Yl?h? Olmayan Kutsal Metin Mi? Hidayet Diler Sayı:
59 - Ocak / Mart 2008
411 oya rağmen gerçekleşemeyen anayasa değişikliği sebebiyle, genel mantığı ile 12 Eylül ihtilâli mahsulü olan 1982 anayasası, Anayasa Mahkemesi üyeleri tarafından kutsal metin gibi anlaşılması istenmiştir. Halbuki sadece Allah'ın kullarına vahiy ile gönderdiği, hükümler kutsaldır ve değiştirilemez. Ama bu sefer T.C. Anayasası'na kutsal metin muamelesi yapılmak istenmiştir…
*
Anayasa mahkemesi üyelerinin anlayışıyla meseleye bakmayan fikir sahipleri, laikliğe tarif getirilmesini, Türkiye'deki uygulanışının, laiklikten çok dinsizliği hatırlattığını defalarca söylemiş ve söylemektedirler. Ama böyle bir şey öne sürmek, laikliğe düşmanlıkla, devletin temellerine bomba koymakla eşdeğer sayılmış, bu çarpıklıkta senelerdir ısrar edilmiştir. Laikliği sorgulamak dahi tabu haline getirilmiştir.
Benim bildiğim ve inandığım şudur ki; Allah'ın vahiy ile gönderdiği Kur'ân dışında hiçbir kutsal metinden söz edilemez. İnanmayanlar, Müslüman olmayanlar, rahatlıkla Kur'ân'ı reddedebilir, Onun kutsallığını kabul etmeyebilir. Devletimiz bu reddetme hakkını laiklik gereği o kimselere tanımaktadır. İnanan insanların da, inancını yaşaması, aynı şekilde güvence altına alınması gerekmez mi?
Türkiye'de her inanca, hattâ inançsızlığa laiklik adına saygı gösteren laik kafalar, mesele müslümanın meselesi olunca kör ve sağır olmaktadırlar. Aynı şekilde AB'deki insan hakları komisyonu da müslümanın inanç ve ibadet hakkını görmezden gelmektedir.
*
Halkın büyük çoğunluğunun kendini Müslüman kabul ettiği bir ülkede, İslâm'ı dışlayan, İslâm dışı hayatı ve İslâm dışı kuralları benimseyen insanların hasmı, elbette ki Müslümanlar ve onların inandığı değerler olacaktır. Bütün mesele bu insanların yanlış bir saplantı içinde olduklarını anlamalarını sağlamaktır.
Bu ülkede asırlarca her inançtan insanın barış ve mutluluk içinde yaşadığı ne zaman anlaşılırsa, Müslümanlara ihanet edilmedikçe, saldırılmadıkça, ülkede hâkim oldukları halde âdil, şefkatli, efendi ve merhametli oldukları ne zaman idrak edilirse, o zaman huzur ve mutluluk bizim olacaktır. Her Müslüman, İslâm dininin barışı ve sevgiyi esas aldığını bilir. Yaratılmışı yaratandan ötürü değerli kabul eden bir anlayışın sahibidir. Bütün mesele bunu en güzel bir şekilde dünyaya anlatmakta ve yaşamaktadır. Gerisi Allah'a kalmış.
Allah bizleri halis kullarından eylesin.
|