Engeller Hidayet Diler Sayı:
38 -
Türk Milletinin daha iyi günlere gitmesinin, daha huzurlu olmasının önündeki en büyük engel, Allah korkusuna sahip insanları, toplulukları ülke için tehlike sayma anlayışıdır. Bu anlayış sahipleri, devletin en üst yapısında etkili ve yetkilidir!
Bu yetkililer, Türkiye Cumhuriyeti kurulalı beri “cumhuriyeti yıkmak isteyen” adını verdikleri birilerini mutlaka bulmuş ve devletin en önemli organları onlarla uğraşırken, Türkiye yerinde saymış hatta gerilemiş, dünya ülkeleri ise gelişmelerini daha da hızlandırmışlardır… En son 28 Şubatla başlatılan süreç, ülkemizin daha çok fakirleşmesine, milli gelirimizin yarıya düşmesine, buna karşılık iç ve dış borçlarımızın hızla artmasına neden olurken, birçok insanımız mağdur olmuş, genç kızlarımızın okuma hakkı ellerinden alınmış, çalışanlar hak ettikleri ücretin altında çalışmak zorunda bırakılmışlardır.
Geçtiğimiz dönemde yurtdışından doğal gazın olağanüstü pahalı şartlarla alınması ve yapılan anlaşmalara ağır tazminatlar konulması yeni hükümeti de çaresizlik içinde bırakmıştır. Bin metre küp doğal gazı en çok 40 dolara almak mümkünken bugün 150 dolara alındığı ifade edilmekte. Bu kadar yüksek fiyata anlaşma yapan enerji bakanı ve onaylayan hükümet üyeleri vatana ihanet, millete zulüm yapmamışlarsa ne yapmıştır?
İş adamları ve ticaret bakanı doların düşmesinden rahatsız “ihracat şansımız azalıyor” diye feryat ediyorlar, faizlerin indirilmesinin gerektiğini söylüyorlar, ama Merkez Bankası gerekeni yapmıyor. Doların düşük olması ithalatçıların iştahını artırıyor. Daha fazla ithalat yapmalarına sebep oluyor. Gerçekten de ihracatımızın artması ve ithalatımızın (aldıklarımızın) azalması şart. Yoksa ülke ticareti hep açık verecek, hep dışarıdan para bulmak ve borçlanmak zorunda kalacağız. Üstelik gırtlağına kadar borca batmış bir ülkede bu durum son derece zararlıdır.
Süberbank’ın 50 milyar TL sına OYAK’a satılmış olması, milletimizin vergileri ile yaptığı birikimin ve alınan gayrimenkullerin ne kadar ucuza elden çıkarıldığını göstermektedir. Ertesi yıl aynı kuruluş ne hikmetse 120 trilyon kâr etmiş, böylece OYAK yüzlerce kat, kâr etmiştir.
Orman arazilerini işgal edenlerle ilgili olarak hükümetin yapmak istediği ne kadar iyi niyetle olursa olsun, neticede kanunsuzluğu meşrulaştırmak olmuyor mu? Parasıyla arsa alıp, ruhsat için milyarlarca harç veren dürüst vatandaş, haksızlığa uğramış olmuyor mu? Ormandan arazi işgal edip hiçbir resmi işleme ihtiyaç hissetmeden mülk sahibi yapılanları görünce dürüst insanlar devlete olan güvenlerini yitirmeyecekler mi?
Bize göre asıl engel içimizdedir. Milletin menfaatlerini, hakkın rızasını gözeten insanların azlığıdır. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” ilkesini bilmeyenler veya bildiği halde sessiz kalanlardır.
|