Üstün fikir Dergi Editörü Sayı:
119 -
Ancak filmlerde olacağını zannettiğimiz bir kahramanlık hikâyesi, gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Ölümü öldüren insanların destanı yazılıyor. Tıpkı Çanakkale’de az sonra erişecekleri şehitlik mertebesi için kendi cenaze namazlarını kılan kahramanlar gibi… Gazzeli çocuklar “şehitçilik oyunu” oynuyorlar, çok değil daha yüzyıl önce 15’lilere türkü yakan milletin evlâtları için bu oyunda ne mânâlar gizli…
Yıllarca bu satırlardan, eğer bir kurtuluş, bir zafer nasip olacaksa –muhakkak olacak- bunun ancak üstün fikre ittiba ile mümkün olacağını ifadeye gayret ettik.
Üstün fikirden kastımız Hak’kın emrinde ve Hak’ka ulaştıracak tefekkür neticesinde ulaşılacak seviye… Allah Resulü’nün temsil ettiği ufuk çizgisine doğru hamle… Aksiyon, bu seviyeye ulaşınca, bu seviyeden sonra… Saman alevi gibi geçici, fikirden yoksun aksiyonun bir karşılığı, neticesi olmadığını defalarca tecrübe ettik…
Anlaşılan o ki bugün Filistin üzerinden Allah, İslâm’ı hakkıyla temsil edecek yeni bir nesil inşa ediyor. Dâvânın fikirde ve fikirle kazanılacağını idrak eden bir nesil.
Filistinliler, bu süreçte ulaştıkları şehitlik mertebesiyle fitili ateşleyen kıvılcım oldular, ne mutlu onlara. Bir insanı yaşatan bütün bir insanlığı yaşatmış, bir insanı kurtaran bütün bir insanlığı kurtarmış olur müjdesine erdiler. Düşünsenize, onlar vesilesiyle iman nimetine kavuşan insanların bütün hayırlarından onlara da düşecek hisseyi. Ne büyük nimet…
İslâm’ı ancak terörle anan bir medeniyetin çocukları, Batı medeniyetinin evlâtları, başlarındaki kukla idarelere, esir medyalarına rağmen Gazze’de olup bitenleri, zulmün karşısındaki izzetli tavrı görünce önyargılarını sorgulamaya hattâ bir bir yıkmaya başladılar. Gözyaşları içinde zulmü lânetleyen, ilk kez duydukları âyetler karşısında duygularına hâkim olamayan nice Batılı iman ile şereflendi.
Kıta Avrupasında kitleler, Gazze için şehirlerinin meydanlarına aktı, sokaklar, caddeler insan seliyle doldu taştı. Koca stadı Filistin bayraklarıyla donatan Celtic taraftarına, dedesinin gözlerinden öptüğü şehit Rim’in yara izini yanaklarına taşıyan futbolculara, konserlerinde boyunlarına Filistin keyfiyesi, yemenisi bağlayan sanatçılara hayran olduk. İsrail’e en şiddetli diplomatik tepkiyi gösteren Güney Amerika ülkelerine, zulmü bulundukları meclislerde, senatolarda dillendiren siyasetçilere imrendik…
Ümmetin, teklifi henüz kabul etmeyen kısmı ayakta…
Asıl kıyamda olması gerekenler ise sus pus… Konuşanlar ise konuşmakla kalıyor, çocuklar ölmeye, öldürülmeye devam ediyor.
Kardelen, 96. sayısında tefekkürünü Kudüs üzerinden yapmıştı. Bu sayımızda ise tefekkürümüzü, zulmü ve zalimi merkeze alarak yapmaya gayret ettik.
“Peygamber Efendimiz buyuruyorlar: “Ziyaretler ancak üç mekâna yapılır. Mekke’deki Mescidi-i Haram’a, Medine’deki benim bu mescidime ve Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya.”
Mescid-i Aksa’nın ziyaret edilebilmesi için, Kudüs’ün fethedilmesi gerekirdi. Yani bu hadis, ziyaret tavsiyesinden öte ‘KUDÜS’Ü FETHEDİN!’ emriydi… Ümmetinin asker kavminin ifadesiyle, yani bizim tabirimizle “bildirim komutu”dur. Başta İstanbul’un fethi hadisi olmak üzere, o gün hayal dahi edilemeyecek coğrafyalardan bahseden mübarek ve yüce buyrukları gibi… Nitekim Peygamber Efendimiz eşi Meymune'nin (ra) sorusu üzerine Mescid-i Aksa’dan bahisle, “Oraya gidin ve içinde namaz kılın” buyuruyorlar. Oranın Müslüman olmayanların hâkimiyeti altında olduğunun ifade edilmesi üzerine de şöyle buyuruyorlar: “Gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağı gönderin”… Yani orası için fedakârlıkta bulunun!” (Ali Erdal, Kardelen 96. Sayı)
Kudüs için fedakârlıkta bulunmak hiçbir zaman bu kadar önemli olmamıştı. Bizim gidemediğimiz Mescid-i Aksa’yı, her türlü askerî, teknik imkânlara sahip zalim İsrail’e karşı koruyan Filistinlilere, İslâm’ın izzetini korudukları için borçluyuz. İnfak edilecek yarım hurma tanesinden askerî müdahaleye kadar akla gelebilecek bütün yollarla zulme ve zalime karşı durmak, mazlumun yanında durmak boynumuzun borcu.
Kardelen, bu borcu bir nebze olsun ifa etmek için elinizdeki sayıyı hazırladı. Bu sayımızla, yeniden dirilişe ve yeni bir neslin inşasına vesile olan Gazze’yi, o şehrin kahraman insanlarını, Kudüs’ü ve bütün mazlum coğrafyaları selâmlıyoruz.
İyi okumalar.
|