Zerrenin Son Syrry Ahmet Mahir Pekşen Sayı:
57 - Temmuz / Eylül 2007
Gökler kadar derinleşip içimde, Hayatın sırrına diktim gözümü. Canlanışı gördüm kabrimde, çimde, Meçhulde buldum tek kesin çözümü.
Harflerin sunduğu gerçekler ne sığ, Sessizliğin haykırdığı hakikat. Tefekkür ipiyle çileden bir tığ. İşle, işle, ne güç kaldı ne takat?
Buldum sandıklarım kaçar ansızın. Zamanım emanet, mekânım ödünç, Düşmüşüm peşine bir imkânsızın, Çabam, göğü fethetmek kadar gülünç.
En büyükten vazgeçtim bir an için, Zerrede sonsuzluk çıktı önüme. “Bu boşluk niye var, karanlık niçin?” Dedikçe gayretim gitti hep güme.
Çok şeyi bulurdum, keşfetsem beni, Bende o sırların hiç çıkmaz sesi, Ruhum kaç buutlu, ne boyu, eni? Zerre özetler mi yoksa herkesi?
Nereden çıkarır zavallı beyin? Varı, yoklukların yoğurduğunu, Bilmezdim, ne yazık, bugüne değin, Gölgeyi ışığın doğurduğunu...
|