Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1766 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Mevlânâ
Hakan Karahan

  Sayı: 97 -

“Bu cemiyetin, derinlik ve olgunluğu MEVLÂNÂ’da”

Bir önceki sayımızda Üstad Necip Fazıl’ın “bu cemiyetin” fikir adamlarını saydığı sözünden hareketle biz de cemiyetimizin bu önemli şahsiyetlerini kaleme almaya başlamıştık. 97.sayımızda bu cemiyetin “derinlik ve olgunluğu”nun aranması gereken Hz.Mevlânâ’yı kaleme almaya çalışacağız.

Mevlânâ, 1207 yılında Belh şehrinde dünyaya gelmiştir. Asıl adı Muhammed olarak bilinen Mevlânâ’ya önemli şahsiyetler için kullanılan “efendimiz” anlamına gelen Mevlânâ ismi verilerek bir nevi özel isme dönüşmüştür. Mevlânâ doğduğu şehirden Moğol istilası sebebiyle batıya doğru göç etmek zorunda kalmış, Karaman’a kadar gelmiştir. Daha sonra da Selçuklu hükümdarı I. Alaeddin'in ısrarı üzerine dönemin başkenti Konya’ya gelmiştir. Mevlânâ bu göç esnasında birçok âlim zat ile tanışma ve ders alma fırsatı bulmuştur. Babasının ölümünden sonra çevresinde toplananlarla birlikte Mevlânâ büyük bir ilim ve din bilgini haline gelmiş, vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşmıştır.

1244 yılında Mevlânâ’nın hayatında büyük değişiklikler meydana getirecek olan Şems-i Tebrizî ile tanışmıştır. Şems, Mevlânâ’ya ayna olmuş, Mevlânâ, Şems’in aynasında gördüğü kendi eşsiz güzelliğine âşık olmuş, diğer bir ifadeyle Mevlânâ, gönlündeki Allah aşkını Şems’te yaşatmıştır. Mevlânâ, Şems’in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekilmiştir.

Yaşamını “Hamdım, piştim, yandım” sözleriyle özetleyen Mevlânâ 1273 yılında vefat etmiştir. Yeşil Türbesi Konya’dadır. Mevlânâ ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi mânâsına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu. Yine Hazreti Mevlânâ vasiyetinde;

“Ben Size, gizli ve alenî,

Allah’dan korkmanızı,

az yemenizi,

az uyumanızı,

az söylemenizi,

günahlardan çekinmenizi,

oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmenizi,

dâima şehvetten kaçınmanızı,

halkın eziyet ve cefâsına dayanmanızı

avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak bulunmanızı,

kerem sahibi olan sâlih kimselerle beraber olmanızı vasiyet ederim.

İnsanların hayırlısı, insanlara faydası dokunandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır. Hamd, yalnız tek olan Allah’a mahsustur. Tevhîd ehline selâm olsun.”

Demiştir. Mevlânâ, eserlerinde tasavvuf ile ilgili konulara değinerek daha çok ilâhî aşk üzerinde durmuştur. En önemli eseri Mesnevi’dir. Onun tasavvufu, irfan, tahakkuk, aşk ve cezbe âleminde olgunlaşmadır. Mevlâna, Mesnevî'yi Çelebi Hüsameddin'in isteği üzerine yazmıştır. Kâtibi Hüsameddin Çelebi'nin söylediğine göre Mevlânâ, Mesnevî beyitlerini Meram'da gezerken, otururken, yürürken hattâ semâ ederken söylermiş, Çelebi Hüsameddin de yazarmış.

Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi bu cemiyetin derinlik ve olgunluğunu ifade eden Hazreti Mevlânâ, Anadolu’da barış ve kardeşlik ortamı kurulmasında önemli rol oynarken aynı zamanda bugün dahi hoşgörüsü, fikirleri ve dünya görüşü ile insanları etkilemeyi başarmıştır.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Köroğlu... - Sayı 101
Battal Gâzi... - Sayı 100
Yunus Emre... - Sayı 99
Mevlânâ... - Sayı 97
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14592412
 Bugün : 2953
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630994
 Bugün : 640
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim