Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     706 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Deniz kabarıyor
Ali Erdal

  Sayı: 119 -

Kardelen dergisinin, Av. Mustafa BÜYÜKGÜNER yönetimindeki 04.11.2023 tarihli ‘AYIN MESELESİ’  toplantısındaki sununum.

Sadece 99’unu bilebildiğimiz, yüce isimlerinden biri “HER İŞİNİ EN MÜKEMMEL YAPAN”, biri “ZULÜMLERİN İNTİKAMINI ALAN” ve biri de “MÜMİNLERİN VELİSİ, DOSTU OLAN” Allah’ın adı ile… Ve O’na sığınarak… 

Bugün, Filistin’i işgalin ve Filistinlilere soy kırımı yapmanın 36. Günü… 40 olacak, geçecek de… 

SENARYO

Geçen zaman ve olayların akışı her şeyi; sadece görüneni değil, açık ve gizli yapılanı, hattâ açık ve gizli niyetleri bile ayan beyan gösteriyor.  Bu akışa göre artık senaryoyu, senaryolarını; olmuşlar ve olabilecekler üzerinden okuyabiliriz:

1-İsrail’in ehemmiyetsiz bir bölgesine ve değer vermediği bir grup insanının üzerine bir saldırı yapılmasına ve gözden çıkarılabilecek, birkaçı rütbeli bir miktar esir alınmasına göz yumulması...

2-İsrail’i yeryüzünden kazımak isteyen bu “teröristler” halk içine gizlendiği için halkın üzerine bomba yağdırılması… Aralarından saldırganları ayıklamak mümkün olamayacağı için Filistin’in tamamının hallaç pamuğuna çevrilmesi… Ancak teröristler, böylece öldürülmüş olabilir.

3-Başta ABD’deki ve Avrupa ülkelerindeki, bu günler için hazırlanmış muti devlet adamlarının, hemen “İsrail’in kendisini savunma hakkı vardır” diye gür bir çıkış yaparak, İsrail’in saldırılarının meşru olduğunu söylemeleri.

4-Yıllardır hazırlanmış ve müesseseleştirilmiş olan dünyanın her yerindeki her türden köle basının, resmî ve sivil kurum ve kuruluşların; muti devlet adamlarının beyanatları paralelinde yayın yapması ve kamuoyunu yönlendirmesi … Karşı haber ve yorumların önünün kesilmesi, Filistin’i destekleyen yayın ve faaliyetlerin etkisizleştirilmesi; kontrol altındaki danışıklı muhalefetin dışında haddi aşanların cezalandırılması. Muti devlet adamları, açık ve gizli servisler ve köle basın yöneticileri vasıtasıyla her yerdeki çatlak seslerin bastırılması, karşı gösterilerin yasaklanması; bastırılamayan, yasaklanamayan ve etkisizleştirilemeyenlerin provoke edilmesi.

5-Bugünler için hazırlanmış muti devlet adamlarının vazifesi, bir beyanatla bitmez. Eş zamanlı olarak bizzat İsrail’e gelip ‘terörle mücadelesinde’ İsrail’in yanında olduklarını ilân etmeliler; maddî yardım yapmalılar. Pusturulmuş devlet adamlarının susmaya devam etmelerinin sağlanması. Konuşma cüretinde bulunanların etkisizleştirilmesi.

6-Din ve insanlık namına diye İsrail’e karşı harekete geçme ihtimali olanlara gözdağı için başta ABD olmak üzere, Akdeniz’e her türlü askerî yığınağın mübalağa ile yapılması. En ufak bir harekette Filistin halkının akıbetine uğrayacakları ihsas ettirilmeli ki, tepki ihtimali olan devlet adamları sesini çıkaramasın ve halklar devletlerini fazla sıkıştıramasın.

7-Her yer bombalandıktan sonra, bir kara harekâtı ile Filistinlileri süpürme… Sağ kalanların Mısır çöllerine sürülmesi ve/veya İslâm ülkelerine dağıttırılması… Tek bir Filistinli bırakılmamalı, hattâ onları hatırlatacak tek bir iz bile kalmamalı.

8-Hastalık, nüfus plânlaması, tabiî görünümlü felâketler, çeşitli krizler, robotların insanların yerine geçmesi ile insanın değersizleşmesi, cinsiyet başta her türlü kimliksizleştirme ile iradeleri dumura uğratılmış insanlığın yaratılış vasıflarından çıkarılması, her şeyin ifsat edilmesi; faizin, günahın, içki, kumar ve fuhşun yaygınlaştırılması; insanlığın her sahada tabiîlikten uzaklaştırılıp, önüne sürülen sunileri matah sanacak medyumlar hale getirilmesi. Bizden başka ideal sahibi kalmamalı; bizden başka kimse beynelmilel patron olamamalı.

