Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     405 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Herkes tarafından sevil(me)mek
M. Nihat Malkoç

  Sayı: 118 -

İnsanoğlu, insana yaraşır davranışlar gösterdikten sonra herkes tarafından sevilip sevilmemeyi kendisine dert edinmemelidir. Zira bize düşen görev, doğruları gözetmek ve bizzat yapmaktır. Herkes tarafından sevilmek haddizatında çok da benimsenen ve arzulanan bir durum olmamalıdır.  Çünkü bir insan herkes tarafından sevilmez. Kanaatim odur ki kişi herkes tarafından seviliyorsa ortada bir kaypaklık ve ikiyüzlülük problemi vardır.

Kişi evvelâ ve bilhassa kendi olmalıdır. Bu kendiliğini, sahip olduğu maddî ve manevî değerlerle beslemelidir. Siz belli değerler çerçevesinde kendiniz olursanız sizin gibi düşünmeyenler tarafından sevilmeyecek, hattâ yadırganacaksınız. Bunda üzülecek, kahrolacak bir durum yoktur. Bu aslında eşyanın tabiatındandır. Bunu böyle okumak gerekir.

Hayat asla bir oyun değildir. Kanlı ve canlıdır; onun için de hayatın provası yoktur. İyi veya kötü bir dairede yaşanır ve biter. İnsanoğlu bu dünyaya Rabbine kulluk etmek için gönderilmiştir. Hayatı bir oyun olarak görmek bize dünyaya gönderiliş gayemizi unutturur, gaflete dalmamıza neden olur. Bunun neticesi ise, maazallah, kaybedenlerden olmaktır.

Biz insanlar her gün yeni şeyler yaşıyor ve yepyeni hatıralar biriktiriyoruz. Bunlar tıpkı bilgisayarlardaki gibi hayatın geri dönüşüm kutusuna atılıyor. Bazen geri dönüşüm kutusuna attığımız yaşantılar geçici de olsa çağrışımlar yoluyla geri getirilebiliyor. Fakat bu muhayyel çağrışımları uzun müddet yeniden yaşamak ve yaşatmak mümkün değildir.

Herkes tarafından sevilmemek, ekseriyetle kişinin iyi veya kötü, öyle veya böyle bir duruşunun ve şahsî fikrinin olduğunu gösterir. Duruş sahibi olmak, saygı duyulmaya değerdir. Hele de duruşunuz hak ve hakikat ölçülerindeyse bu, her halükârda takdire şayandır.

Belli bir duruş ve değer sahibi insanlar, kondukları kabın şeklini alan insanlar değildir. Onlar sınırlı kaplara ve kalıplara asla sığmazlar; aksine özgüven sahibi oldukları için kalıpların şeklini zorlarlar. Onların düşünceleri sözde değil, özdedir. Onun içindir ki sözleriyle davranışları uyumludur. Onların düşünceleri, duruş ve istikametlerini belirler.

Duruş sahibi olmak zor olsa da bir o kadar da keyiflidir, ruhu tatmin edicidir. Bu tarz insanlar zamana ve mekâna göre göreceli hareket etmezler. Kaybetseler de bu onların hakikat karşısındaki duruşlarını ve tutarlılıklarını değiştirmez. Vazgeçilmesi gereken yerde vazgeçmeyi, dört elle sarılması gereken yerde de sarılmayı bilirler. Onlar için dış etkenler değil, değerler belirleyici olur. Onlar inandıkları gibi hareket ettikleri için ruhen mutmain olurlar. Ruhları çelişkilerden ve gelgitlerden azade olur. Kendileriyle de barışık olurlar.

Herkes tarafından sevilmek için özel bir gayret sarf edenler; kendileri gibi yaşamıyor, başkalarına beğenilmek için yaşıyor demektir. Bu da hayatı sıkıcı kılan, hattâ zindan eden zor bir durumdur. Böyle bir kişinin söz ve eylemlerinde samimi olması beklenemez.

Hayat bir proje değildir, doğal akışında yaşanılması gereken bir süreçtir. Onun içindir ki neticede zarar etsek de inanç ve değerlerimizden taviz vermemeliyiz. Duruma ve muhataba göre davranış geliştirmemeliyiz. Pergel değil, pergelin sabitlendiği odak noktası olmayız.

Herkes tarafından sevilmek, hayatımızdaki bir hedef ve gaye olmamalıdır. Öte yandan herkesi sevmek zorunda da değiliz. Kişinin; değer yargılarına ve yaşantısına uymayanları sevmemek, onlardan uzak durmak gibi bir hakkı vardır, olmalıdır da. Fakat sevmemek, sevmediğinden nefret etmek anlamına gelmez. Nefret etmek, sevmemenin çok ötesinde ruhen arızalı bir durumdur. Bazı kişileri veya daha genel anlamda söylemek gerekirse bazı şeyleri sevmemek bizi rahatlatsa da, onlardan nefret etmek bizi yorar. Zira nefret etmek ruhun tabiatına aykırıdır. Zira samimiyetten ve muhabbetten beslenen ruh, insanî olana meyillidir.

Geniş kitleler tarafından beğenilmek, aferin almak ve sevilmek için çırpınanlar çelişkilerin girdabında özlerini ve özgürlüklerini kaybederler; sonuçta oradan oraya savrulurlar. Zamanın ruhuna uyma gayretiyle kendi ruhlarını yitirerek bir nevi ruhsuzlaşırlar. Bunun acı yansımalarını sosyal medya platformlarında her geçen gün daha çok görüyoruz.

 


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
KELİME HARCIYLA SÖZ ABİDE... - Sayı 120
Gazzeli kelebekler... - Sayı 120
Gazze günlüğü... - Sayı 119
Soykırım, Antisemitizm ve... - Sayı 119
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (121):
Türk masal ve destanları...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


*Eskiden Allah için verilen selam, artık “rüşvet deyü” veriliyor.
*İnsanlığın ölçüsü olan selamlaşmak, kaybolalı beri, çevrede insan görmek zorlaştı.
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Kardelenden haberler
Ayağa kalk Sakarya
İslâm’ı yenilemek
Hem şahin, hem güvercin-1
Bir çiçek


Ali Erdal - Ademe mahkûmiyetten ...
Ali Erdal - Hem şahin, hem güver...
Ali Erdal - Hem şahin, hem güver...
Kadir Bayrak - Hesaplaşma zamanı
Necip Fazıl Kısakürek - İslâm’ı yenilemek
Necip Fazıl Kısakürek - Benim halim
Bedran Yoldaş - Nice sahipsiz yüzler...
Ekrem Yılmaz - RÖPORTAJ - ŞEYMA KIS...
Ekrem Yılmaz - Üstad ile
Ekrem Yılmaz - Sessiz geliş
Ekrem Yılmaz - Dağların ardı
Fatma Pekşen - Pehlivan dayının elm...
Ahmet Mahir Pekşen - Şiirimde Necip Fazıl...
Dergi Editörü - Ektik ektik yetişece...
Site Editörü - Zor zamanların cesur...
Necdet Uçak - Torunuma
Necdet Uçak - Gel temiz tut
Necdet Uçak - Necip Fazıl Kısaküre...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gazzeli kelebekler
M. Nihat Malkoç - KELİME HARCIYLA SÖZ ...
Zaimoğlu - Birinin yerini doldu...
Zaimoğlu - Üstad Necip Fazıl et...
Zaimoğlu - Seni bilsinler
Ayhan Aslan - Maya
Ayhan Aslan - Erzak
Mehmet Balcı - Deli Ozan
Mehmet Balcı - Artist Efendi
Av. Mustafa Büyükgüner - Necip Fazıl’ı anlatm...
Muhsin Hamdi Alkış - Ne Fa Ka, bedenini a...
Halis Arlıoğlu - Gabar’da petrol mü ç...
Muzaffer Doğan - Büyük Doğu, Necip Fa...
Murat Yaramaz - Kuzgun
Murat Yaramaz - Cephe
Murat Yaramaz - Öyle mi
Mahmut Topbaşlı - Gerçeğin özü
Melih Aydoğ - İdrak
Muammer Zeki Aygur - -dan
İlkay Coşkun - Ayağa kalk Sakarya
Tuba Kanlıkama - Asr-ı Saadet’in hanı...
Özkan Aydoğan - Bir çiçek
Heybet Akdoğan - Lina
Emine Öztürk - Kuşlar
Mustafa Makas - Üstad
Hüma Sunguroğlu - Mesut teselli
Abdullah Doğulu - İcazetsizler ve cemi...
Bekir Oğuzbaşaran - Abdülhakîm Arvâsî (k...
Kâzım Albayrak - Necip Fazıl’ın hadis...
Murat Ertaş - Bir artist karakter,...
Ahmet Sezgin - Kaldırımlar, Çile, S...
Bülent Acun - 40 maddede bendeki Ü...
Zekeriya Yılmaz - Türkçe çağlayan ırma...
İlyas Subaşı - İfade ve hızını düşm...
Orhan Oyanık - Yüreğime sor
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13912633
 Bugün : 1869
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 616853
 Bugün : 176
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 55
 120. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 29 Mayıs 2024
Künye | Abonelik | İletişim