Üstad Kısakürek ve Kütahya konferansı Şadi Erdal Sayı:
92 -
Yıl 1965’in Eylül, Ekim ayları olabilir. Bozüyük Müftüsü, ismi hatırladığım kadarıyla, Sadık Gönenli’ydi. O zamanlar İmam Hatip mezunu bulmak iğneyle kuyu kazmak kadar zordu. O tarihlerde Türkiye 67 vilâyetten ibaretti. İmam hatip okulu sayısı da 10 veya biraz yükseltilirse 15’i geçmezdi.
Müftü Sadık Gönenli hangi imam hatip okulu mezunuydu, bilmiyorum. Dedesinin İstanbul medreselerinde okuduğunu din adamı olduğunu söylediler. Kim söyledi onu da hatırlamıyorum.
Müftü Gönenli, dinamik, milliyetçi, muhafazakâr insanları çağırır, hasbihal eder, dergi çıkarmaya teşvik ederdi.
Yine bir gün Ağabeyim Ali Erdal, ben, Bozüyük’ten İsmet Tunca, diğerlerini hatırlayamadığım 6-7 kişi Sadık Hoca’nın müftülük makamında toplandık, sohbete başladık. Konuşma sırasında Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in Kütahya’da o günün akşamında konferans vereceği söylendi.
Şimdiki gibi otobüs, taksi ne gezer… Kütahya yolu asfalt bile değil şose… 5-6 tonluk kamyonlar, Seyitömer ve Tunçbilek’ten kömür nakliyesi yapıyor. Sadık Hoca’ya vedalaşarak ayrıldık. Kütahya yolunda birkaç saat beklemenin mükâfatını kömür almaya giden kamyona binmekle bulduk. Akşamleyin Kütahya’ya vardık. Afyon yolu üzerinde bir salonda konferansın verileceğini öğrendik, salonu bulduk.
Üstad'ın, Nazlı Ilıcak’ın kocası Kemal Ilıcak’ın çıkardığı “Halka ve Olaylara Tercüman” gazetesinde “Çerçeve” adını koyduğu köşesinde günlük yazıları çıkıyordu. Bir gün yazısında “Kemal Ilıcak’ın Amasya’dan çıkan saf ve temiz bir genç, bir Anadolu çocuğu olduğunu, eşinin ise tam bir Katerina olduğunu” yazdı.
Ama yazının ertesi günü veya birkaç gün sonra Üstad’ın Çerçeve köşesinde yazıları çıkmaz oldu. Üstad mı yazmadı, gazete mi yazılarını neşretmedi, bilmiyorum.
Üstad’ı iki sefer İstanbul’da Ağabeyim ile evinde ziyaret ettik. Sohbetinde bulundum. Üstad’ın evi boş kalmıyor, sadece biz değiliz en az 8-10 kişi oluyorduk. Yaş itibariyle ben dinleyici oluyordum.
Kütahya’da konferans saati geldi, salon doldu; oturanlardan fazla ayakta olanlar var. Tam saatinde konferans başladı. Üç saat falan sürdü sanırım, hiç ara verilmedi. Salonda bir Üstad’ın sesi ve bir de alınan nefesleri duyuyorum. Tek öksürük, aksırık olmadı. Bir üç saat daha konferans devam etse dinleyici razı.
Konferans bitti, dışarıya çıktık. Baktım Üstad o zamanın uzun burunlu, bir o kadar da arkaya çıkıntısı olan taksiye biniyor. Koşarak gittim. “Üstadım, Çerçeve köşesinde yazılarınız çıkmıyor” dedim. Üstad, “yarından itibaren çıkıyor” dedi ve taksi kalkışını yaptı. Öyle de oldu, aynı gazete ve köşesinde yazıları devam etti.
Müftü Sadık Gönenli genç yaşta trafik kazasında rahmetli oldu.
Allah, hem Üstad’a, aile efradına ve Sadık Hoca’ya gani gani rahmet eylesin.
|