Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3728 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

KADERİN AĞLARI
Ayşe Sena Ünsal

  Sayı: 39 - Ocak / Mart 2003

Kentin doğu kesimini batıya bağlayan demiryolu üzerindeki istasyonlardan birinde bir bankın üzerinde gelecek tren beklemekteydi. Yer üstünde olan istasyonlardan gelip giden bütün araçlar görülmekteydi. Sabahın erken saatleriydi. Herkes işine ve okula gitmek üzereyken Selma Hanım hastanenin yolunu tutmuştu. Derin düşünceler kaplamıştı beynini. Sanki bermuda şeytan üçgeni içine kısılmış gibi tek bir noktaya bakıyor baktığı noktadaki şeyleri dahi görmüyordu.

Öylesine ezilmişti ki acıların içinde… Yaşadıkları birer birer gözünün önünden geçiyor ve ne yapacağını kestiremez hale geliyordu. Bir yanda hayatını vermeye hazır olduğu kızına bir şey yapamamanın verdiği ızdırap, diğer tarafta işsizliğin verdiği gariplik. Elinde yol parasından başka beş kuruşu yoktu.

Kızı ise kentin üniversite hastanesinin yoğun bakımında gözlerini kapamış ne zaman açacağı belirsiz uyuyordu. Ana yüreği işte… Görmese de bir şey yapamasa da o kapının ardında beklemek ona yetiyordu. Sabahları mesaiye gelir gibi kızının yanına gelir, bekler bekler akşamları ise evine dönerdi. O saatten sonra zeytin ekmek bile lüks gelirdi ona… Namazını kılar, tespihini çeker asla uyuyamayacağını bildiği yatağına kıvrılır öylece sabah ezanının okunmasını beklerdi. Gözü telefonda bir haber gelir mi diye takılı kalırdı.

Yardım bekleyeceği kimsesi yoktu. Kızı henüz bebekken bayat aşı sebebiyle bitkisel hayata girmiş eşi ise onun için deli divane olurken bir arabanın altında son nefesini vermişti. Ne giriftti kader…

Hiç aklına gelir miydi 18 yaşında severek evlendiği kocasının öleceği ve 20 yaşında dul kalacağı… “Nazara geldik” diyordu. “O çok yakışıklıydı ben de köyün en güzel kızı. Dillere destan bir aşk yaşadık ve güzeller güzeli kızımız oldu. Hep dünyanın en mutlu evliliği bizim evliliğimiz olacak derdim. Çocuklarımız boy boy olacak, en güzel okullarda okuyacaklardı. Kader işte… Ne hayaller kuruyor insan ve nelerle karşılaşıyor. Ondan sonra ise bütün dertler çorap söküğü gibi gelmeye başladı. Kader ağlarını böyle ördü üzerimize” diyordu.

Kaçarak evlenmişti ve ailesinin yanına dönemiyordu. Mesleği de yoktu. Allah’a şükür eşinin sigortası vardı da hastane giderlerini karşılıyordu. Ömrünü kızına adamıştı. Keşke kızıma bakacak bir kimsem olsa da ben de çalışsam derdi çoğu kez. Kızı bazen fenalaşır 2-3 ay hastanede yatar, doktorlar ümidini keser e eve gönderirlerdi. Anne şefkati ile yoğrulan bakımla kızı yine eski haline dönerdi. Devamlı bakıma muhtaçtı kız. Tevekkülü elden bırakmazdı. “Allah’a şükür sigortamız var” derdi.

Kızı için elinden geleni yapar sanki sağlıklı birisi gibi onunla tüm mutluluklarını sıkıntılarını paylaşırdı. Gelen gideni de yoktu. Mahalle halkı hasta çocuğu var diye kesmişti selâm sabahı. Oysa hiçbir şeye aldırmaz küçücük evinde kızıyla günlerini geçirirdi. Onu en çok yakan kızının bir ihmal sonucu bu hale gelmesiydi.

Öylesine güzeldi ki kız. Yemyeşil gözleri uzun siyah kirpiklerin ardından çok buğulu dururdu. Sanki dili yerine mahzun bakışları konuşuyor sanırdınız. Görseniz güzelliğini içiniz burkulurdu. Ona baktıkça bakasınız gelirdi. Siyah saçları bembeyaz teninin üzerinde öyle güzel dururdu ki… Sabah akşam pırıl pırıl bakardı o kıza. Ne kadar ağır olursa olsun ümidini kesmezdi hiç. “Çıkmadık candan ümit kesilmez” derdi. Kızı yine hastaneden çıkmış evlerine gelmişti. Selma Hanım gözünü telefondan ayırmış yine uykuları düzene girmişti.

Bir sabah balkonu yıkadı ve kızının kahvaltısını hazırladı. Tüm anneler gibi kendi yemez kızına yedirirdi. 6 yaşındaki kızına peynir yumurta ve bebe bisküvisi ile püre hazırladı bir kaşık alarak yanına gitti. Yine elbezleri bembeyaz parlıyordu. Saçını okşadı, öptü, seslendi ama kızı uykusundan uyanmadı. Tek can yoldaşı, biricik kızı hayata gözlerini yummuştu. “Veren, almıştı”… Sabır… Hasta da olsa konuşmasa da ne kadar büyük bir destek olduğunu o zaman anladı.

Akranlarının yeni yuva kurdukları yaşta o hayatın bütün acılarını tatmış ve bu büyük şehirde yapayalnız kalakalmıştı. Artık çalışması için bir engel yoktu. Kimin için çalışacaktı ki…

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Yüreğimiz kan ağlıyor!... - Sayı 73
Eğitimde çıkış noktası... - Sayı 72
ESMA’ÜL HÜSNA İLMİ ... - Sayı 66
ESKİ BİR FOTOĞRAF KARESİ... - Sayı 65
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Günümüzde kitaba nazaran paraya rağbeti; mide gurultusunu beyin sancısı zannederek, Tanzimat’tan bu yana, hiçbir şeyin çilesini çekmeden, her şeyi, Avrupa’dan monte eden(alan) yazarlarımıza borçluyuz.
Borcumuzu ödemesek de olur.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15190730
 Bugün : 1772
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 642408
 Bugün : 136
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 122
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim