Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     691 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Adâlet mülkün temeldir
Site Editörü

  Sayı: 118 -

Devlet kelimesinin kökeninin talih, baht olduğunu öğrendiğimde şaşırmadım desem yalan olur. Evet, “başına devlet kuşu konmak” deyimini biliyordum ama buradaki devleti çok büyük bir otorite, devlet kuşunu da bu otoriteden gelen karşılıksız nimet olarak düşünmüştüm, meğerse devlet kuşu ile talih kuşu aynı anlamdalarmış.

Konumuz olan devlet ile talih arasında nasıl bir bağ var, zaman içinde baht, talih, zenginlik nasıl devlet kelimesine evrildi acaba? Muhtemelen iktidar ile zenginlik, saadet, nimet kavramları ortak kullanılmaya başlayınca devlet kelimesi, hüküm sahibi olma ile benzer bir anlama yaklaştı, o yüzden hüküm sahiplerine “devletlûm” yani nimet sahibi, mülk sahibi diye hitap edildi. Bu seslenişte hem övme hem de nimeti hatırlatma yok mu, sizce de?

Kelimenin tanımına geldiğimizde ise farklı tanımlarla karşılaşıyoruz. Bunlar arasında bendenizin en beğendiğim tanım şu oldu: “Devlet, milletin hukuki şahsiyet kazanmış şeklidir.” Ne kadar güzel bir tanımlama. Bu tanımda iki kelime karşımıza çıkıyor; “millet” ve “hukuk”.

Sadece bu tanım bile bir devlet için olmazsa olmazın “adalet” olduğunu anlamamıza yeter. Senet açısından tartışmalı olduğunu kayıt altına alarak, Efendimiz’in “adil bir hükümdar zamanında doğdum” buyurduğu hükümdarın adaleti ile namı günümüze kadar gelmiş Nûşirevan olduğunu hatırlayalım. Efendimiz mübarek sözlerinde takvası veya âbidliği ile nam salmış bir hükümdarı söylemiyor, aksine ateşperest olduğu bilinen bir hükümdarın adaletli olmasını övüyor.

Her konuda olduğu gibi adalet konusunda da Efendimiz’in en kâmil insan olduğunu anlamaya Müslim’de geçen şu hadis-i şerifleri yeter: “Sizden öncekiler, ileri gelenlerden biri hırsızlık yaptığı zaman onu cezâlandırmadıkları, zayıf biri hırsızlık yaptığı zaman ise ona hemen had tatbik ettikleri için helak oldular. Bana gelince, nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, şayet Muhammed’in kızı Fâtıma hırsızlık yapsaydı muhakkak elini keserdim.” Bugün hangi babayiğit yönetici bu cümleyi kurabilir?

Teşbihte hata olmasın, devleti bir siteye benzetebiliriz. Site sakinleri yönetimden asansörlerin sağlıklı çalışmasını, sorun çıktığında zamanında tamir edilmesini, çevre temizliğinin yapılmasını, aidat ve ödemelerin doğru şekilde yönetilmesini ve bunun gibi işleri yapmasını beklerler. Yönetim de sakinlerden aidatlarını zamanında ödemelerini, site kurallarına uymalarını bekler. Devlette de benzer bir durum vardır, vatandaş olarak devletten adaletli bir yönetim ile sorunların çözümü, dış saldırılardan korunma, barınma, yol, sağlık gibi ihtiyaçların karşılanması beklenir. Devlet de vatandaşından bu düzeni korumak için gerekli kurallara uymasını, vergilerini ödemesini bekler. Yönetim şekli değişse de karşılıklı temel beklentiler bunlardır.

Bugün yaşadığımız sorunların sebebi bu asıllardaki eksikliklerdir. Adalette çok eksiğimiz var, devletin kuralları caydırıcı değil. Millet tarafında, kurallara uymama meyli olanların sayısı hiç az değil, vergi ödemeleri ne kadar adaletli, tartışılır. Örneğin İstanbul’da yaşayan biri olarak bendenizin devletten bir beklentisi yollarda adaletin sağlanmasıdır, yolda adalet nasıl mı olur, yüzlerce araç şeritlerinde trafikte beklerken emniyet şeridinden geçen araçlar için önlem alınmazsa yolda adalet sağlanmamış olur. Bu şekilde davrananlara caydırıcı ceza verilmezse, böyle ihlallerin yapıldığı yerlere trafik polisleri yerleştirilmezse kurallara uyanlara zulüm yapılmış olur. Konumuz devlet, trafik cezası küçük bir mesele demeyelim, kemal teferruattadır, devletin kemâli de küçük, büyük bu teferruatlarda ortaya çıkar.

Bugün öğretmen atamalarında mülâkat şartının olması tartışılıyor, mülâkat olması adayın öğretmenlik meziyetlerinin bilen biri tarafından kontrol edilmesi açısından kulağa oldukça mantıklı geliyor ancak bu kadar itiraz olmasının nedeni devletin bu mülâkatları adaletli yapmayacağının düşünülmesindendir.

Bugün en büyük sorunumuz bu örnekte belirtilen, adaletin sağlanamayacağı konusundaki devlete olan güvensizliktir. Bu sorun çözüldüğünde diğer sorunlarımız da düğüm çözülür gibi çözülecektir.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Zor zamanların cesur sesi... - Sayı 120
Sosyal medyanın gücü... - Sayı 119
Adâlet mülkün temeldir... - Sayı 118
Müzik, kültür kimliği olu... - Sayı 117
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (121):
Türk masal ve destanları...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


Kim demiş okumuyoruz diye?
*Sevmediklerimizin, televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında canına okuyoruz!
*Trafik kazalarında ölenler ve PKK canilerinin katlettikleri için rahmet okuyoruz!
*Törenlerde nutuk okuyoruz!
*Kim ne derse desin, bildiğimizi okuyoruz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Kardelenden haberler
Ayağa kalk Sakarya
İslâm’ı yenilemek
Hem şahin, hem güvercin-1
Bir çiçek


Ali Erdal - Ademe mahkûmiyetten ...
Ali Erdal - Hem şahin, hem güver...
Ali Erdal - Hem şahin, hem güver...
Kadir Bayrak - Hesaplaşma zamanı
Necip Fazıl Kısakürek - İslâm’ı yenilemek
Necip Fazıl Kısakürek - Benim halim
Bedran Yoldaş - Nice sahipsiz yüzler...
Ekrem Yılmaz - RÖPORTAJ - ŞEYMA KIS...
Ekrem Yılmaz - Üstad ile
Ekrem Yılmaz - Sessiz geliş
Ekrem Yılmaz - Dağların ardı
Fatma Pekşen - Pehlivan dayının elm...
Ahmet Mahir Pekşen - Şiirimde Necip Fazıl...
Dergi Editörü - Ektik ektik yetişece...
Site Editörü - Zor zamanların cesur...
Necdet Uçak - Torunuma
Necdet Uçak - Gel temiz tut
Necdet Uçak - Necip Fazıl Kısaküre...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gazzeli kelebekler
M. Nihat Malkoç - KELİME HARCIYLA SÖZ ...
Zaimoğlu - Birinin yerini doldu...
Zaimoğlu - Üstad Necip Fazıl et...
Zaimoğlu - Seni bilsinler
Ayhan Aslan - Maya
Ayhan Aslan - Erzak
Mehmet Balcı - Deli Ozan
Mehmet Balcı - Artist Efendi
Av. Mustafa Büyükgüner - Necip Fazıl’ı anlatm...
Muhsin Hamdi Alkış - Ne Fa Ka, bedenini a...
Halis Arlıoğlu - Gabar’da petrol mü ç...
Muzaffer Doğan - Büyük Doğu, Necip Fa...
Murat Yaramaz - Kuzgun
Murat Yaramaz - Cephe
Murat Yaramaz - Öyle mi
Mahmut Topbaşlı - Gerçeğin özü
Melih Aydoğ - İdrak
Muammer Zeki Aygur - -dan
İlkay Coşkun - Ayağa kalk Sakarya
Tuba Kanlıkama - Asr-ı Saadet’in hanı...
Özkan Aydoğan - Bir çiçek
Heybet Akdoğan - Lina
Emine Öztürk - Kuşlar
Mustafa Makas - Üstad
Hüma Sunguroğlu - Mesut teselli
Abdullah Doğulu - İcazetsizler ve cemi...
Bekir Oğuzbaşaran - Abdülhakîm Arvâsî (k...
Kâzım Albayrak - Necip Fazıl’ın hadis...
Murat Ertaş - Bir artist karakter,...
Ahmet Sezgin - Kaldırımlar, Çile, S...
Bülent Acun - 40 maddede bendeki Ü...
Zekeriya Yılmaz - Türkçe çağlayan ırma...
İlyas Subaşı - İfade ve hızını düşm...
Orhan Oyanık - Yüreğime sor
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13911685
 Bugün : 921
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 616694
 Bugün : 18
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 55
 120. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 29 Mayıs 2024
Künye | Abonelik | İletişim