Hususilik Kürsü Kainatın Efendisi Sayı:
114 -
(Hususilik bahsi devam ediyor)
Hadîs meâli:
‒Ben kıyamette insanoğullarının efendisiyim!
Ebu Hureyre Hazretlerinden nakledilen bu hadîs Ebu Said’den şöyle nakledilmiştir:
‒Ben kıyamette insanların efendisiyim! Elimde hamd sancağı taşımaya memurum ve fahretmem!
Bu hadisten muradları, Allahın kendilerine ikramını bildirip nimetini dile getirmektir. Tâ ki, ümmetin kendilerine bağlılığı ona göre olsun… “Fahretmem!” buyurmaları da, her kudreti Allaha bağlamak ve nefslerini hakir görmek hikmetinden…
Yine faziletlerinden:
Günahlardan, önce ve sonra, topyekûn affedilmişlerdir. Kur’ân fermaniyle sabit hakikat…
Şeyh İzzettin ibn-i Abdüsselâm:
‒Allah Resulünün hususi faziletlerinden biri, Allahın mağfiretini kendilerine haber vermiş olmasıdır. Daha evvel hiçbir peygambere böyle bir haber verildiği duyulmamıştır.
İbn-i Kesîr’de, aynı âyetin tefsirinde bu türlü mağfiret haberinin yalnız Allah Resulüne mahsus olduğunu ve bu mevzuda hiçbir peygamberin kendilerine ortak olmadığını kaydeder.
Hadîs âlimlerinden birçoğu İbn-i Abbas Hazretlerinden rivayetle, “Allah, âlemlere rahmet olarak yarattığı Sevgilisini sema ehli (melekler) bütün nebîlere üstün tutmuştur.” hükmü üzerinde…
Hadîs âlimine sordular:
‒Sema ehline üstünlüğü nereden gelir?
Dedi:
‒Melekler hakkında Allah, tevhidden uzaklaşacak olsalar cehenneme düşerler, buyurdular. Sevgilisi için de O’na fetih verildiğini ve geçmiş, gelecek bütün günahlarının affedildiğini bildirdi.
Sordular:
‒Ya öbür peygamberlerden üstünlüğü?
Dedi:
‒Allah O’nun topyekûn insan ve cinlere ve bütün kavimlere gönderildiğini ferman eyledi.
Yani öbür peygamberler yalnız belli başlı zamanlarda ve belli başlı kavimlere gönderilmişken Allah Resulü, ebediyet kaydiyle bütün insanlığa gönderilmiştir.
Yine hususiyetlerinden:
Kendi şeytanını Müslüman etmişlerdir.
Yanlışlık ve unutkanlık yanlarına uğramamıştır.
İsimleriyle, Allah üzerine yemin caizdir de, öbür nebîler ve evliya adıyla caiz değildir.
Kendilerinden sonra, temiz ve mübarek zevcelerinin başkalarına nikâhı haramdır. Allah, Sevgilisinin zevceleri için “mü’minlerin anneleri” demiştir. Onlara nazar edilemez, tenhada beraberce oturulamaz, nafaka ve mirasta annelik ve evlâttlık hakkı diye bir şey düşünülemez.
Zevceleri mü’minlerin anneleri olan Allah Resulünün kızları aynı ölçüye tâbi değildir. Bunlar, mü’minlerin kız kardeşleri sayılmaz. Onlar nikâh hükmünün yasağı içinde değillerdir. Şu kadar ki, peygamber kızını almak gibi bir şerefe nail olan, onun üzerine ikinci kere evlenemez. Hazret-i Ali’ye kız vermek isteyenlere, Allahın Resulü izin vermemişler ve Ali’nin Hazret-i Fatıma’yı boşamadıkça başka kız veya kadın alamayacağını bildirmişlerdir.
Allah Resulünün namaz kıldıkları yerde, kıble tartışması yapmamak, o istikameti tahkike girişmemek, peygamberin özellikleri cümlesindendir ve bunları yapmak haramdır. (teslimiyet sırrı bakımından çok ince…)
Hususiyetler cümlesinden biri de şudur ki, bir kimse rüyasında O’nu görse, gördüğü bizzat Allahın Resulüdür ve şeytan O’nun şekline bürünebilmek imkânından mahrumdur. Her kılığa girebilmek imkânına mâlik olan şeytandan Allah Resulünün şekillerine bürünmek iktidarı selbolunmuştur. Allahın Resulüne malum sıfatlarıyla rüyada gören kimse, O’nu hakikatiyle görmüştür. Başka sıfatlarla gören de, misaliyle müşahade etmiştir.
Rüyada Allah Resulünün hallerinde görülen değişiklikler, görenin haline delalet eder. Allah Resülünü ihtiyarlık halinde görmek, sulh alametidir. Yiğit şeklinde görmek cenge delalettir. Güzel görmek, görenin imanındaki güzelliğe, uzuvlarından birini eksik görmekse yine görenin dinindeki noksanlığa işarettir. Demek ki, Allahın Resulünden işitilecek sözler de aynı ölçüye bağlığıdır. Sünnete tatbik edilince uygun düşen her söz haktır; uygun düşmezse suç o söze muhatap olana aittir.
|