Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     972 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Adâlet mülkün temeldir
Site Editörü

  Sayı: 118 -

Devlet kelimesinin kökeninin talih, baht olduğunu öğrendiğimde şaşırmadım desem yalan olur. Evet, “başına devlet kuşu konmak” deyimini biliyordum ama buradaki devleti çok büyük bir otorite, devlet kuşunu da bu otoriteden gelen karşılıksız nimet olarak düşünmüştüm, meğerse devlet kuşu ile talih kuşu aynı anlamdalarmış.

Konumuz olan devlet ile talih arasında nasıl bir bağ var, zaman içinde baht, talih, zenginlik nasıl devlet kelimesine evrildi acaba? Muhtemelen iktidar ile zenginlik, saadet, nimet kavramları ortak kullanılmaya başlayınca devlet kelimesi, hüküm sahibi olma ile benzer bir anlama yaklaştı, o yüzden hüküm sahiplerine “devletlûm” yani nimet sahibi, mülk sahibi diye hitap edildi. Bu seslenişte hem övme hem de nimeti hatırlatma yok mu, sizce de?

Kelimenin tanımına geldiğimizde ise farklı tanımlarla karşılaşıyoruz. Bunlar arasında bendenizin en beğendiğim tanım şu oldu: “Devlet, milletin hukuki şahsiyet kazanmış şeklidir.” Ne kadar güzel bir tanımlama. Bu tanımda iki kelime karşımıza çıkıyor; “millet” ve “hukuk”.

Sadece bu tanım bile bir devlet için olmazsa olmazın “adalet” olduğunu anlamamıza yeter. Senet açısından tartışmalı olduğunu kayıt altına alarak, Efendimiz’in “adil bir hükümdar zamanında doğdum” buyurduğu hükümdarın adaleti ile namı günümüze kadar gelmiş Nûşirevan olduğunu hatırlayalım. Efendimiz mübarek sözlerinde takvası veya âbidliği ile nam salmış bir hükümdarı söylemiyor, aksine ateşperest olduğu bilinen bir hükümdarın adaletli olmasını övüyor.

Her konuda olduğu gibi adalet konusunda da Efendimiz’in en kâmil insan olduğunu anlamaya Müslim’de geçen şu hadis-i şerifleri yeter: “Sizden öncekiler, ileri gelenlerden biri hırsızlık yaptığı zaman onu cezâlandırmadıkları, zayıf biri hırsızlık yaptığı zaman ise ona hemen had tatbik ettikleri için helak oldular. Bana gelince, nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, şayet Muhammed’in kızı Fâtıma hırsızlık yapsaydı muhakkak elini keserdim.” Bugün hangi babayiğit yönetici bu cümleyi kurabilir?

Teşbihte hata olmasın, devleti bir siteye benzetebiliriz. Site sakinleri yönetimden asansörlerin sağlıklı çalışmasını, sorun çıktığında zamanında tamir edilmesini, çevre temizliğinin yapılmasını, aidat ve ödemelerin doğru şekilde yönetilmesini ve bunun gibi işleri yapmasını beklerler. Yönetim de sakinlerden aidatlarını zamanında ödemelerini, site kurallarına uymalarını bekler. Devlette de benzer bir durum vardır, vatandaş olarak devletten adaletli bir yönetim ile sorunların çözümü, dış saldırılardan korunma, barınma, yol, sağlık gibi ihtiyaçların karşılanması beklenir. Devlet de vatandaşından bu düzeni korumak için gerekli kurallara uymasını, vergilerini ödemesini bekler. Yönetim şekli değişse de karşılıklı temel beklentiler bunlardır.

Bugün yaşadığımız sorunların sebebi bu asıllardaki eksikliklerdir. Adalette çok eksiğimiz var, devletin kuralları caydırıcı değil. Millet tarafında, kurallara uymama meyli olanların sayısı hiç az değil, vergi ödemeleri ne kadar adaletli, tartışılır. Örneğin İstanbul’da yaşayan biri olarak bendenizin devletten bir beklentisi yollarda adaletin sağlanmasıdır, yolda adalet nasıl mı olur, yüzlerce araç şeritlerinde trafikte beklerken emniyet şeridinden geçen araçlar için önlem alınmazsa yolda adalet sağlanmamış olur. Bu şekilde davrananlara caydırıcı ceza verilmezse, böyle ihlallerin yapıldığı yerlere trafik polisleri yerleştirilmezse kurallara uyanlara zulüm yapılmış olur. Konumuz devlet, trafik cezası küçük bir mesele demeyelim, kemal teferruattadır, devletin kemâli de küçük, büyük bu teferruatlarda ortaya çıkar.

Bugün öğretmen atamalarında mülâkat şartının olması tartışılıyor, mülâkat olması adayın öğretmenlik meziyetlerinin bilen biri tarafından kontrol edilmesi açısından kulağa oldukça mantıklı geliyor ancak bu kadar itiraz olmasının nedeni devletin bu mülâkatları adaletli yapmayacağının düşünülmesindendir.

Bugün en büyük sorunumuz bu örnekte belirtilen, adaletin sağlanamayacağı konusundaki devlete olan güvensizliktir. Bu sorun çözüldüğünde diğer sorunlarımız da düğüm çözülür gibi çözülecektir.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Hayatın merkezi anneler... - Sayı 124
Zor sınavımız mülteci mes... - Sayı 123
Tevhid yoksa huzur da yok... - Sayı 122
Anlam peşinde... - Sayı 121
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Milli Eğitim Bakanlığı’nın anketine göre, gençlerin %61’i kitap okuyormuş.
Hayret! Ya gizli gizli okuyorlar, ya büyüklerinden ders almamışlar ve gizli gizli okuyorlar.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Hayatın merkezi anneler
Annelerin zaferi
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15748770
 Bugün : 3229
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 657255
 Bugün : 13
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 62
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim