Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     573 kez okundu.     3 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Türkiye’nin manzarası
Ekrem Yılmaz

  Sayı: 118 -

-I-

50inci yılında TÜRKİYENİN MANZARASI isimli Üstad Necip FAZIL’ın eserinden ilham ile bu başlığı atıyorum. Cumhuriyetin 50. yılını bir kitap ile muhasebeleştirmiş Üstad. Bizim de kitap yazabilmemiz lâzımdı. Lâkin biz 100. yılda söyleyeceklerimizi ancak bir yazı içinde toplayabiliyoruz. Onu da becerebilirsek.

100üncü yılda manzaraya, içler acısı tabiri çok yetersiz kalır. Ağlanası halimize hangi acıklı ve acınası halin tasviri olarak hangi kavramı bulmalı veya nasıl bir terminoloji icat etmeliyim bilemiyorum, bulamıyorum. Birilerinin beklentisi ve Lozan’da verilen sözlerin neticesi olarak aslında çoktan tükenmeliydi bu millet!

Alfabesi değiştirilmiş, hilâfeti kaldırılmış, kültürü, dili, müziği katledilmiş; kadını soyulmuş, takvimi silinmiş; tarihi düzmece, eğitimi kandırmaca şeklinde vardığımız yer tükenmek, silinmek olmalıydı zanlarınca... Halâ bitmedik, tükenmedik amma içinde bulunduğumuz duruma sevinemiyoruz.

Neyimizle sevineceğiz?

Eğitim seviyemizle mi?

Kültür erozyonumuzla mı?

Ekonomik perişanlığımızla mı?

Adaleti sağlayamayan ithal karma hukuk sistem ile mi?

Teknolojide halâ Batının pazarı olmaya devam edişimizle mi?

Fikrî fakirliğimiz,

Siyasî züğürtlüğümüzle mi?

Dinî hassasiyet kaybı ve ahlâkî düşüklüğümüzle mi?

Tarımda kendine yetmezliğimizle mi?

Basında millî kimlikten mahrumluk;

Particilikte öksüz ve yetimliğimizle mi?

Üniversitelerin bilgi üretmek yerine, bozgunculuk fideliği faaliyetleriyle mi?

Dinî fakültelerin dinin temelini dinamitleyen adamları parlatmasıyla mı?

Paramızın pul, enflasyonun canavar haline gelmesiyle mi?

Kaybedilmiş kadın, yok edilmiş ailemizle mi?

Bir Türk şehir modeli oluşturamamak ve köyü buharlaştırmakla mı?

Sanat, edebiyat züğürtlüğümüzle mi;

Ve kahramansız bir yığın haline gelişimiz ile mi

SEVİNELİM?

Allah aşkına, Müslüman-Türkün ıstırabını çeken çilekeşe ne zaman gün doğacak, gözünden dinmez yaşını kim silecek?

 

-II-

 

Buna karşın hiç mi müspet gelişme olmadı bu yüzyılda?

Oldu. Meselâ:

Halâ nefes alabiliyor ve ayakta isek...

Kardelen ve benzerlerini çıkaran kadrolar var ve dilleri dönebiliyorsa...

Başörtüsü sorunu çözüldü diyebiliyorsak. (!)

Yıkıcı darbe 15 Temmuz kalkışmasına haddi bildirilebildiyse...

Yerlilik ve millîlik diye sözler edilebiliyorsa...

Yerli tank, helikopter, uçak, iha-siha, oto ve füzeler yolları ve gökleri süslüyorsa...

Yollar iki ve daha çok şeritli olarak vatanı sarmışsa...

Her şeye rağmen bu millet chp’ye iktidar yüzü göstermiyorsa...

Siyaset ve bürokraside millete benzeyen, Türkün Ruh Kökünden beslenen fertleri muktedirsiz olarak da olsa iktidarda görebiliyorsak...

SEVİNEBİLİR MİYİZ?

Böyle müspet gelişmelerin başladığı 1950 li yıllarda Üstad, başvekil Menderes’e:

-Güzel, bu yolları yapıyorsun da; kim geçsin diye yapıyorsun?

Diye sormuş.

Millî kimliğe sahip nesil yüzüncü yılda nerede? O yollardan geçmesini arzu ettiğimiz nesillerin yetişmesi için adım atılmış değil. Son yirmi yıldır millî ve yerli olduğunu iddia eden hükümet edicilerimize rağmen!

 

-III-

 

Bu mevzuda halimizi anlatan nice kavram, deyim ve tamlamalar bulundu, icat edildi:

Tersine devlet ehramı...

Tersinden tecelli...

Ya devlet başa, ya kuzgun leşe... gibi.

Ve bu başlıklar altında neler anlatıldı neler, dönüp dönüp okuyup dertlenelim, çare arayalım diye...

50.YILINDA TÜRKİYENİN MANZARASI’nda zikredilenlerden bir kaç örnek aktaralım ki, 100.yıla bir isim bulmamıza yardımcı olsun. 1973’te denmiş ki:

”Ahlâk sukûtumuzun derecesi üstünde ölçü şudur ki, (Sodom Gomore)si, (Roma)sı, (Bizans)ıyla tarihte en korkunç inkırazları kaydeden menfi ahlâk örnekleri, bizim bugünkü halimize göre güllük gülistanlıktır.”

Dehşet!

”Eğer bu gidiş devam ederse 50 yıl sonra ruh ve ahlâk diye bir mefhum da kalmayacak, ahlâktan dem vurmak, azgınlık mevsimlerinde köpeklere alenen çiftleşmenin ayıbını ihtar etmek gibi bir abes olacaktır. Bugün bile aşağı yukarı, o hâl başlamış değil midir?”

Dehşet, dehşet!

”Cinsî ahlâkla beraber siyasî, idarî, fikrî, ilmî, ticarî ve hukukî ahlâk da yuvarlanışın son kertesinde...”

...

”İşte şu anda biz, asırlarca İslâm’ın kılıcını ve tahtını temsil etmiş tarihimiz önünde yürekler acısı vaziyetimizle, en büyük mucize çapında bu ters tecellinin mihraklaştığı bir ülke manzarası arz ediyor ve başımıza ne geldiyse sadece o nuru kaybetmekten geldiği hikmetini yaşatıyoruz.”

Ve beklenen kahramana sesleniyor:

”Seni bekliyoruz! Ve mutlaka bekliyoruz ki, ya sen geleceksin, ya bu memleket gidecektir!”

Bir türlü gelemedik! Ve biz hâlâ beklemedeyiz. Bugün halimizin adını kim koyacak?

Anlayan ve üstüne alınan olacaksa:

”Genç adam at yorganı sana haram uyuman!”

Ey Rabbimiz bir çıkış yolu yarat Müslüman Türk’e lûtfunla!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen :     04.12.2023
Yorum : Teşekkür ederim değerli gönüldaşım. İlgin bizi sevindiriyor Faruk...




Ekleyen : Faruk Aktı    27.11.2023
Yorum : Kalemine yüreğine sağlık kadim arkadaşım.




Ekleyen : Faruk Aktı    27.11.2023
Yorum : Kalemine yüreğine sağlık kadim arkadaşım.





 
Al beni... - Sayı 122
Bizden gibi görünen... - Sayı 122
Kürtlerin PKK ile imtihan... - Sayı 121
Yapamıyorsan hayal et!... - Sayı 121
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Kim demiş okumuyoruz diye?
*Sevmediklerimizin, televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında canına okuyoruz!
*Trafik kazalarında ölenler ve PKK canilerinin katlettikleri için rahmet okuyoruz!
*Törenlerde nutuk okuyoruz!
*Kim ne derse desin, bildiğimizi okuyoruz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
Öz musikimizin piri: Mustafa Itrî Efendi
Tevhid yoksa huzur da yok
Gülerek günah işleyen ağlayarak cehennem
İranın neye ihtiyacı var?


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14503034
 Bugün : 3187
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 628836
 Bugün : 49
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 60
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim