Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4911 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

YKY ?E?ME
Ali Erdal

  Sayı: 46 - Ekim / Aralık 2004

Toprak, susuzluktan çatlak dudaklara dönmüş... Kendisine ümit bağlayanlara karşı mahcup, dudaklarını ısırıyor...
Otlar, ince ve sarı boyunlarını bükmüş...


Yapraklar ve çiçekler, hep ötelere bakan güzel gözlerini yere indirmiş...
Çeşme, gözlerine mil çekilmiş bir devletli ıstırabı içinde... Etrafına su gibi aziz bir nimeti sunamamanın azabı ile kalın iki demir boru haline gelen gözleriyle, için için ağlıyor...


Havada yağmur öncesinin bunaltıcı sıcaklığı... Ve güneş, herkesi kamçılayarak gölgeye koşturuyor...
Bütün bunlara rağmen, bir adam, çeşmenin karşısına dikilmiş (Sahibülhayrat) yazısına bakıyor ve ağlıyor...
Adam çeşmenin iki yanındaki taş sekilerden birine oturdu. Dirsekleri dizinde, elleri yüzünde, çeşmeye nisbet yapar gibi, iki gözü iki çeşme!


Güneş, dağların ardına sarkarken bile, ateşten kamçılarını yeryüzünden çekmiyor.
Susuzluktan ve sıcaktan kavrulan tabiatı ancak beklenen rahmet kurtarabilir. Belki de bu rahmetin şuuruna erilmesi bekleniyor.


İşinden dönen bir köylü, terden sırılsıklam, yokuşu tırmanıyor. Bu havada yakındaki ağacın gölgesine sığınmayıp da güneşin alnında çeşmenin taşına oturmuş adama hayretle bakarak yaklaşıyor. Hayvanlarını ağca bağladıktan sonra, etrafla alâkasız yabancıya:


–Hoş geldin yabancı!
Yabancı başını kaldırdı, sesin geldiği yöne dalgın cevap verdi:
–Hoş bulduk!..
Köylü bu seste, insanı serinleten bir yakınlık buldu ve yaklaşıp kim olduğunu sorduktan sonra:
–Sormak ayıp olmasın ama bey, niçin ağlıyorsun? Söyle, belki yarana merhem olurum?..
Yabancı mendilli eliyle çeşmeyi işaret etti.
Köylü gözlerini silen yabancıya şaşkınlıkla:
–Koruyan bizim çeşmemiz... Susuz kalan biziz...   Yanan bizim toprağımız ve bizim ürünümüz... Ağlamak lâzımsa, bırak biz ağlayalım... Sen niye?
Elindeki mendili didikleyen yabancı, bir gurbet türküsü gibi hüzünlü:
–Benim memleketim, şu dağların ardında...
Güneşi yutan dağlara dalgın baktı. Köylü de sanki görüverecekmiş gibi bakışlarını aynı istikamete çevirdi. Yabancı buzlu bir şerbet ikram eder gibi konuşuyor:
–Bu çeşmenin aynısı, bizim memlekette de var... Tıpkısı!.. Tamamen... Hayrat sahipleri ayrı sadece... Yazısı, yapısı; hattâ iki çeşmenin kaderleri bile bir... Geçen yıl, sizin çeşme tamir edilmişti, İzine gittiğimde gördüm, bizimki de tamir edilmiş...
–Sizin çeşmenin de suyunun kesilmiş olabileceği için mi ağlıyorsun?..
–Hayır!..
–Eee?..
–Yabancı göğüs geçirdi:
–Anadolu'nun her noktası, birbiri ile bu derece rabıtalı... Ama biz bunun farkında değiliz. Bunu bilmeyince, bunun ne yüce bir nimet ve ne üstün bir güç olduğunun da farkında değiliz. Böyle giderse, varacak gibi de değiliz. Maddî ve manevî susuzluğumuz bunun için her an artıyor. Niye halimizin ve enerjimizin farkında değiliz?.. İşte bunun için...
Köylü, yeni tanıdığı yabancının yanına, çeşmenin diğer taşına oturdu. Koyulaşan sohbet... Ve ikisinin de iki gözü iki çeşme şimdi...
(Anadolu Deyince'den)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kardelen’in 35. toplantıs... - Sayı 124
Yolculuk... - Sayı 124
Annelerin zaferi... - Sayı 124
Her şey apaçık... - Sayı 123
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Yaşanan pişmanlık
Ürəyimin Əsdiyi
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Ana baş tacı olmalıdır
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15417584
 Bugün : 2068
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 651578
 Bugün : 42
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 90
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim