Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2423 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Olaylara bakış
Av. Kadir Bayrak

  Sayı: 76 - Nisan / Haziran 2013

HÜVİYET

Enerjisi kabına sığmayan milletimiz İslâm’la tanışıp, ona topyekûn teslim olunca yeni bir hüviyet kazandı. Yeni kimliğinin en bariz vasfı elindeki kurtuluş reçetesini ötelere ulaştırma arzusuydu. Ta ki dünya üzerinde bu hayat iksirinden haberi olmayan insan kalmayıncaya kadar. Viyana kapılarında fiilen sona erse de bu anlayışın Osmanlı yıkılana kadar devlete hâkim olduğunu unutmamak gerek.

Birinci Dünya Savaşı sonunda, savaştığımız devletler bizi, bugünkü sınırlarımıza hapsetmek için türlü oyun ve hilelere başvururken, yukarıda zikrettiğimiz anlayışı bir daha hatırlanmamak ve hayata geçirememek üzere tamamen ortadan kaldıracak önlemleri almayı da ihmal etmediler. Batı Trakya, On İki Adalar, Kıbrıs, Hatay, Boğazlar, Musul, Kerkük gibi kendi elleriyle çizdikleri sınırlarımızın dört bir yanına patlamaya hazır bombalar bırakırken, yine kendilerinin tayin ettiği kukla idarecilerin iş başına getirildiği komşu devletlerle aramızda yeni yeni düşmanlıklar icat ettiler. Bir kısmı bugün bile halledilememiş meseleler yakın tarihimize damga vurdu, enerjimiz bu sun’î meseleler uğruna heba olup gitti.

Bununla da yetinmediler, tohumlarını çok önceden bilerek ve kasıtla ektikleri ve maalesef bizim idarecilerimizin de türlü vesilelerle kökleşmesine zemin hazırladığı terör belâsını da topraklarımıza saçtılar. Bir müddet yabancı ülkelerde görev yapan dışişleri personelimize musallat olan terör, nihai evresinde ülkemizin özellikle bir kesiminde kendisine hayat imkânı buldu.

Bütün bu olanlar bizi kendi meseleleri içinde çırpınan, çırpındıkça içine kapanan, dünyanın dört bir yanında meydana gelen olaylara kayıtsız kalan bir devlet haline getirdi. Bosna’da, Irak’ta, Filistin’de ve zulmün hüküm sürdüğü daha nerelere, tarihten gelen bir içgüdüyle, refleks bir tepkiyle müdahale etmek istedik ama hep kuvvetli bir el bizi eteğimizden aşağıya çekti.

Yabancı ellerin maşası terör belâsını def etmek için bu süre zarfında binlerce vatan evladı şehit ve gazi oldu. Neredeyse ülkeyi bir baştan diğer başa yeniden inşa edebilecek maddî kaynak terörü yok etme işine aktarıldı. Buna rağmen bela, dönem dönem ülke ve millet menfaatine adımlar atılsa da bir türlü tamamen sona erdirilemedi ve bugüne gelindi. Şimdi ilk defa milletin yüzde ellisinin oyunu almış bir hükümet bu işe ciddi anlamda el atıyor.

 

MESELENİN TESPİTİ

Gelinen noktada millet hafızası teröre karşı silinemeyecek kötü hatıralarla dolu. Evet terörün bitmesi herkesin ortak arzusu ancak millet olarak bilinçaltımızı şekillendiren bu hatıraları yok saymak, hiçbir şey olmamış gibi hareket etmek de mümkün değil. Kıl üstündeki bu hassas denge gücünü oydan alan seçilmişleri hep tedirgin etti, etmeye de devam ediyor. Ne var ki bugüne kadar süre gelen suya sabuna dokunmadan terörü tamamen siyasetin dışında bir devlet politikası halinde ele alan ve bu işi bürokrasinin özellikle de silâhlı kuvvetlerin meselesi haline getiren anlayışın da kredisi tükendi.

İlk zamanlarında görmezden gelinen, zaman içinde artık görülmeyecek yanı kalmayan ve bugün el atılmadığı halde daha büyük felâketlere sebep olacak meseleye bir çözüm gerekiyor. Zannederim tozun dumana karıştığı ve eleştirilerin en üst perdeden dile getirildiği bu hengâmede, eleştirilerini en sert üslûpla dile getirenler de dâhil hemen herkesin ittifak ettiği bir nokta var ki o da ortada halledilmeyi bekleyen bir meselenin olması…

 

USULÜ

Artık şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; hükümet, 30 yıldan beri kanayan yaraya el atmakla, ortak bir arzuyu dile getirmekle, esasta doğruyu yapmaktadır. Tartışılan, üzerinde kıyametler kopan ise bu işin hayata nasıl geçirileceği, yöntemi yani usulüdür.

Çözüm süreci nedir, nasıl işler, nerede son bulur, baştan sona süreç planlanmış mıdır ve daha nice sorular… Son birkaç ayın haber bültenlerinin, gazetelerinin bu ve benzeri soruların cevaplarının arandığı platformlar haline dönüşmesinden de anlaşılacağı üzere çözüm sürecinin usulü de önemli. Atılacak yanlış bir adım, verilecek talihsiz bir demeç bile süreci sekteye uğratabilir.

Böylesine hassas, ülkenin geçmişine damga vurmuş ve geleceğini şekillendirebilecek bir meselede bütün partilerin ve onların başta genel başkanları olmak üzere politika üreten mensuplarının siyasî kaygıların uzağında ortak bir noktada buluşması ve çözüme katkı sağlaması ne güzel olurdu. Sadece temenniden ibaret kalan düşüncemizin uygulanma imkânı bulması mümkün görünmüyor.

Gelinen noktada bir tespit yapmak mecburiyeti doğuyor; beğenelim, beğenmeyelim hükümetin meselenin halli için uygulamaya koyduğu bir usul var; bir yerlerle görüşüyor, görüştürüyor, mektup trafiğine yön veriyor, destekliyor, fikir beyan ediyor, kamuoyu meydana getirmek için heyetler teşkil ediyor, milletvekillerini farklı illere gönderiyor vs… Bütün bunları ülke yararına, millet menfaatine yaptığını söylüyor. Muhalefet ise bitmek bilmez bir enerjiyle her yapılanı eleştiriyor. Elbette ki eleştirecek, bu muhalefetin varlık sebebi. Ama eleştirirken bile bir tez olamıyor, hatta antitez bile ortaya koyamıyor. Sizin çözüm öneriniz nedir sorusuna cevap olacak bir açıklamaya rastlanmıyor.

 

 

MİLLETİN MESELEYE BAKIŞI HAKKINDA BİR KANAAT

Peki bütün bu olup bitene milletin bakışı nasıl. Bir sene sonra yapılacak seçimler bu soruya en doğru cevabı verecek muhakkak.

Yakın siyasî tarihimizde ilk defa bir hükümet milletin önüne ciddi hedefler koyuyor. Cumhuriyetimizin 100. yılında dünyanın ilk on ekonomisi arasına girmekten bahsediyor, bu minvalden olmak üzere 2023 tarihini sıkça telaffuz ediyor. Yetinmiyor, Anadolu’nun milletimize vatan olduğunun tescillendiği 1071 tarihine atıf yaparak 2071 hedefleri gösteriyor. Başbakanın üç çocuk teklifini ilk kez duyduklarında işin magazin boyutuna vurgu yapanlar, bu konudaki ısrarlı ve kararlı tutum karşısında durdukları yeri sorgulamaya başlıyor. Rahmetli Özal’ın Çin Seddi’nden Adriyatik Denizine Türk dünyasını birleştirme arzusundan sonra önüne böylesi duymaya alışık olmadığı hedefler konulan milletin en azından derinlerinde bazı duyguların harekete geçtiğini kabul etmek gerek.

Hedefleri milletin önüne koyan, seçime girmeye hazırlanan yeni kurulmuş bir parti değil, on yıldır ülkenin iktidarını elinde tutan, milletin desteğini arkasına almış bir kadro. Şimdi bu kadro meydan yerine çıkıyor ve milletin ruhunu okşayan o hedeflere varmamızın önündeki en büyük engel terördür ve ben bu engeli kaldırmak için gayret sarf edeceğim, bana destek ol diyor.

Kanaatimizce millet, artık kangren haline gelmiş bir meseleye el atılmasından dolayı memnun, meselenin hallinden ümitli, satır aralarında dile getirilen bazı iddialardan da endişeli bir halde ve hükümete bu mevzuda geniş bir kredi açmış durumda. Siyasî parti taraftarlığı yapan küçük bir kesimini saymazsak, büyük çoğunluğun meseleyi sessiz ve derinden ama gayet ilgili bir şekilde takip ettiğini söyleyebiliriz.

 

İKİ KONFERANS

Dergimizin sahibi Ali Erdal Hocamızın Millî Türk Talebe Birliği’nin Bilecik Şubesi’nde verdiği ve geçen sayımızda ilkini yayınladığımız “Büyük Doğu Dersleri” dikkatli okuyucularımızın gözünden kaçmadı ve sitemizde en çok okunan eserler arasında yer aldı. Erdal, Ülkü Ocakları Bilecik Şubesi tarafından organize edilen Çanakkale Zaferi’ni anma programında da bir konferans verdi. Ancak yerimizin darlığından dolayı sadece “Büyük Doğu Dersleri”nin ikincisini yayınlayabiliyoruz. Aşağıda okuyabilirsiniz…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Cennetmekân Hemşehrimiz I... - Sayı 91
Türk milleti... - Sayı 90
Müslüman, müslümanın kurd... - Sayı 89
Şeyh'im Edebâli... - Sayı 84
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Devekuşunun kafasını kuma gömmesi misali kafasını toprağa gömen Avrupa bilmez mi ki, nefesi kesilince kafasını (soktuğu yerden) çıkarmak zorunda kalacak ve pişman olacaktır(pişmanlık duyacaktır).
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14593395
 Bugün : 3936
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631104
 Bugün : 750
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim