GİZLİLİK ve KİRLİLİK Hidayet Diler Sayı:
63 - Ocak / Mart 2009
İnsanoğlu gizliliği niçin ister? Gizlenmesini arzuladığı bazı şeyler vardır. O gizlediği şeyler açıklandığında kişi ya suçlanacak, ya rezil olacaktır. Bir de takva sahibi Müslümanların, yaptığı bir iyiliği veya verdiği sadakayı gizleme gayreti söz konusu edilebilir ki ancak bu durumda gizliliği isteyenin haklılığı ve masumiyeti düşünülebilir.
Verilemeyecek hesabı, gayrimeşru yoldan elde ettiği zenginlikler veya başka şeyler varsa o kişiler gizlilik isteyeceklerdir. Bir zamanlar ‘nereden buldun?’ diye soruluyordu. Nedense bu yasa kaldırıldı. 1998’de çıkarılan yasa AKP tarafından niçin kaldırıldı anlayamıyorum. Bu yasa kirli kazancı sorgulama imkânı sağlıyordu.
Bankadaki hesapların, servetin, mal varlığının gizliliği hırsızlara karşı ise belki anlaşılabilir. Ama birilerinin, en azından yetki verilmiş kurumların bu gizliliği aşabilmesi gerekir. Eğer bu kurumlar dürüst çalışır ve gayrimeşru kazanç sahibine hesap sorar ve uzman hâkimlerin kararı ile haksız kazancını hazineye gelir kaydederlerse hak yerini bulmuş olmaz mı?
Telefonu dinlenen kişi niçin rahatsız olur? Ya konuştuğu kişinin kim olduğunun bilinmesini istemiyordur veya konuştuklarının duyulması onu sıkıntıya sokacaktır. Gizli işler çeviriyorlar, devletin kurumlarını istedikleri gibi kullanıyor ve yönlendiriyorlar. Amaçlarına ulaşmak için her şeyi yapabiliyorlar. Sonra da bizim telefonlarımız yasalara aykırı dinleniyor diye şikâyet ediyorlar.
Eğer birileri kısa sürede çok zenginleşmişse ve devletin önemli mevkilerinde, büyük yetkilerle görev yapıyorsa, herkes bu zenginliğini nasıl elde ettiğini sorma hakkına sahiptir. Büyük bir ihaleyi elde etmek uğruna firmaların yetkililere neler neler teklif ettikleri herkes tarafından biliniyor. Bu yüzden devlet yetkilileri her zaman zan altındadır. Çözüm açıklık, şeffaflık ve sade bir hayat yaşamaktan geçer. Allah’a muhakkak hesap vereceğini bilen bir Müslüman, hesap vermekten çekinmemelidir.
Günümüzde insan hakkı, kişisel özgürlük gibi gerekçelerle telefon dinleme hukuka uygun yapılmamışsa dinleyenlere daha ağır cezalar verilmesi düşünülüyor. Kimse o kişi, bu lâfları etmiş mi? Diye sormayı akıl etmiyor. Oysa ki asıl üzerinde durulması ve dikkate alınması gereken, iddia edilen hususların doğru olup olmadığının araştırılması ve doğru ise "kim nasıl dinledi", yerine o suç veya edepsizliği "kim niye yaptı" diye sorulması gerekir. Ben şahsen sabahtan akşama kadar dinlensem bundan rahatsız olmam. Ne ülkeme ne başkalarına karşı kötü emeller beslemiyorum çünkü...
|