bir başka şeyhe, bir başka gruba bağlı olanlardır. Onlar N. Fazıl'ı okurken, dinlerken bu mensubiyetleri onları engellememiş, tersine sanki ikinci bir membadan feyz almış gibi onların fikri seviyelerini, dünya görüşlerini genişletmiştir.
Ben bunu öğretmen olarak bulunduğum Turgutlu'da yaşadım. Necip Fazıl İzmir'de daha bir konferans vermediği halde Turgutlu'ya gelmiş, sevenleri ile buluşmuş, onları bir başka bakış açısı ile aydınlatmış idi.
N. Fazıl'ı seven ve takip eden Turgutlulara baktığımda; Tarikatcısı, Nurcusu, Süleymancısı, Milliyetçisi ve hattâ solcusunu dahi görüyordum. Bunların; çiftci, esnaf, öğrenci, memur, sanayici vs mesleklerden olmaları da, N.Fazıl'ın hitabet sanatına ve edebiyat gücüne bir delildir.
Turgutlu'lular bilir; Rahmetli Hayri Amca, 1960'lı o yıllarda İzmir'e gidip aldığı her gruba, cemaate, sınıfa hitap eden dini ve milli gazete ve dergileri; dükkânlara, evlere tek tek dağıtır, bedellerini de daha sonra tahsil ederdi. Benim gibi köylerde bulunanlara da Turgutlu Pazarı günü bir köylü ile gönderir, aybaşlarında da bedellerini tahsil ederdi. Ben ve benim gibi köyde olanlar dahi Hayri Amca'nın sayesinde; Büyük Doğu, Sebilürreşad, Serdengeçti ve diğer dergileri takip edebiliyor, yeni çıkan kitapları okuyabiliyorduk.
Hayri Amca, ilerlemiş yaşına rağmen bu çalışmasını Allah rızası için yapar, birçok kişiye bedelini almadan kitap, dergi gönderirdi. Çok kişinin hidayetine de vesile oldu. Kendisi küçük bir kulübede gazete kâğıtlarının arasında yatardı. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. (http://www.cevaplar.org/index.php/index.php?content_view=5417&ctgr_id=121)
Necip Fazıl'ın MTTB Ankara Şubesi'ndeki Konferansı
(...) Yıl 1974, MTTB Ankara Şubesi Başkanıyım. Üstad’a Ankara’da konferans verdireceğiz. Yer Maltepe’de Gölbaşı Sineması (şimdi yerinde Telekominikasyon kurumu var).
Sinema salonu tıklım tıklım. Sinema sahibiyle beraberiz. Adam bu binada böyle bir kalabalık görmedim diyor. Üst balkonlardan insanlar salkım saçak aşağıya sarkıyorlar. İzdihamdan sanki bina patlayacak. (...) Bina yıkılmasın diye dua ediyoruz. Hiç unutamadığım iki detay;
Birincisi; konuşma masasına iki mikrofon koydurdum Zenger’e, hava olsun diye, ancak birisi canlı, Üstad konuşmaya başlamadan önce mikrofonların kafasına tık tık diye rastgele vurdu. Ses gelmeyeni ağzının önünden uzaklaştırdı. Konferans boyunca canlı mikrofona konuştu. İkincisi; biz kürsüye Bafra sigarasını daha önceden koyduk. Ancak tam konuşmaya başlayacağı zaman kültablası olmadığını farkettik. O anda müdürün odasından getirip koyduğumuz kültablası meğer bir bira firmasının eşantiyonu değil miymiş. Üzerinde ismi ve logosu var. Üstad konferans boyunca sigara içti, ancak külünü hep kürsünün yanından işaret parmağıyla yere silkeledi. (Necip Fazıl Kısakürek- Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları – s.353) (ulukanal.com)
|