Esmâ-ül Hüsnâ Ahmet Mahir Pekşen Sayı:
99 -
O’nun razı olduğu insan ve herşey emin,
Doksandokuz sıfattan biri ise EL-MÜMİN
O’na sığınır isek olmayız asla aciz,
Mağlup edilemez O, O hep galip ve AZİZ
Unutma hiçbir zaman, mutlak hâkim bir O var,
Dilediği herşeye, tabi muktedir CEBBAR.
Büyük O, en büyük O, büyüğü yok, tek ve bir,
Azamet O’na mahsus, O ki; EL-MÜTEKEBBİR
Bir bak şu kâinata, direksiz ama dimdik,
Bu nizamın sahibi, ol diyeni; EL-HÂLİK.
Bir âleme bedeldir zerrelerin her biri,
Zerreyi kâinata sığdırandır EL-BÂRİ.
İnsan; muazzam eser, geç de aynaya bak bir,
Tertipte hatasızlık, O ne yüce MUSAVVİR.
O’na sığınan asla demez sonuçta eyvah,
Her zorluğa kolaylık yaratır Rabbim FETTAH.
İmtihan dünyasında kalmaz rızkın hep sabit,
Dilediğine rızkı daraltıverir KAABİD.
Rızkını aramaktır çalışmalardan kasıt,
Dilediğine rızkı genişletir EL-BÂSIT
Küfre düşmekten öyle korkar, ürperir âbid,
Kâfir ve fâcirleri alçaltıverir HAFİD.
Rabbim etmesin bizi kulluğundan müstafi,
O iyi kullarını yüceltir elbet RÂFİ...
Hikmetinden sorulmaz, kılar kulunu aziz,
Şereflendiriverir sevenlerini MÜİZZ.
Kulluk hoş, bu görevden etmesin Rabbim ta’zil,
O’ndan uzaklar zelil, asiler için MÜZİLL.
O’nu görmüyor sanan olacak müteessir.
O’ndan gizli bir şey yok, çünkü O’dur EL-BASİR.
Bizler tam bilemeyiz, ne iyidir ve ne kem.
Rabbim bilir hakkıyla, sıfatıdır EL-HAKEM.
Beşeri adaleti tam diyemez asla dil,
Gerçek, mutlak anlamda Yaratandır tek ADİL.
Kulunu ummadığı anlarda eder taltif,
Rabbimiz ne yücedir, Rabbimiz ne çok LÂTİF.
Hiç kimse eşsiz değil, Rabbimiz eşsiz, tek, bir.
Her olayı yaratan ve bilendir EL-HABÎR.
Sonsuzluğu düşünen, O’na varandır âlim,
Cezayı geciktirir, tevbeyi sever HALİM.
İnsan aciz, günahkâr, tövbe; cehenneme sur.
Sen yeter ki af iste, Rabbim Kerim ve GAFUR...
Hep şükretsek, hamdetsek, kalbimiz dolar huzur,
Nimetlerimiz artar, ihsan eder EŞ-ŞEKÛR.
O aşkı tatmayanlar, olgunlaşmaz, kalır çiğ.
O’ndan yücesi yoktur, tam anlamıyla ALİYY...
Baktım kelimelere yetersiz kaldı bir bir.
Hiçbir söze sığmaz ki; El-Kebir O, EL-KEBİR...
Her varlıkta görünür, yüceliğinden bir iz,
Gökler direksiz durur, bizi korur EL-HAFİZ...
O’na sığınmalıyız, dar ve geniş her vakit,
Her canlıya rızkını verir bol bol EL-MUKİT.
Hiçbir işte hayır yok, o etmez ise tensib.
En ince ayrıntıyla her şeyi bilir HASİB.
O’nu anan kalp mutlu, mutlu O’nu anan dil,
O bizim Allah’ımız, O yüce, O EL-CELİL.
Yazarken aciz kaldı, cümle, kelime, terim.
Ümitsizlik yok kula, Hak Kerim, Allah KERÎM.
Her canı gözeten var, var bizi eden takip.
Endişeye gerek yok, korur, kollar ER-RAKİB.
Candan ve canandan çok, O sevgili, O habib,
Duamıza icabet eder çünkü EL-MUCİB.
Ancak azgınlar olur, Yaratanına asi,
Affı, mağfireti bol, O’dur kullara VÂSİ.
Eğer o dilemezse, dileyebilir ki kim?
Hüküm O’nun, söz O’nun, mutlak, gerçek tek HAKİM.
O, hayatın kaynağı, kesilmez O’ndan umut,
Kullarını sever O, rahmetle sarar VEDUD.
Zerre, küre, her varlık, yaratanına şahit,
İşi güzel, nimeti sınırsız, sonsuz MECİD.
Bir gerçek; öleceğiz, susacak ruh, duygu, his.
Ve bizi yaratacak bir mahşer günü BÂİS...
Kul, kullukta kararlı kalmalı edip ahit,
Rabbimiz hazır, nazır, bilen, gören, EŞ-ŞEHİD.
Ezel ve ebed O’nun, kesin, mutlak, muhakkak,
Varlığı değişmeyen, bitmene, duran EL-HAKK.
Bizi yanıltabilir, görünüş, duruş, şekil.
İyi kulları için O ne güzel bir VEKİL.
Yine tam anlatamaz, ne kadar yazsam beliğ,
Her şeye kadir Rabbim, kâmil kudretli, KAVİYY.
O’na inanmayanın hali zor, işi çetin.
Kuvvet, kudret sahibi, metinlerden en METİN
Gönül aşkın mekânı, aşkı tatmayanlar çiğ.
Dost diye Allah yeter, O sevdiğine VELİYY.
O’na kulluk zevkine eren kullardır âbid.
Her nimete şükür, hamd, Rab bir sıfatı HAMİD.
Saymaya kalksak olmaz, nimet kula hususi,
O’nun ilmi içinde her şey, her an, O MUHSÎ...
Yaratmasaydı eğer, yokluk bile yok idi.
O yarattı maddesiz, örneksiz bizi MÜBDÎ.
O’nun emriyle herşey, denizlerdeki gel-git.
Öldürür ve ölümden sonra diriltir MUİD..
Şu bahar, şu mevsimler ve şu hayat ne iyi,
Her şeyi yoktan O var eder, Rabbimdir MUHYİ.
Ölümden sonra da var, müminler için ümit.
Her canlı ölecektir, ölümü veren MÜMİT.
Aklım duruveriyor, göğe baktığım vakit.
Mahrum olmayan tek O, hakiki Gâni, VÂCİD...
O’nun yarattıkları taklit olunmaz, taklit.
Şanı büyük Rabbimin, azametli ve MÂCİD.
O’na kulluk yolunda nefsimle etsem ahit,
Tek O, ortaksız da O, dengi bulunmaz; VAHİD.
O’nu ananlar bulur; rahmet, huzur, bereket.
Zeval bulmayan, kula muradın veren SAMED.
Ne yazık, hakkıyla kul ya yok ya da çok nadir.
Dilediğini yapan Rabbim her şeye KÂDİR.
O istedikten sonra, olmaz, olamaz nedir?
Kuvvet ve kudret O’nun, o herşeye MUKTEDİR.
Esma-ül Hüsnâ’yı tam izah değildir haddim.
Kulları sınıf sınıf arza yaymış MUKADDİM.
Her duanı olmadı sanıp üzülme Mahir,
Hayr için geciktirir, çünkü Rabbim MUAHHİR.
Öncesi olmayan O ve O’na yoktur ecel,
Her şeyden önce O var, yalnız O’dur EL-EVVEL.
Ölücü Ali, Veli, ölücü, Ahmet Mahir.
Ölmeyen tek, ölümü yaratan O EL-ÂHİR.
Her yerde, her zaman O, haykırır deniz, heri.
Her varlık O’nu söyler, O’nu haykırır ZÂHİR.
O’nu sevmeyen gönlü, bulmayan aklı atın.
O hem gizli hem açık, hem Zâhir’dir, hem BÂTIN.
O’nun ilmi içinde; arz, sema ve ahali.
Her şeyi tek başına idare eder; VÂLÎ,
Noksanlıklarla dolu, biz kullarının hâli,
Noksanlıktan münezzeh, yalnız O MÜTEÂLİ.
İnsanların alnına yazılı olan kader,
Kula iyilik, ihsan, nimet verendir; EL-BERR.
Günaha düşer kullar, her an işlemez sevap,
Günaha tövbe vardır, affı boldur; ET-TEVVAB.
Günahta ve isyanda inat ediyorsa kim,
Hak ettiği cezayı verir O; EL-MÜNTEKİM.
Günaha çok meyyaldir, insanda her bir uzuv.
Halimiz ne olurdu acımasaydı AFUVV...
Kul ibadet etmeli, olmalı Hakka matuf,
Merhamet, şefkat, rahmet dolu kuluna RAÛF.
O’na şirk koşan vardır, olsa da bunlar tek-tük.
Kâinatın, her şeyin, sahibi; MÂLİK-ÜL MÜLK.
Aklı olan her insan, yalnız O’na olur ram.
Her şeyimi veren O, ZÜ’L CELÂL’İ VEL İKRAM.
Kur’ân Rabbimin sözü, uy, düşün, oku, işit.
Zulüm kendimizdendir, eza etmez EL-MUKSİT.
Yeter, inanıyorsan O olur sana hami,
Kıyamette herkesi huzurda toplar; CÂMİ.
Ummadığın bir anda bir umut verir Ganiy.
Gözsüz, dilsiz mahlûka nimet gönderir GANİY.
Fakirken, isterse O, bir zengin eder seni.
Rızkı takdir eden O, ama; “Çalış” der, MUĞNİ.
Bizi korumazsa O, gelir sonumuz ani.
Koruyucu sebepler yaratandır EL-MÂNİ.
İmtihan dünyası bu, keder ve şiddet de var.
Dilediği için de keder verir bazan DÂRR.
Vekil olarak O var, vasi diye O kâfi.
Bizler için yararlı şeyler yaratır NÂFİ.
Ancak O’na kulluktur, âlemde varsa onur.
Nur yağdırır âleme, kâinata O EN-NUR.
Olan O’nun emriyle, toplumsal, iktisadî.
Dilediği kulunu kâra yöneltir HADİ.
O’nun razı olduğu görmez acı ebedi.
Güzellerin güzeli, örneksiz, eşsiz, BEDİ.
O’nsuz mutluluk olmaz, vaki değildir vaki.
Fani olmayan tek O, başı-sonu yok, BÂKİ.
İnsanın fıtratından olmak galiba haris.
Biz geçici malikiz, O’dur ebedi VÂRİS
Şeytani vesveseye ne kulak ver ne işit.
Kulu irşat Rabbimden, O’dur gerçek tek REŞİD.
Günah işler görürüz, insanlar tabur tabur.
Rabbimin müddeti bol, tehir eder ES-SABÛR...
|