9-Kolay kontrol edilebilmesi için insan sayısının meydana getirilecek felâketlerle azaltılması. Orduların savaşamaz hale getirilmesi. Güdümümüzden çıkmak temayülünde olanların suikast ve darbelerle etkisizleştirilmesi. Daha doğrusu, yıllardır yapılan bu faaliyetlerin semerelerinin görülmesi. Yapageldiğimiz ve devam edeceğimiz bu faaliyetlerle insanlığın tepki gücünün kırılması. Değil toplu, en küçük ferdî tepki bile veremez hale getirilmesi.

10-Öteden beri yapılan faaliyetlerle parçalanmaya hazırlanmış, devletlerin, küçük lokmalar halinde yutulmasına çevreden başlanması, plânlı bir şekilde genişletilmesi.

11-Ayakta kalan devletlerin, toplulukların, kurum ve kuruluşların birbirlerine düşürülmesi ve öncekilerin akıbetine uğratılması...

12-Ve… Ve Dünya Krallığı’nın, krallığımızın ilânı... 

● 

HAYAL ve HAKİKAT

Yıllardır, Filistin üzerinde gittikçe artan bir şiddet uygulayarak hem zulmünü yadırganmaz hale getirdi, hem insanlığı test etti. Hem de gün gün Filistin’i küçülttü. Nasıl yaparsam, nasıl ve ne kadar zulmün dozunu yükseltirsem, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın uyuşukluğunu yaygınlaştırırım. Bunun denemelerini yaptı Filistin üzerinde. Filistin halkına kobay muamelesi yaptı yıllarca, “insansılardan” küçük bu numuneye. Bunu başka söyleyen olmuştur her halde. Ben 2011 yılında ifade etmiştim.

●Nihayet dünyanın gözü önünde toplu katliam zamanı geldi. Artık halk üzerinde uyguladığı testin benzerini, ülkeleri işgal yönünden yapıyor. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’dan, ‘bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’a terfi… Onun nazarında her halk Filistinlidir, dünyanın her yeri Filistin’dir. Bu sebeple her halk için ülkesini ona karşı müdafaa Filistin’de başlar. Filistinlilere sadece ümmet değil, insanlık da minnettar olmalıdır, sadece ümmet değil, insanlık da onunla olmak ve ona yardım etmek mecburiyetindedir.

●Önce Mescid-i Aksâ’da cuma namazı kılmayı sayı ve belli yaş grubu ile sınırlandırma; ardından kademe kademe içeri girecek sayıyı azaltma ve vakit namazlarında da sınırlandırma… Sonra cumaya engel olma ve yasakları Mescid-i Aksâ dışına da taşırma… Cüretini Mekke ve Medine’ye ve bütün camilere uzatabilmenin provası... İslâm âlemini test ediyor ve alıştırıyor, Batıyı uyutuyor. Batı, bunun sadece İslâm âleminin başına geleceğini sansın.

●Sağlık kuruluşlarını, mabetleri, BM binalarını bombalıyor… Hiçbir meselede, hiçbir iddiasına, hiçbir yaptığına gerekçe, dayanak, sebep, izah söylemiyor. Verdiği sözleri tutmamayı hak görüyor. Hesap vermiyor, tazminat ödemiyor; açıklama bile yapmıyor. Tanrının seçtiği sorgulanamaz; “goyimler” hesaba çekilir ancak. Tanrı tarafından kendisine vatan vaat edilen seçilmiş yüce insanlara; “insansı hayvancıklara” değil hesap vermek açıklama yapmak bile yakışmaz.

●Dünyaya seküler hayatı dayatıyor, İslâm’a bağlılığı kınattırıyor, şimdilik İslâm’ın dışındakilere ses çıkarmıyor. Ama kendisi bâtıl şeriatına uyuyor, şeriatını perva etmeden uyguluyor ve bunu alenen yapıyor ve söylüyor.

●Dünya çapındaki şirketler, kurum ve kuruluşlarla ne yiyeceğimize ne giyeceğimize, neyi sevip sevmeyeceğimize karar veriyor ve bize bunları kendi isteğimizle yaptığımızı zannettiriyor. Marka giyinmek, falana filana özenmek ve “idol” edinmek, fenomen olmak ve benzeri şahsiyetsizlikler onun empozesi… İnsanlığı günaha, haksız kazançlara sevk etmeler ve daha neler neler… Yok artık denecekse, tek bir misal yeter… Kimsenin itiraz edemeyeceği bir misal: Göğsümüzü gere gere, onun markalarını göğsümüzde, sırtımızda taşıyoruz. Herhangi bir caddede on adım gitmeden örnekleri görürsünüz. Bir zaman Emre çizmişti, Kardelen’de yayınlandı. Çanakkale geçilmez diye nutuk atan adamın sırtında yabancı firma amblemli tişört vardı. Bir zamanlar bir teravih namazında, Kadir de gördü, bir gencin sırtında bilmem ne şarapları reklâmı vardı. Ne hale getirilmişiz…

●Hiçbir anlaşmaya, hiçbir kuruluşun kararına uymuyor. O kadar küstah ki kendisinden hesap sorulamayacağından emin; uymuyorum bile demiyor. Anlaşmalar, kuruluşlar ve kararlar, onlara hizmetle mükellef olanları disiplin altına almak için… Dünya şampiyonu profesyonel keskin nişancı, mahalli panayırda halka atıp sigara kazanmaya tenezzül etmez.

●İnsanını silahlandırıyor, Filistinlilerin mallarına, mafya tabiriyle, “çökmelerini” teşvik ediyor. Bütün dünyanın gözü önünde bu gâsıpları “yerleşimci” diyerek meşru gösteriyor. Resmen vatandaşını terörist olmaya itiyor ve yaptıklarını müesseseleştiriyor. Devlet böyle şey yapmaz; ama Filistin’i gasbeden, yani kendisi de gâsıp olan idare yapar. Ona terör devleti demek bile az.

●Ülkesinin sınırlarını belirtmiyor… Sınır, insancıkların disiplin altına alınması ve birbirleriyle çatışmaları için lâzım. Bütün dünyanın sahibi olmak hakkı ve vazifesi olan için sınır mı olur?

●Kurduğu sisteminden emindir; BM, AB, NATO vesaire, dünya çapında teşkilâtlar onun güdümündedir… Her an hedefine doğru mesafe katetmektedir.  Şundan da emindir: Parayı ve teknik imkânları (herkesten zeki ve akıllı olduğu için değil) hinlik için kullanmayı iyi becerir. Yıkmaktan kolay ne var… Ahlâkî kaygısı olmayan için her yol mübah…

●O yol alıyor; İslâm âlemi devletlileri lal olmuş, Batınınkiler lâf üretiyor. Dünyanın her yerinde halklar, öfkeden kuduruyor. Deniz kabarıyor, öfke denizi kabarıyor; her şeyi kontrol altında tuttuğunu zannedenin haberi yok. 

● 

ÇARE

Peki çare ne?..

Uygur Türkleri için söylediğimiz gibi… Önce dâvâ fikirde kazanılacak, fikirle kazanılacak…

Sonra bu fikir, kademe kademe yükseltilerek çevremizden halka halka yayılarak dünya kamuoyunun malı edilecek.

O fikir şudur:

İsrail’in; inancı bâtıl, dayanağı tutarsız, istikameti yanlış, dünyaya kabul ettirmek istediği hegemonya imkânsız, üstelik de psikopatça ve kendisine ve herkese zararlı, usulü ahlâka mugayir, yolu hele son tahlilde çıkmaz; akıbeti karanlık ve bilhassa onun için de iki cihan felâketi. Kendisine “aydınlığın”, gayrına “karanlığın” çocuğu diyerek, farkında olmadan tersinden hakikati ibraz ediyor. Bu hakikatler ortaya konacak ve dünyaya anlatılacak…

Bu fikirler, çizgiden mimarîye, sohbetten mitinge, müzikten şiire, basit oyundan tiyatroya, çocuk oyunundan ve oyuncağından, en üstün teknik imkâna, argodan en yüce kürsüye; her tür eserle, kalemden kılıca her malzeme ile insan idrakinin malı edilecek.

