Tarih bizi çağırıyor Erdal Kozankaya Sayı:
104 -
Bugün biz istesek de istemesek de tarih Türkleri yeniden er meydanına, tarih sahnesine çağırıp hazırlıyor.
Biz kökleri bin yıl geriye giden, devlet kurma geleneği olan, koskoca bir cihan imparatorluğu kurmuş Osmanlı’nın bakiyesiyiz.
Biz millet olarak dün de bugün de tarihler boyunca hep mazlumlara umut, zalimlere korku salmışız. Biz Türkler hiçbir zaman devletsiz kalmamışız. Düsturumuz şu olmuştur hep; “Ya devlet başa ya kuzgun leşe…”
Türkler üç yüz, dört yüz yıl Ortadoğu’yu, Balkanları, Kuzey Afrika’yı barış ve huzur içinde Müslümanı, gayri Müslim’ini adaletli bir şekilde yönetti. Yüzyıl evvel biz Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Libya’da değil miydik. Buralar bizim zaten eski tebaamız değil miydi. Bizim bu bölgenin insanlarıyla dinî, tarihî, kültürel bağlarımız var.
Şimdi bizim oralarda ne işimiz var, Suriye’de, Libya’da deme lüksümüz yoktur. Türkiyemizin âli menfaatleri için elimizde kalan son kale Anadolu’yu savunmak için her yerde var olmamız şart olmuştur. İç kaleleri korumanın yolu dış kaleleri savunmaktan geçer. Zaman yurtta sulh cihanda sulh diyerek kabuğuna çekilme zamanı değil kabuğunu kırma zamanıdır. Düşmanlar sınırlarımıza dayanmış artık diş gösterme zamanıdır.
Lozan’da bize biçilen gömlek artık dar geliyor, o gömleği yırtıp atmanın zamanı gelmiştir. Haçlı ve Siyonist emperyalist çakallar hiçbir zaman bizi bize bırakmazlar. Dün ne iseler bugün de aynılar. Ulu Hakan Abdülhamid Han ne doğru söylemiş. Diyor ki, “Bizler çadırlarımızı çakalların yolu üzerine kurmuşuz. Bizi hiçbir zaman rahat bırakmayacaklar…”
Ya tam bağımsız güçlü bir ülke olacağız veya son neferimizle savaşacağız. Ne Amerikasından ne de Rus moskofundan bize hayır gelmez, küfür tek millettir, hepsi ikili oynuyor.
İçimizde bazı aklı evveller var, hakikatleri bir türlü göremiyor, ne işimiz var Suriye’de diyorlar. Bu güruh Suruç’a bombalar düşerken, Reyhanlı patlatılırken nerede bu devlet nerede delikanlı Tayyip diye yırtınıyorlardı. Şimdi de ne işimiz var Suriye’de, Libya’da diyorlar. Güneydoğuyu korumanın yolu Suriye’den, Irak’tan geçer.
Doğu Akdeniz’i, Ege’yi korumanın yolu da Kıbrıs’tan, Libya’dan geçer. Bunları idrak edemiyorlar bir türlü. Eğer Türkiye, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtı yapmasaydı Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde bir Yahudi Kürdistan devleti kurulacaktı. Bu büyük oyunu bozduk. İkincisinde PKK, PYD, YPG’ye de büyük bir darbe indirdik. Üçüncü olarak da insanî olarak sivil halkı koruyup ihtiyaçlarını karşılıyoruz.
Şanlı kahraman koç yiğitlerimiz Mehmetçiklerimiz tüm dünyaya, tüm emperyalist güçleri karşı yine destan yazıyorlar. Zalimlere geçit vermiyor, hepsi birer ecdadı Fatihan olmuşlar. Söz konusu vatan olunca hepsi birer aslan nefer oldu. Şehitlerimiz Peygamber kucağına koştular. Zaman birlik, dirilik zamanıdır. Zaman ayrılık, gayrılık zamanı değildir. Türküyle, Kürdüyle, Alevisi, Sünnisiyle, sağcısı, solcusuyla, iktidarı, muhalefetiyle bir yumruk olup düşmanların tepesine binme zamanıdır. Tüm şehitlerimizin kanını yerde koymayalım. Artık eski Türkiye yok, karşımıza direkt olarak ne Amerikası, Avrupası ne de Rusu çıkamaz. Allah milletimizi, devletimizi korusun. Vatan, bayrak, din, namus için ölen tüm şehitlerimize Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabır versin, yaralılarımıza şifa ver Allahım.
Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
|