Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3668 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Ytiraf
S?leyman Ayhan

  Sayı: 57 - Temmuz / Eylül 2007

Sizlere yerin yedi kat derinliklerinden sesleniyorum. Karanlık bir dünyanın, kapkara ilişkilerinin bu topraklardaki mücadelesini anlatacağım. Buna itiraf diyebilirsiniz; ama bizim için anlatılanlar marifettir.
Varlığın örtülü yüzündeki ilk hareketle başlamıştı karanlığa yolculuğumuz. Yaratılış sebebi olan ilk kavgamızın adıydı Âdem. Biz âdeme yol açan, köprüler kuran şer kapısını açmıştık insana.
Dünya döndükçe biz bilendik. Aydınlık yollara diken olduk döşendik. Zift olduk, taş olduk, çakıl olduk. Aydın beyinlerle güneş arasına perde olduk gerildik.
Zaman geçti, devran döndü, asır başkalaştı. Kâh inişlere yuvarlandık, kâh yokuşlara tırmandık. Varlığın sebebi, insanlığın güneşi zuhur edince yeryüzü dar geldi bize. Onun himmeti her tarafı sarıp sarmalayınca karanlığın gücü zail oldu. Aydınlık ikliminde yununca arz ve sema gölgesinde barınacağımız bir kötülük ağacı bile kalmadı. Ahmed’in güneşi, “dosdoğru olun” fermanı ilâhisi elimizi, kolumuzu bağladı. Tarihin en korkunç gayyalarına yuvarlandık. Belimiz kırıldı adeta.
Her şeyin bittiği bir anda; kara bir delikten, küçücük bir menfezden beslenmeye başladık. Ciğerlerimiz yeniden nifak solumaya başlamıştı. Damarlarımızdaki asabiyet harekete geçti. Bedeviyet oldu, cehalet atına binerek iman sarayına taarruza başladı.
Haçlı sürülerinin İslâm coğrafyasında döktüğü Müslüman kanıyla beslendik. Biraz toparlanabildik, dizlerimize derman, gözlerimize fer gerdi. Ardından Moğol istilası ile belimizi doğrulttuk. Kargaşa, katliam ve zulümler bizi biraz şişmanlattı. Karanlıkta zayıflamış vücutlarımız gürbüzleşti.
İlk defa Müslümanları dize getirmiştik. Haçlı zulmü ve Moğol istilası İslâm’ın kılıcını yormuş, boynunu bükmüştü. Fırsattan istifade binmiştik ensesine. Karartmıştık aydınlara bakan nazarlarını.
En kara günleri yaşattık yeryüzüne. Zehirle yoğrulmuş fikirlerimizi aşıladık imanlı topraklara. Anadolu’da bir sessizlik vardı bu arada. Yıkık hanümanlar, kırık kalpler, virane olmuş harabelerden geriye kalan birkaç gönüllü nefer.
Bu derin bekleyişte Yunusların, Mevlânaların ve Hacı Bektaş Velilerin tevekkülleri vardı. Gönüllerinde yoğurdukları, nefesleriyle mayaladıkları sevgi tohumları fideye durmuştu Anadolu’nun sinesinde.
Karanlığın koyu atlasında bir delik açılmıştı. İstikbal güneşinin tayfları görünmüştü ufuklarda. Anadolu da filizlenmiş boy vermişti “Osmanlı” fidanı. O aydınlık çınarının büyümesi karşısında biz eridik. Dal budak salan ihtişamında sindik. Fazilet ve adalet yayan emniyet ikliminde bozgunculuğumuz, bozguna uğradı.
Ama bu şaşkınlığımız fazla sürmedi. Koca çınarın gövdesindeki yerimizi hemen aldık. Zaman ilerlerken bizde gövdede kök saldık. Aynı oyunlar her zaman işe yarıyordu. İnsanın varlığındaki istihkâmlarımızdı kin ve nefret. İlk dirençlerini kırardı her zaman rahat ve rehavet. Köklerine indik koca çınarın. Milletten beslenen damarlarını tek tek kuruttuk.
Sabırla ve inatla sinesine boşalttığımız ağulara daha fazla dayanamadı Koca Çınar. Önce sararıp soldu. Sonra yapraklarını döktü. Yaz sıcağında kurudu, inceldi. Kış soğuklarında kırıldı döküldü dalları. En nihayetinde koca bir kütük oldu devrildi, Anadolu’nun üzerine boydan boya. Tekrar ümitlendik şenlendik. Varlığın güneşinin gurubuna inandık. Bu sefer öldürücü darbeyi vurmuştuk. Koca dev artık iflah olmayacaktı.
Boğazına geçirdiğimiz pençelerimizin arasında son nefeslerini soluklarken; Anadolu’nun “Ana gözyaşları” ile suladığı çınarın köklerinden taze bir fidanın boy vermesi ile sarsıldık. Bunu büyütmeyelim dedik. Yılanın başını küçükken ezmeliydik.
Fakat heyhat! Yine ilâhi siyanet!
Karanlığı delip aydınlık âlemine kafasını uzatan bu fidanı koparamıyorduk. Varlığa vücut veren yüce kudret soldurmuyordu bahar çiçeklerini. Onun için de her baharın ardında gelirdi kış, zemherinin ayazında döllenirdi bin bir nakış. Aydınlık gönüllerde mayalandı son bir oluş.
Artık bizde tecrübeliydik. İlk yenilgiden sonra nece defa feleğin çemberinden geçmiştik. Işığın yayılmasıyla yokluğa mahkûm olmanın acısını tatmıştık her seferinde. Ama bu sefer öyle olmayacaktı. Tüm asırların intikamı alınacaktı Âdem’den.
Kurutmaya, yok etmeye muktedir olmadığımız bu fidana filiz verdirmeyecektik. Soğuk darbelerle onu sarsacak, yerinden oynatacaktık. Böylece köklerinden beslenmeyecekti. Madem ki kurumuyor, o zaman yeşermeyecekti
Hep aynı çiğlikte, aynı kırılganlıkta varlığını hastalıklı olarak devam etmeliydi.
Daha anlatacak çok şey var ama kısa kesiyorum. Burada harcadığım her dakikada nasıl fırsatların kaçtığını bilemezsin. Daha çok çalışmalıyım, çoooooook!

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Ytiraf... - Sayı 57
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Temmuzda yaşamak zemheriyi
Çocuk, sevginin ürünü...
Filistindeki çocuklar
Çocuk olmak
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
Bin Karınca Duası


Ali Erdal - Büyük depremin öncül...
Ali Erdal - Yolculuk
Kadir Bayrak - Çocuk toprak gibidir
Necip Fazıl Kısakürek - Necip Fazıl’dan çocu...
Ekrem Yılmaz - İçimizdeki çocuk ölm...
Ekrem Yılmaz - Çocuk
Ekrem Yılmaz - Sınırlar ötesinde
Dergi Editörü - Annesi gül koklasa a...
Site Editörü - Çocuklar bizim gelec...
Necdet Uçak - Ahlâk bozuldu
Necdet Uçak - Ali ile Barbaros
Kardelen Dergisi - Kardelen’den haberle...
Kardelen Dergisi - Hâlâ ve her şeye rağ...
M. Nihat Malkoç - Filistindeki çocukla...
M. Nihat Malkoç - Çocuk olmak
Hızır İrfan Önder - Gurbetin ocağı harlı...
Zaimoğlu - Vasıtasız erdirici
Halit Özdüzen - Yozlaşan toplumlar
Mehmet Balcı - Yardımseverlik
Mehmet Balcı - Sitem
Ahmet Çelebi - Anladım
Kubilay Ertekin - Senirkent Faciası ha...
Halis Arlıoğlu - CHP’nin bu millete y...
Ahmet Değirmenci - Yangından artakalan
Ahmet Değirmenci - Özür
Ahmet Değirmenci - Otuz yıl
Murat Yaramaz - Özür
Murat Yaramaz - Kirli
Gözlemci - Hadiselere bakış
Cahit Ay - Muhasebe
Cahit Ay - Anlaşma teklifi
Cemal Karsavan - Ve çamaşır ipinde sa...
Heybet Akdoğan - Sekülerizm ve İslâm
Osman Akçay - Çocuklar oynasın
Bekir Oğuzbaşaran - Nev gazel
Yaşar Akyay - Çocuk, sevginin ürün...
İbrahim Durmaz - Çocuk ve kuş
İbrahim Durmaz - Çocuğum
Saltuk Buğra Bıçak - Temmuzda yaşamak zem...
Mustafa Kozlu - Gül kokusu
Esra Çakan - Zaman diriyken kıyme...
Uğur Utkan - Satuk Buğra Han efsa...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15896801
 Bugün : 2594
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 669345
 Bugün : 92
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 199
 125. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim