Körbaykuş Mehmet Hasret Sayı:
97 -
Oturdum, düşündüm; varı yoğu edeceği bir heyecandır…
Var mıdır bir işin senin, hırla ve gürle; o zaman… O zaman ahşap bir tavan yaptım, balkıma hali, köpek dişlerime… Biri yuvarlak demiş, oysa Dünya düz…
Bugün düşündüm gecenin bir vakti yol kenarında, sakal bırakmış halimdir olup biten içinde gördüm dediklerim, bütün bir dekordan kendimi temizlemeliyim…
İşte, şakası yok, arabalar geçiyor… Her insanın içinde bir his; nasıl bir parmak lazım ki hepsini ezsin, bir kenara koysun…
Kendime bir gülme ısmarladım…
Sonra dedim, sonra… Ben düşünüyorum, bir düşünceye bir ağırlıkla takılan benden başkası değil; bazı buluşmayan anları, birbiriyle toslaşmadan geçen anları kolluyorum… Çünkü heyecanlanıyorum, çünkü başkalarına alâkasız gelse de yan yana gelmemiş kelimelerden öte, hiç anlatılmamış ve anlatılmayacak hikâyeler uydurmak hoşuma gidiyor.
… Hepsi hikâye…
Başkalarının dediği gibi ne bir ders vermeye geldim, ne savaşmaya, hattâ anlamak bile istemiyorum kendimi, hiç bir şeyi… İster kötü, ister iyi bir çekim olsun, meraklanayım hiç yoktan, herkes gibi diyeyim ki içimden dünyanın merkezi benim, yoktur bundan başka bir karış ötesi…
Bende yorgunluk baş aşağı bir yeryüzüdür…
Ve renklerden en yorgun olanı geldi, kireç döktü yüzüme… Aklanma dışında kendime dünyadan başka ne alayım; oturdum düşündüm edeceği “körbaykuş” bir heyecandır…
|