Meselâ… Ben âciz bir ferdim, ne yapabilirim, diye mızmızlanmaktansa, Lüksemburglu Lanna Broz’u dinleyip dersimizi alabiliriz: “İslâm, maddî ve manevî disiplini emreder, insanı disiplin altına alır ve yapılması gerekeni gösterir. Müslümanlar, emirlere riayet etse; dünyada alkol, et, müzik, Hollywood, kumar sektörü ve birçok banka çöker.''  (Yeni Şafak, 16.11.2023). Bu hakikat, her imkânla ve hele sosyal medya ile haykırılmalı… Demeli ki başta ABD ve Avrupa halkları olmak üzere bütün dünyaya… Mısır’daki sağır sultana bile… Ey insan, senin kazancın bir zalime, hem de emsali görülmedik bir zalime harcanıyor, üstelik zulüm yaptığı ve yapacağı biline biline, zulüm yapması için veriliyor. Her türlü tercihini ona göre yap!

Demek ki çare… Bize dayatılan; fıtrattan, tabiîlikten, sıhhat ve afiyetten, insanlıktan uzak hayatı değil, Allah’ın emrettiği hayatı yaşamaya kendimizden başlamak, halka halka dışımıza yaymak. O zaman yapılması gereken, yapılabilecek olan açık seçik görülecek.

O zaman bizi, kendi emelleri için fıtrattan koparmak isteyenin hinliği ortaya çıkacak, daha doğrusu insan bu kadar zalim olamaz düşüncesiyle görülmek ve kabul edilmek istenmeyen gerçek, kafalara dank edecek ve ona öfke kabaracak.

O zaman ‘ben’de kabarmaya başlayacak deniz; zalimden nefret denizi! Kabaracak, kabaracak, kabaracak… Dünyayı saracak… Ve İnsanlığın Ufku’nun, Bütün Zamanların Efendisi’nin dediği olacak. Kehanetler, Armagedonlar, “Tanrı’yı kıyamete zorlama” safsatası, “vaad edilmiş toprak” fantezisi, seçilmiş olma ve maddeye hâkim olma kibri ve paranoyası, hor gördüğü insanların ayakları altında ezilecek. 

Deniz kabarıyor!..

Bize o günleri işaret eden Rehberimiz’e  salât ve selâm.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Faruk AKTI    26.02.2024
Yorum : Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.





 
Kırk... - Sayı 121
Kırk gün bir ölüyü bekley... - Sayı 121
Sıradan bir filme bu alâk... - Sayı 121
Anonim eserlerin kıymeti... - Sayı 121
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (122):
Tarih boyunca izlediği politikalar, güncel meselelerde takındığı tavır çerçevesinde, doğu medeniyetinin aslî unsurlarından İran'a bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


Nüfuz plânlaması diye bir şey tutturmuş gidiyorlar.
Ülkedeki kazalar, ihmaller ve terör sebebiyle ölenler hiç hesaba katılmıyor.
İnsanımızda bu ibret almamak, hükümetlerimizde bu beceriksizlik olduğu sürece bırakın planlamayı, nüfusu teşvik etmeleri gerekmez mi?
Yoksa bunca ölüme karşı bu tedbirsizlik, nüfuz planlamacılarının işi mi?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Bizim olmayan gemide kaptan olmak
Kırk gün bir ölüyü bekleyeceksin
Anlam peşinde
Seni düşünürüm
Malazgirtin aslanları


Ali Erdal - Anonim eserlerin kıy...
Ali Erdal - Sıradan bir filme bu...
Ali Erdal - Kırk gün bir ölüyü b...
Ali Erdal - Kırk
Necip Fazıl Kısakürek - Kıraat kitabı
Ekrem Yılmaz - Derinlik
Ekrem Yılmaz - Yapamıyorsan hayal e...
Ekrem Yılmaz - Kürtlerin PKK ile im...
Dergi Editörü - Çare
Site Editörü - Anlam peşinde
Necdet Uçak - Niye döktün gözyaşım...
Necdet Uçak - Olacak
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Malazgirtin aslanlar...
M. Nihat Malkoç - Anadolu Türk masalla...
Ayhan Aslan - Yamyam
Mehmet Balcı - Şimdi
Mehmet Balcı - Dönemem
Ahmet Çelebi - Gazzeli çocuğa
Halis Arlıoğlu - Parlamenter sistem v...
Halis Arlıoğlu - İçimde bir yara var
Murat Yaramaz - Artık yeter
Murat Yaramaz - Masal
Mevlüt Yavuz - Sanma ha!
Cemal Karsavan - Seni düşünürüm
Heybet Akdoğan - Gülsema
Emine Öztürk - Hapis
Zekeriya Yılmaz - Bıraktın
Mehmet Ali Metin - Doğu ve Batı’nın hik...
Yaşar Akyay - Bizim olmayan gemide...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14258981
 Bugün : 1372
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 623782
 Bugün : 27
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 532
 121. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim